TEHLİKELİ OYUNLAR
Azerbaycan, Ermenistan arasında tehlikeli hareketlilikler başladı.
“Ne oldu paşinyan, cebraile yol çekiyordun. Dans ediyordun. Cehenneme gitti özerklik. Ateşe gitti özerklik, gorbagor oldu özerklik, özerklik öldü. Olmayacaktır da, mecbur ettik. Zorla mecbur ettik, başına vura, vura.”
Her şey Aliyev’in bu açıklaması ile başladı.
Ermenistan ve Azerbaycan devlet sınırlarının belirlenememesi yeni çatışmalara yol açtı.
Ermenistan savaş sonrası sınırların yeniden belirlenmesine yanaşmıyor.
Laçin koridorundan Ermenistan güçlerine hala silah sevkiyatı yapılıyor.
Şuşa Hankendi etrafını Ermeni güçleri hala terk etmiş değil.
Rusya ateşkesin devam etmesi için barış gücünü arttırmayı teklif etti.
Ermenistan’da bazı güçler Zengezur koridorunun açılmasına müsaade etmiyor.
Savaş sonrası yapılan antlaşmada ki maddeler yerine getirilmiyor.
Varılan anlaşmaya göre Zengezur koridorunun açılması gerekiyordu.
Sıcak çatışmalar yer yer devam ediyor.
Böyle giderse barış gücü giderek artacak.
Rusya bu bölgeden asla vazgeçmez, vazgeçmeyecektir. Onun için tarafları ikna edip barış gücünü artırmanın yoluna bakacaktır. Başta bu barış gücüne asla Rusya’nın tek başına girmesine müsaade edilmeyecekti. Eğer ille de barış gücü olacaksa sadece Rusya değil beraberinde Macaristan ve Pakistan’da bu barış gücüne eşit statüde ortak edilmeliydi.
Ancak olmadı olamadı, çünkü Türk dış politikasını yönlendiren güçler çoktaaan akılcılığı terketmiş, sözde fütuhat ve hilafet duygusuna kapılmış bir aptallar ordusu olunca, sonuçta ileriyi görememenin etkisiyle, belki de yine Osmanlı’da olduğu gibi savaşta kazandığımızı, masa başında kaybedeceğiz.
Birde üstüne İran’ın Ermenistan tarafında direk müdahale ederse yandı gülüm keten helva. İran’ın müdahalesinin sonucunda İran ikiye bölünmekle karşı karşıya kalır. Çünkü İran’ın %50si Azerbaycan Türkü’dür. Bu sebeble İran içinde bir karışıklık çıkması neticesinde, İran ordusundaki Türklerin orduyu terk ederek Ermenistan yerine Azerbaycan devletine destek verirler.
Üstelik İran’ın bu müdahalesini hem ABD, hemde Rusya ister. Çünkü onlarında işine gelir, Rusya sıcak denizlere inmek için, ABD de Asya’nın kapılarına dayanmak ve Çin’in önünü kesmek için.
Bu durumda Türkiye’de eğer bu iktidar kalır ve hala ümmetçi ve hayali hilafet politikaları izlerse ki öyle görünüyor.
O zaman ne tek millet iki devlet, ne Oğuz soyu nede Türk Devletleri teşkilatı filan dinlemezler ve fırsatı ganimet bilerek. Araplarla da işbirliği içine girerek Atatürk Türkiye’sinin sonunu getirerek Anadolu’daki Türkleri ya öldürerek yada sürerek yok ederler. Kalanları da asimile ederler.
Artık batı hedefine ulaşır ve iddia ediyorum Türkiye ve İran’ın birlikte yok edilmesi ile birlikte bütün dünya bayram eder üstelik Araplarda dahil. Zaten 2071 hedefi de budur. Türklerin Anadolu’ya girişinin 1000. Yılında, Türkleri Anadolu’dan çıkarmak yada yok etmek.
Ve yeni bir çağın başlangıcını ilan ederler.
Küçücük bir hatanın getireceği sonuç bu.
Bu tehlikeli oyunu gören dışişleri monşerleri acaba uyuşturucu baronlarına hizmet etmekten başlarını kaldırıp görüyorlar mı, bu oyunu?
Halbuki Türklük duygusu bir idealdir.
İdealler ve Ülkü’ler milletlerin manevi gıdasıdır. Ülkü’ler ise düne bakarak yarını arayan milletlere hız veren ve uğrunda ölünen büyük dileklerdir. Ve Türk milleti de, tarihte var olduğu günden bu güne hep bu idealin, bu Ülkü’nün peşinden gitmiştir.
Sanırım Türk milletinin temel doğrularıyla da bu dönem ki kadar oynayarak kafalar karıştırılmamıştı.
Uzun lafın kısası bir komutan bir orduyu, bir ordu bir milleti yok edermiş.
Klavuzu karga olanlar yok olmaya mahkumdur.
Mehmet Karataş.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.