Bugün bir kere daha anladık ki şu lanet olası siyaset insanlığımızdan o kadar çok şey alıp götürmüş ki yıllarca omuz omuza sırt sırta mücadele ettiğiniz arkadaşınızı dostunuzu ve ülküdaşınızı bir kalemde silip atılabiliyorsunuz. Ne uğruna şu lanet olası senin partin benim partim. Hepinizin partisinin canı Cehenneme…

VEFASIZLIK DİZ BOYU…

Ülkücü Hareket engellenemez sözünü kendiniz bitirdiniz, engellediniz ne uğruna koltuk, para, pul,mal mülk şan şöhret uğruna alayınıza yazıklar olsun. Engellenemez dediğiniz kos koca hareketi kendiniz engellediniz. Yok ediyorsunuz. Hani  düğünde dernekte cenazede küs olsalar bile yan yana gelip hal hatır soranlar şimdi düşmanlar adeta. Şimdi bir ülkücü Hakk’a yürüdüğü zaman hangi partiden diye bir birilerine sorar oldular. Partiler ne zamandan beri davanız önüne geçti ? Ne zaman ? Hani ülkücüler için parti amaç değil araçtı ? Ne oldu ?

Bir koltuğa oturmak için dava adamlığına ne oldu ? O Lanet olası koltuk uğruna dava arkadaşım dediğin yıllarca onuru ile sendikacılık yapan İsmail Maral’ın cenazesinde neden hiç birinizi görmedik ? Üç beş vefalı ülkücüden başka cenazede kimseyi göremeyince insanın yüreği burkuluyor...

HANGİNİZİN İŞİNİ GÖRMEDİ...

Sosyal Güvenlik Kurumuna yolu düşen hanginiz İsmail Maral'ın yanına uğramadı. Hanginizin önüne düşüp işinizi görmedi. İzinliyken bile hangi işinize koşmadı. İsmail Maral bunu hak etmedi bilesiniz...

Eminim ki bir çoğunuz Korona belasını bahane edecektir. Cenazeye az sayıda olsa da gelenler koronadan  etkilenmeyecek miydi.  Gün o gündür ki böyle zamanda orada olmak ailesine destek vermek değil midir ? Ülküdaş dediğin kara günde belli olmaz mı ? Partiniz batsın başınıza yıkılsın İnşallah…Defalarca söyledim yazdım ; Ülkücülere bu oyunu  kim oynadıysa  iyi yere tezgah açmış vesselam…Ülkücüyü ülkücüye düşman edenleri Allah kahretsin…