Siyaset benim için bir meslek değil

Siyaset, para kazanmanın bir aracı değil,

Siyaset uzun soluklu bir toplumsal projenin başlatılması için verilen bir savaşmanın adıdır. Benim için, siyaset bana ne verecek değil, ben topluma ne vereceğim demektir.

Doğru bildiklerimi, her koşul ve ortamda savunurum.

Bu durum her bilinçli, erdemli seçmen için de böyle olmalıdır.

Aldığımız siyasal kültür ve yüklendiğimiz idealler de bunu öğütlerler bize.

Fikri altyapımız Türk Cihan Ülküsü, Kızılelma yolu, tarihin derinliklerinden beslenerek Ergenekon’dan Anadolu’ya uzanan bir süreci içinde barındırmaktadır.

Bu düsturlarla MHP de siyaset yapma şerefine nail olabilmiş birisiyim. Zira MHP de siyaset, şahsi çıkarlar için değil, toplumsal çıkarlar için yapılır. Birilerinin hamasetle, neslinden kaynaklı gizli düşmanlıkla kustuğu menfi tanımlamalara kulak asmayın. 21. Yüzyıl Türkün dünyaya mührünü vurduğu bir yüzyıl olacaktır. Buna inancımız tamdır. Şartlar bizi bu yola zorlamaktadır. Tek eksiğimiz Milli ve yerli kadrolardır.

Turan yoluna taşıyacak düşlediğimiz bir memleket var!

Özgürlüğün, çağlara mührünü vuracak güçlü bir milletin, sevginin, dayanışmanın adaletin hüküm sürdüğü bir memleket!

Bu memleketi kurmak, memleketi zifiri karanlık günlerden kurtarmak en başta bizlerin ve gençliğimizin görevidir.

Bu Milleti yeniden ayağa kaldırıp, dünya coğrafyasında layık olduğu seviyeye taşıyacak tek güç Türk Milliyetçileri olacaktır. Yeter ki gerekli eğitimi alabilsinler, yeter ki yeterli kadrolarda kendilerine yer bulabilsinler, yeter ki onlara güvenip inanan bir gücü arkalarında hissetsinler. Bir Türk Cihana bedeldir öyleyse Türkiye’yi, Türk ve Türkiye sevdalıları yönetmelidir. Yoksa devşirme zihniyetlerle, dış güçlerin destekleriyle siyasal şekillenmelerle bizleri yönetenlerden kurtuluş reçetesi beklemek safdilliktir.

KADIN;

-Soyadını değiştirir

-Evini değiştirir

-Ailesini değiştirir

-Seninle bir eve taşınır

-Seninle bir yuva kurar

-Senin için hamile olur

-Hamilelik vücudunu değiştirir

-Şişmanlar

-Dayanılmaz doğum sancısı yüzünden neredeyse ağrı odasına terkedilir

-Doğurduğu çocuklar bile senin soyadını alır…

Öleceği güne kadar yaptığı her şey,

Yemek pişirme, senin evini temizleme, annene babana bakma, çocuklarını büyütme, para kazanma, sana öğüt verme, senin rahatını sağlama, bütün aile ilişkilerini sürdürme,

Sana faydası olan her şeyi, bazen de sağlığı, hobileri ve güzelliği pahasına her daim mücadele, Cenneti ayaklarının altında saklayan bu varlıklar ne de çok şeyler yaparlarmış.

Sahi şöyle bir düşünün gerçekte kim kime iyilik yapıyor?

Ey erkekler, hayatınızdaki kadınların kıymetini bilin çünkü kadın olmak kolay değil. Yok saymayın, yok etmeyin!

Kadın dünyanın yarısı,

Kadın yaşamın yarısı,

Var olabilmenin kendisi…

Kadın olmak paha biçilemeyen bir şeydir...

Duyarsızlık yalnızlığa sebep olur

Naziler, önce komünistler için geldiler,

Sesimi çıkarmadım,

Çünkü ben komünist

Değildim!

Sonra Yahudiler için geldiler,

Sesimi çıkarmadım,

Çünkü ben Yahudi

Değildim!

Sonra sendikacılar için geldiler,

Sesimi çıkarmadım,

Çünkü ben sendikacı

Değildim...

Sonra Katolikler için geldiler,

Sesimi çıkarmadım,

Çünkü ben Katolik

Değildim...

En sonunda benim için geldiler ve kimse sesini çıkarmadı,

Çünkü sesini çıkaracak hiç kimse kalmamıştı! (alıntı)

Başbuğ diyor ki;

Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır. 4 Nisan, Alparslan Türkeş’in Vefatının 24. Yıldönümüdür. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.

UMUT

Umut, temenni limanı, birçok insanın ayakta durabilmek için sığındığı dayanak. Geleceğe dair kaygı duymama becerisi belki de. Hayalinin yakasına yapışıp gerçeğine doğru çekme çabası. Kendini avutmanın en sevimli yoludur umut etmek. Geride, geriye dönüp baktığınızda keşke deyip başlayan cümleler kurmak yerine iyi ki yapmışım dediğiniz cümleleriniz olsun ve asla umutsuz olmayın.

13 Nisan Ramazan ayının başlangıcı, insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Mevla’dan niyaz eyliyorum. Sağlıklı, huzurlu, bereketli günler diliyorum.