Sıkıntılarımız BÜYÜK Olacak...
MEB bakanımız Sayın Ziya SELÇUK, kısa bir süre önce görevinin başına gelmiş olmasına rağmen eğitimdeki sorunların bilincinde olduğu için çözüm yolları arayışına girdi.’’Eğitimde veriye dayalı bir politika üreteceğiz, veriler kullanılmadan üretilen politikaların ciddi sıkıntılar yarattığını görmekteyiz. Bir gurup akademisyen ve ilgili uzmanlarla Big Data yönetimi ve yapay zekâ konusunda iki farklı çalışmamız yürütmekteyiz. Üçüncü olarak Blockchain mantalitesinin MEB sisteminde nasıl kullanılabileceği konusunda bir çalıştay hazırlıyoruz. Veri çok önemli ve enformasyona dönüştürmediğiniz veri ham olarak kalıyor. Enformasyona dönüştürseniz de yetmiyor. Bunun bilgiye dönüşmesi lazım. Bilginin de bilgeliğe dönüşmesi gerekiyor. Biz bu zinciri veriden başlayarak tamamlayamazsak ciddi sıkıntılarımız olacak ‘’ diyerek bir açıklamada bulundu.
Eğitim, en geç meyve veren, temelinde öğretmen, veli ve öğrenci dayanışması gerektiren uzun ve de zorlu bir süreçtir. Son on beş yılda eğitimde gelinen durum herkesçe bilinmektedir. Değişen bakanlar, denenen eğitim politikaları, bir türlü doğru karara bağlanamayan sınav sistemleri, belli ki ülke olarak ihtiyaçlarımızı karşılamamıştır. Araştırmalar, bilgi teknolojilerinin öğretmenler tarafından benimsenmesi, uygulamaya konması ve kurumsallaştırılması sürecinin zor ve zaman alıcı olduğunu göstermektedir. Dünyamız hızla dönüyor ve beraberinde hızlı değişimleri getiriyor. Özünde teknolojiyi barındıran yeni mesleklerin ortaya çıkışı, özellikle de bilişim alanında uygulanan yeni teknikler, eğitim sisteminde büyük önem arz etmektedir. Örneğin Big Data, Blockchain ve Yapay Zekâ gibi. Dünya üzerinde önem arz eden tüm büyük sektörlerin kullandığı bu teknikler, her şeyin temelini oluşturan eğitim sektöründe de kullanılmalıdır. Tabi bu sistemlerin uygulanabilir olması için, öncelikli olarak yetişmiş eleman, takım, donanım ve maddi güç gereklidir.
Yapılan araştırmalara göre teknoloji okur-yazarı olmayı bir öğretmenin önemli bir niteliği olarak görmektedir öğretmenler ve öğretmen adayları. Derslerinde teknolojiyi kullanabilme, öğrencilerini teknoloji kullanımına yönlendirme, öğrencilerin öğrenme çevresini teknolojiyi kullanabilecekleri biçimde düzenleyebilme ve meslektaşları ile çevrim-içi ortamlarda iş birliği yapabilme meziyetleri öğretmenlerin çoğunda mevcut ise de, yeterli boyutta değildir ve teknoloji okuryazarı olma büyük önem arz etmektedir. . Eğitim fakülteleri yetiştirdiği öğretmen adaylarına alanlarına yönelik olarak teknoloji içerikli eğitimleri sunmalıdır. 3600 ek gösterge ile Öğretmenlerin emeklikteki maddi şartları iyileştirilmeli ve emekli olmaları sağlanmalıdır.
Mesleğinde enerjisini tüketmiş olan eğitimcileri, eğitim ortamlarında ki hızlı değişimlere dâhil etmeye çalışmak gereksiz ve de verimsiz bir çaba olacaktır. Öğretmenleri ve de eğitim ortamlarını sıkıntıya sokacak. Bu durumda eğitimde teknolojiyi tam manası ile uygulamak ve uygulatmak mümkün olmayacaktır. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de gelişen teknolojinin okullarda etkin kullanımıyla ilgili çeşitli projeler hayata geçirilmektedir. Fakat biz de bir türlü istenilen noktaya varılamamıştır. Çünkü eğitim zincirinin halkaları birbirini tamamlayamamıştır. Eğitimdeki reformların uygulanabilir olması için, öğretmen yetiştirmede, mevcut öğretmenlerde, veli öğrenci ve okul ilişkisinde, okulların fiziksel şartlarında reform gerektirir. Böylelikle tesadüf veya mecburiyet sonucu sahip olunan mesleklerin kişiye ve topluma verdiği zararın önüne geçilmiş olacaktır. Tatlısından yemek istiyorsak bu meyveyi, uzun sürecine, ağır şartlarına ve süreklilik gerektiren işbirliği çabasına hepimiz ortak olmalıyız. Eğitim meselesi sadece öğretmen veya öğrenci meselesi değil, kocaman bir ülke meselesidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.