Cumhuriyet döneminin en büyük krizi başarıyla sonuçlandı ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanlığı seçilme şansı yüzde yüze ulaştı. 
Altılı Masa 13 aydır toplanıyor. Altı parti kurmayları bu süreçte sırasıyla (Güçlendirmiş Parlamenter Sistemi Metni),(Anayasa Değişikliği Metni) ve (Ortak Politikalar Mutabakat Metni) oluşturdular. Fakat  bir hata yaptılar. Kemal Kılıçdaroğlu 13 ay "Geliyor gelmekte olan" diye yüksek sesle Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ifade ediyordu. Meral Akşener 13 ay "Kazanacak aday" vurgusu yaptı. Altılı Masanın en büyük hatası, Cumhurbaşkanı adayını belirlemeyi  son ana bırakmasıdır. Halbuki bu konu en az 3-4 ay önce gündeme getirilip, yöntemi belirlenip, sonuçlamalıydı. Bu konuda altı lider de geç kalmıştır. 
2 Mart 2023 Perşembe günü yapılan Altılı Masa toplantısında bu konunun gündeme gelmesi ve beş liderin konuyu tartışmaya açmadan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olduğunu söylemeleri,  Akşener'in de böyle bir sonuca hazırlıklı olmaması süreci krize sürüklemiştir. Meral Akşener sürecin başlangıcından beri bu seçimin Türkiye'nin en önemli seçimi  olduğunu, dönüşü olmadığını, mutlaka kazanmak gerektiğini, bu yüzden kamuoyu yoklamalarında en yüksek oyu alan kişinin Cumhurbaşkanı adayı olmasını istiyordu. Yapılan bütün kamuoyu anketlerinde ise Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, Recep Tayyip Erdoğan'ın önünde çıkıyordu. Akşener bu yüzden bu isimleri masaya getirip tartıştırmak istiyordu. Yoksa Akşener, kesinlikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun şahsına karşı değildi ve  bu görev layık olmadığını düşünmüyordu. Tek amacı bu seçimin kazanılmasıydı. Çünkü bu seçimin telafisi mümkün değildi. Ama bu konu kamuoyuna tam olarak anlatılamadı. Akşener'in 3 Mart 2023 Cuma günü yaptığı konuşmanın üslûbu oldukça sertti. Fakat bu süreçte başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere diğer dört lider de yapıcı tutum takip ettiler.  İki Büyükşehir Belediye Başkanının da devreye girerek Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasının kabul edilmesi üzerine Akşener masaya döndü ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması oybirliğiyle kabul edildi. Kriz de böylece aşılmış oldu. Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı seçilme şansı, sürece dahil edilmesiyle yüzde yüze yükseldi. 
Olumlu bir şekilde sonuçlanan bu kriz sürecinden çıkarılacak birkaç ders var. Önce siyasette 24 saatin çok uzun olduğunu unutmayıp böyle siyasi krizlerde süreci sabırla takip etmektir. İkincisi, krizinin taraflarının niyetini ve neden böyle davrandıklarının üzerinde düşünmek gerekir. Üçüncü olarak bu süreçlerde kızgınlık ve öfke ile her türlü dezenformasyona alet olup sonra utanılacak paylaşımlar yoktur. Dördüncü olarak, atılan ilk adımda sabit kalmayıp yeni gelişmelere göre yeni adımlar atarak sürecin olumlu şekilde sonuçlanmasına katkıda bulunmaktır. Çıkarılacak son ders de, çözülemeyecek sorun yoktur, onun için sorunlar karşısında artık her şey bitti psikolojisine kapılmamaktır. 
Sonuç olarak, Akşener'in teklifi ve diğer beş liderin onayıyla iki Büyükşehir Belediye Başkanının sürece dahil edilmesiyle Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı seçilme şansı yüzde yüze ulaşmıştır. Sorunu,  Akşener'in meseleye parti menfaati  açısından değil, Türkiye'nin geleceği açısından bakması sonucu çözümlenmiştir. Hayırlı olsun.