ÖN ALMAYI BAŞARAMAYAN MİLLET: TÜRKLER!..
“Ukrayna - Rusya Savaşı çıkınca 08 Kasım 2014'de bu yazdıklarım aklıma geldi. Hiç bir şey sebepsiz değildir ve mutlaka bir alt yapısı vardır. Keşke biz Türkler olaylara böyle bakmayı başarabilsek!”
Türk Milleti, yüzyıllar boyunca göz göre göre aynen bugün olduğu gibi defaatle batağa saplanmış ve bu bataklardan ancak canla ve malla bedel ödeyerek kurtulmuştur. Bunun en önemli sebebi, üzerimize doğru gelmekte olan olayları hissedemeyişimiz ve göremeyişimizdir.
Başımıza gelen hiç bir hadise, tesadüf değildir. Hepsi bir plan üzerine gelişmiştir. Bu planların içimizden satın alınanlarca hayata geçirildiğinden de hiç şüphemiz yoktur. Türk Milleti; meselelere böyle bir bakış açısı olmadığı için hem mağdur olmakta hem de aynı olaylarla bir çok kez tekrar tekrar karşı karşıya kalmaktadır.2015 yılı “Sözde Ermeni Soykırımı İddiaları”nın 100.yılıdır. Biz millet olarak, toplumsal olayların 25, 50 ve 100.yıl gibi dönemlerinin, insanlar üzerinde nasıl bir psikolojik etki yarattığını pek bilmediğimiz ve üzerinde düşünmediğimiz için umursamıyor olabiliriz. Ama şu bir gerçek ki, Ermeniler 2015 yılına çok ciddi hazırlıklar yaparak, soykırım iddialarını yeniden yeşertmeye ve geliştirmeye hazırlanmaktalar.
Bunun sonucu olarakta, Türk Milleti ve onun devleti Türkiye Cumhuriyeti, önümüzdeki günlerde çok sıkıştırılacaktır. Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, aslında Ermenilerle olan bir mesele değildir. Perdenin gerisinde, bu konu türetildiği andan itibaren İngiltere, Fransa, ABD ve Rusya vardır. Elbette ki daha sonra buna, bu meseleyi Türklere karşı koz olarak kullanmak isteyen birçok ülke daha taraf olarak eklemlenmiştir. Türkiye’nin “Ermeni Meselesi”, dün Osmanlıyı, bugünde Türkiye’yi zayıflatmak isteyenlerin meselesidir. Tarihi tartışmaktan kaçan Ermeniler ise sadece bu işin taşeronudur.
Bir Türk devleti olan Osmanlı, bir plan dâhilinde yıkılırken, ülkenin batısı dediğimiz Balkanlar ile Anadolu’nun doğusunda devlete isyan edenlerin yani Bulgarların, Ermenilerin, Makedonların, Sırpların ve kiliselerin işbirliği içinde olduğunu görüyoruz. Süreç; Osmanlı’nın doğusunda ve batısında eş zamanlı olarak ve benzer argümanlara dayanılarak yürütülüyor. Tarihçi Prof. Dr. Ali Aslan: “1877 ile 1890 arasında Balkanları Türklerden arındırma eylemleri, 100 yıllık bir plana dayanmaktadır.” diye söylemektedir. Keza Mora Türkleri, 1821’de İngiliz ve Fransızların himayesinde üç beş hafta içinde adeta buharlaşmış ve günümüze kadarda izlerine rastlamak bir daha mümkün olmamıştır! Yine Prof. Dr. Nedim İpek’in yazdıklarından öğreniyoruz ki; Doğu Anadolu’muzda Ermenilerin hamisi olan Ruslar, 1877’de Balkanlardaki Türkleri ilk önce Rusya içlerine tehcir etmeye sonrada bundan vazgeçerek, bir ırkı yok etme planlarını uygulamaya koyuyorlar. Bu arşiv belgelerine girmiş yazılardan anladığımız bir vahşettir. Bulgaristan’da Taşnak teşkilatlarının ne işi var? Ermenilerin kahramanlaştırdığı ve bölücü apo benzeri bir adam olan Taşnakçı Antranik Ozanyan, 1905’te Bulgaristan’a geçer, Ermeni Gönüllü Birliği’ni kurarak Balkan Savaşları’nda Bulgar Ordusu’nun emrinde Türk’ün yok edildiği katliamlara katılır. Ondan sonra da aynı katliamlara 1915 yılında Van ve çevresinde devam eder. Bu bize Balkanlarda uğradığımız soykırımla, Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları mezalim arasında, sebep sonuç ilişkisi kurmamız açısından, önemli bir örnektir. Zavallı Osmanlı, dört bir koldan uğradığı saldırılar karşısında ne yapacağını bilmez bir haldedir. Batı da yani Balkanlarda beş milyonun üzerinde Türk ve Müslüman yok edilmiştir şimdide ülkenin doğusu Balkanların akibetine doğru gitmektedir. Ve başka çare kalmadığı içinde tehcir kararı alınır. İyi ki de tehcir kararı alınmıştır da bugün Doğu Anadolu’da yaşayan insanlarımızın ecdatı bir soykırımdan kurtulmuştur! Osmanlı kendi topraklarının doğusunda bir “İkinci Bulgaristan Vakası” yaşamak istememiştir. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyeti’ne ülkemizin doğusunda pkk eliyle yeni bir “İkinci Bulgaristan Vakası” yaşatılmak istenmektedir. Osmanlı bunun için tedbir alır ama bu tedbirler günümüzde büyük devletler tarafından çarpıtılırak, halen aleyhimize kullanılmaktadır.
Asla bir “Ermeni Soykırımı” söz konusu olmadığı gibi Türk Milletinin bu olaylardan büyük bir mağduriyeti vardır. Osmanlı’nın Ermenilerin yaptıklarına ilişkin, 1916 yılında çıkardığı fotoğraf albümünde, eğer fotoğrafların altındaki yazıyı okumazsanız, vahşetin Balkanlarda yapıldığını zannedebilirsiniz. Vahşetin görüntüleri ne yazık ki; bugün pkk’nın yaptıkları ilede birebir aynıdır. Bu bize, düne kadar vatandaşlarımız olan Bulgarlar, Ermeniler ile pkk’lıların aynı merkezlerin taşeronluğuna soyunduğunu göstermektedir. Olaylar sırasında, pkk’lılar içte ve dışta bugün nasıl savunuluyor ve olay bir hak arama mücadelesi olarak sunuluyorsa, Bulgar ve Ermeni eylemleride zamanında benzer şekillerde savunulmuştur. Anlatmak istediğim şey şudur; esas soykırıma uğrayan Türklerdir. Ermeniler soykırıma uğramamıştır. Türk topraklarının, batısında ve doğusunda meydana gelen ve insan ve toprak kaybı ile sonuçlanan olaylarda, bir illiyet bağı vardır. Yani aynı planın parçalarıdır. Ermenilerle istediklerini halledemeyen güçler, hedeflerini yeni versiyon pkk ile devam etmektedir. Türkler, bunları sezemedikleri ve içlerindeki hainleri baş tacı yaptıkları için, olayları dün olduğu gibi bugünde öngörememekte ve tedbir alamamaktadır.
On yıldır “Balkanlarda Türk Soykırımları”nı anlatmaya çalışıyorum. Sözde Ermeni iddialarını başımıza gelen gerçek bir soykırımla karşılayalım diyorum. Anlatamıyorum... Alın şimdi 2015 geldi çattı. Ne yapacaksınız görelim bakalım!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.