Okullar Ne Zaman Açılacak?
Her dönem özellikle siyasiler tarafından gündem olan, kulaklarımıza yapışan sözler duyarız. Son yedi ayın dilimize doladıkları ise, covit-19,sosyal mesafe, maske, el hijyeni, dezenfektan ve bu okullar ne zaman açılacak?
Çünkü en az maske ve mesafe kadar hayati önem taşıyor okulların varlığı. En başta insanoğlunun ehlîleşmesinde ve ülke kalkınmasında başrol oynuyor. Hızla değişen dünyaya hazırlıyor bireyleri. ‘’Öğretmenler ne iş yapar ki’’ diyen pek çok insanın evladını güvenerek bıraktığı hizmet alanı görevi görüyor okullar. Çalışan anne babaların da kurtarıcısı aynı zamanda.
Böylesi önemli kurumların uzun süre kapalı olması da haliyle toplumu derinden etkiledi. Öğretmenler öğrencilerini, öğrenciler arkadaşlarını veliler ise çocuklarını okula bırakıp işlerine huzurla gittikleri günleri özledi. Özlem arttıkça da serzenişler yükseldi. Bu okullar ne zaman açılacak?
Milli Eğitim bakanlığının almış olduğu kararla okullar aşama aşama açılıyor. Her sınıf seviyesi belli hafta aralıklarıyla okullarda yerini almaya başladı. Covit-19 vakalarındaki artış her ne kadar artarak devam etse de eğitime verilen aranın yarattığı açık bir yerden kapatılmaya başlanmalı. Fakat eski sistemdeki hatalardan uzak, Covit-19 dan dan almış olduğumuz dersler ışığında başlanmalı. Okullar öğrencilerini mümkün olduğunca sağlıklı ortamda ağırlamak için elinden gelen tüm önlemleri alıyor. MEB tarından öngörülen seyreltilmiş eğitim sürecinde öğrencilerimizin eksik kalan dersleri tamamlanacak ve sınav hazırlıkları sürdürülecek. Uzaktan eğitimde veliler öğretmenler öğrenciler ve MEB elinden geleni yaptı ve eğitim kavramını hayatta tutmaya çalıştı. Fakat görüldü ki eğitim uzaktan ancak kurtarıcı olabiliyor. Eğitim; öğretmenin öğrencisine bakışıyla, ses tonuyla, gülüşüyle, dersini anlatışıyla, örnek oluşuyla dokunmasıdır. Eğitim sadece ezber işi değildir. Salgın süreci eğitim öğretim kavramlarının önemini yeterince anlattı bizlere. Farkındalığımızı arttırdı. Eğitim sistemindeki hataları sorgulamamızı ve biraz daha sadeleştirmemizi, çocukların dört bir yanını kuşatan eğitim anlayışımızı değiştirmemiz gerektiğini anlattı bizlere. Her çocuk geleceğin neferi olmasının yanında, birer sosyal varlık aynı zamanda. Çocukların okul dışında da öğrenmesi, tanıması ve anlaması gereken kocaman bir hayat var. Evet okulları açalım, öğrencilere nefes alanı yaratarak açalım. Tüm gün okul, ardından kurs, ardından evde ders hazırlığı aşamalarını biraz daha yumuşatalım. Matematiği, Fizik Kimya Biyolojiyi çok iyi bilen, aynı zamanda da hayatı sorgulayabilen, fikir üretebilen bireylere ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Sosyal yönü gelişmeyen bireyler ne yazık ki davranış bozukluğundan tutunda diyalog sorununa kadar pek çok sıkıntı yaşamakta. Sayın Bakanımız Ziya SELÇUK ‘un eğitimci olmasının verdiği öngörüyle bu sorunları zaten gördüğünün bilincindeyiz. Dileğimiz; bilinci doğrultusunda yeni nesillere, eğitim kurumlarına ve kafası ciddi anlamda karışmış olan veli ve öğrencilerimize ışık olmasıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.