Celalettin MARZ

Celalettin MARZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Müslüman mısın?..

A+A-

Bir gün Pîr-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî Hazretleri’ne sormuşlar: -“Müslüman mısın?” -“Elhamdülillah Türk’üm, Müslüman’ım” demiş. -“Neden Türklüğü katıyorsun, biz dinini soruyoruz” demişler. – ”Din seçim, Türklük kaderdir” demiş.

Şükürler olsun ki Kaderimiz Türk olmakmış.

Atamızdan, düşman komutanlarına, bilim adamlarından, filozoflara, Avrupa’nın meşhur Krallarına kadar TÜRK yorumu yapılmıştır. Bunlar Tarihi geçmişimizi aydınlatan birer ibret vesikasıdır. Ama ne hikmetse bizim sözde Müslüman, ham softa, cahillikte sınır ötesi çokbilmişler, bunları her nedense görmez, göremez, görmezden gelirler.

Atatürk’ün sağlığında ve ölümünün ardından söylenen sözlere bakıldığında Atatürk kimdir nedir anlamak oldukça kolaydır. Şimdi bu tanımlamalara ve hakkında yazılan düşüncelere birkaç örnek vererek bu yazdıklarımı pekiştirebilirim.

 

YOK SAYILMASINA RAĞMEN ATATÜRK VE TÜRKLÜK

Büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün Doğu milletleri için de en büyük önderdi. (Emanullah Han, Afgan Kralı).

Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir. (En-Nahar Gazetesi, Lübnan, 1938).

Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Atatürk yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı. (Gerard Tongas, Fransız yazar)

Şaşırtıcı ve çekici bir kişi. Asker olarak büyük, fakat devlet adamı olarak daha büyük. (Japon Times)

Yüzyıldan beri Küçük Asya'nın çıkardığı en büyük lider. (Japan Chronicle)

Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur. (John F. Kennedy, ABD Başkanı )

Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi herkesin sevgi ve saygısını çeken büyük Türk milletinin milli bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni milli yapısını yaratmıştır. (Kalinin, Sovyet Başbakanı)

Türkiye'yi bir arı kovanına ve bütün Türkleri de bal aramaya çıkmış çalışkan arılara benzetiyorum. Nasıl arılar beylerinin etrafında toplanıp çalışırlarsa bütün Türk milleti bugün büyük dahi Mustafa Kemal etrafında toplanmışlardır. (M. Zaajti Franes, Macaristan)

Mustafa Kemal yeni Türkiye'nin kalbidir. Eski, yıpranmış bir toplumdan yepyeni, güçlü bir millet yaratmış, essiz kişiliğiyle kendini herkese saydırmış, enerjisiyle herkesi kendine inandırmıştır. (Ma Shao-Cheng, Çinli yazar )

Atatürk, yalnız Türk milletinin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk. (Bayan Sucheta Kripalani, Hint Parlamento Heyeti Başkanı)

Napoléon Bonaparte

İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.

Alman İktisatçı Fritz Neumark

Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır. Tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz.

Demirbaş Şarl

Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiçbir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır.

 

Genç William Pitt

Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.

General Hamilton

Dünyada, Türklerden başka hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz. Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur.

İskoç Şair Lord Byron

Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türk'ün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır.

Çek Bilim Adamı Jan Amos Comenius

Türkler kahramandırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir.

Bu kadar güzel sözlerin. Hayranlık ifade eden tanımlamaların, Türklük hakkında söylenen methiyelerin ardından Son 18 yıldır iktidardakilerin Türklük hakkındaki resmi ağızdan haykırışlarına ne demeli! İçimizden yetişerek Bizleri yönetme bahtına erişenlerin konuya bakışını sizlere yorumsuz veriyorum.

AKP’nin kitabında Türklük yok.(R.TayyipErdoğan – Eski Başbakan, Mevcut Cumhurbaşkanı)

Türklük anayasadan çıkacak (A. Davutoğlu- Eski Dışişleri Bakanı, Eski Başbakan)

Türklük şart değil (A.Gül – Eski Başbakan, Eski Dışişleri Bakanı, Eski Cumhurbaşkanı)

Türk diye bir ırk yok (Yasin Aktan AKP Milletvekili )

AKP ile hepimiz Türk olmaktan kurtulduk (Aziz Babuşçu AKP Eski Milletvekili)

Kahrolsun Türkçülük (AKP Milletvekili -Mehmet Metiner)

Unutulan en önemli hakikat, Osmanlı da kul olanlar Cumhuriyetle beraber fert olmuşlar ve Anayasal haklardan kaynaklanan özgürlüklerden aldıkları cesaretle bu cüretkar beyanatları verebilmektedirler.

Atatürk’le beraber Milli ve yerli kalkınma kısa sürede önemli atılım yapılmasıyla kendi ihtiyaçlarımıza yetebilen bir ekonomik yapı oluşturulmuştu. Zamanla bu durum eski hızını kaybetmeye başladı. Öz kaynaklar yerine borç alınarak yabancı sermayeye bağımlı hale geldik. Paranın kaynağı da yatırımcının kimliği de yabancılaşmaya başladı.

Tek Parti döneminin son yıllarında başlayan dış borçlanma, Menderes Döneminde hız kazanmış, Demirel iktidarlarında devam etmiş, Özal Dönemlerinde zirve yapmıştır. Çiller Döneminde ve AKP döneminde de devam etmektedir. Hızla özelleştirme adıyla eldeki tesisler elden çıkarılmış ve üretim esaslı ekonomik yapıdan tüketim esaslı üretim yapısına geçiş sağlanmış ve bu durum halen devam etmekte ve cari açık giderek büyümektedir. Üretimin olmadığı ya da yeterli üretimin yapılmadığı ekonomilerin dışa bağımlılığı kaçınılmazdır.

Hızla öze dönüş hamlesi yapılmalı. Yerli sanayi ve tohumlarla üretim sağlanmalı, milli hedefler belirlenmeli ve o hedefe bizleri taşıyacak kadrolara fırsat verilmelidir. Yoksa giderek daha zor şartların bizleri beklediğini söylemeliyim.

…..

DUYARLI PAYLAŞIM ÜZERİNE

Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.

Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş. Gazeteci çiftçiye sormuş:

“Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”

Çiftçi cevap vermiş: “Yoksa bilmiyor musun? Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer. Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim”.

Yaşamlarımız da böyledir. Hayatlarını anlamlı ve iyi bir şekilde yaşamak isteyenler başkalarının hayatlarını da zenginleştirmelidir. Bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür. Ve mutluluğu seçenler, başkalarının mutluluğa ulaşmasına yardım etmelidir. Birimizin refaha ulaşması, herkesin refaha ulaşmasına bağlıdır.

Buna birlikte hareketin gücü diyebilirsin,

Buna başarının ilkesi diyebilirsin,

Buna hayat kanunu diyebilirsin.

Gerçek şu ki hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça.

 

YABANCILAŞMAYA DAİR

Ne zamanki insanoğlu ev üstüne kat kat evler yaptı işte o vakit bozuldu dengeler.

Evler yükseldikçe kibir de yükseldi. Kapılar yakınlaştıkça insanlar uzaklaştı. Uzansan ziline dokunacağın komşular uzaktaki bir dostun kadar dokunamıyor artık yüreğine. Selamsız sabahsız geçip gidiyor yorgun bedenler yanımızdan..

Oysa eskiden evler alçak insanlar alçak gönüllü idi. Kapılar değil gönüller yakındı ve dokunuyordu insanlar birbirlerinin yüreklerine.

"Kapının ardı gurbet" derdi büyüklerimiz. Şimdilerde herkes gurbette..

DİP NOT

Korona artık hayatımızın bir gerçeği. Korona olmasak bile kendimiz için, ailemiz ve çevremiz için önlemleri önemseyerek yaşamayı başarmalıyız. Maskesiz gezmeyelim, mesafeyi koruyalım, sabundan uzak durmayalım. Sağlıklı huzurlu günler diliyorum. Sağ kalın, Ülkü ile kalı

Bu yazı toplam 3165 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.