MHP Erdoğan’ı Saraydan Alacak mı?
A+A-
Çok kötü yönetilen Türk Milleti, yoksulluktan, yolsuzluktan, adaletsizlikten bunalmış vaziyette. Millet tutunacak bir dal arıyor. MHP’nin milletin umudu haline gelmesi an meselesi.
Türkiye Cumhuriyeti devleti bu AKP Hükümetleri zamanında zafiyet geçirecek duruma düşürüldü. Devlet, kendisiyle savaşan hainlerle masaya oturtuldu! Müzakere adı altında devletin erklerinin paylaşılması pazarlıkları yapıldı. Bebek katili teröristbaşı Öcalan’ın 10 maddelik manifestosu TC Hükümeti Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın odasından dünyaya ilan edildi. Bu durum, devletin kendisini parçalamak isteyenlere verdiği zillet seviyesindeki tavizlerdir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefet partilerini kendisinin de muhalifi olarak görmekte onlara, tehditler savurmakta, aşağılamakta, hakaret etmektedir. Erdoğan hiçbir konuda muhalefete danışmamaktadır. Başbakanı da yok sayarak kendi hükümranlığını kurmuş gibi demokratik teamüller dışına çıkarak ülke yönetmektedir. Araştırmalarda AKP’li seçmenin de bu durumu desteklemediği görülmektedir.
17/25 Aralık yolsuzluk iddialarının sanıkları AKP iktidarınca adaletin pençesinden kurtarıldı. Daha düne kadar karısı da AKP vekili olan bir AKP yalakası diyor ki: “İktidar, AK-Saray’ın dudak uçuklatan maliyeti, aylık elektrik faturaları, “beyaz çay” giderleri, aklanamadığı yolsuzluklar, hırsızlıkların üstünü örtmek için tepetaklak ettiği hukuk düzeni, ekonominin bütün enerjisini emip posaya çeviren inşaat-rant sektörü altında ezildi. Kimse Erdoğan iktidarına haksız ve yersiz bir eleştiride bulunmadı; yukarda sıraladıklarımızın hepsini kendi hür iradesi, kararı ve eylemi ile kendisi yaptı.”, “Ezici, ürkütücü ve şaibeli bir güçten, yani zorbalıktan başka dayanağı kalmadı. Şimdi kaldıramadığı ve taşıyamadığı bu kontrolsüz gücün altında ezilip kayboluyor.”, diyor. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. AKP Hükümeti yalnızca iktidar gücüyle ayakta kalmaya çalışıyor, haklılığı yok. Adaletli değil. Boğazına kadar yolsuzluk çirkefine batmış vaziyette. Bir küçücük rüzgârla, hatta üfürükle düşüp tuzla buz olacak. Sendeleyen, bitmiş AKP’ye güçlü bir püf demek yetecek, düştü düşecek! AKP’ye ‘püf!’ diyen MHP olabilir…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 08.02.2015’te Kırşehir’de 'Nefesimiz Ensenizde Olacak'mitinginde yaptığı konuşmada: “Türk milleti, 7 Haziran'da iktidarı değiştirirse ki olacak olan budur, ne kadar kıyıda köşede haram yiyen ve hain varsa mutlaka hesaba çekilecektir.”, demişti. Bahçeli aynı konuşmasında; “Erdoğan, açıkça siyaset yapmakta, suç işlemekte, vatana ihanet konusunda arka arkaya delil üretmektedir.", demekteydi…
MHP Henüz seçim bildirgesini açıklamadı. Açıklanacak bildirgede asgari ücretin vergiden muaf tutulacağı ve 1500 Liraya yükseltileceği, çiftçiye ucuz mazot, devlet kurumlarında çalışan taşeron işçilerin devlet kadrolarına geçirileceği mutlaka yer almalıdır.
Kaçak Saray bir görgüsüzün kendini tatmin israfının sembolü olmuştur. Akıllarda da hep öyle kalacaktır. O binayı cumhurbaşkanlığı hizmetinden almak gerekmektedir. O bina Devlet Merkezi binası olarak hizmet vermeli ve bütün bakanlıklar o binada toplanmalıdır. Böylece bakanlıklar arası iletişim de hızlanır, devlet hizmeti de çabuklaşır. MHP bu binanın kullanımının Cumhurbaşkanlığından alınıp, devletin tüm bakanlıklarına tahsis edileceğini de açıklamalıdır. Böylece kaçak ve israfın sembolü olan binaya duyulan tepki MHP için oya dönüşebilir.
Bahçeli’nin sözünün eri bir lider olduğu dost düşman herkes tarafından bilinir. Kırşehir meydanında verdiği sözü yani Erdoğan’ı saraydan çıkartıp Yüce Divan’a yollayacağının sözünü vererek yürüteceği seçim kampanyası AKP iktidarını bitirir.
AKP gidici bu belli! Şimdi, Erdoğan’ı ve AKP’yi devirmek için sıra Bahçeli’nin iyi bir ‘püf’ demesine kaldı. AKP’ye ‘püf’ de Bahçeli, devir şunları, bitsin AKP’nin ‘haram’ devri… Zaman MHP zamanı olsun…
Türkiye Cumhuriyeti devleti bu AKP Hükümetleri zamanında zafiyet geçirecek duruma düşürüldü. Devlet, kendisiyle savaşan hainlerle masaya oturtuldu! Müzakere adı altında devletin erklerinin paylaşılması pazarlıkları yapıldı. Bebek katili teröristbaşı Öcalan’ın 10 maddelik manifestosu TC Hükümeti Başbakan Yardımcısı Akdoğan’ın odasından dünyaya ilan edildi. Bu durum, devletin kendisini parçalamak isteyenlere verdiği zillet seviyesindeki tavizlerdir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefet partilerini kendisinin de muhalifi olarak görmekte onlara, tehditler savurmakta, aşağılamakta, hakaret etmektedir. Erdoğan hiçbir konuda muhalefete danışmamaktadır. Başbakanı da yok sayarak kendi hükümranlığını kurmuş gibi demokratik teamüller dışına çıkarak ülke yönetmektedir. Araştırmalarda AKP’li seçmenin de bu durumu desteklemediği görülmektedir.
17/25 Aralık yolsuzluk iddialarının sanıkları AKP iktidarınca adaletin pençesinden kurtarıldı. Daha düne kadar karısı da AKP vekili olan bir AKP yalakası diyor ki: “İktidar, AK-Saray’ın dudak uçuklatan maliyeti, aylık elektrik faturaları, “beyaz çay” giderleri, aklanamadığı yolsuzluklar, hırsızlıkların üstünü örtmek için tepetaklak ettiği hukuk düzeni, ekonominin bütün enerjisini emip posaya çeviren inşaat-rant sektörü altında ezildi. Kimse Erdoğan iktidarına haksız ve yersiz bir eleştiride bulunmadı; yukarda sıraladıklarımızın hepsini kendi hür iradesi, kararı ve eylemi ile kendisi yaptı.”, “Ezici, ürkütücü ve şaibeli bir güçten, yani zorbalıktan başka dayanağı kalmadı. Şimdi kaldıramadığı ve taşıyamadığı bu kontrolsüz gücün altında ezilip kayboluyor.”, diyor. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. AKP Hükümeti yalnızca iktidar gücüyle ayakta kalmaya çalışıyor, haklılığı yok. Adaletli değil. Boğazına kadar yolsuzluk çirkefine batmış vaziyette. Bir küçücük rüzgârla, hatta üfürükle düşüp tuzla buz olacak. Sendeleyen, bitmiş AKP’ye güçlü bir püf demek yetecek, düştü düşecek! AKP’ye ‘püf!’ diyen MHP olabilir…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 08.02.2015’te Kırşehir’de 'Nefesimiz Ensenizde Olacak'mitinginde yaptığı konuşmada: “Türk milleti, 7 Haziran'da iktidarı değiştirirse ki olacak olan budur, ne kadar kıyıda köşede haram yiyen ve hain varsa mutlaka hesaba çekilecektir.”, demişti. Bahçeli aynı konuşmasında; “Erdoğan, açıkça siyaset yapmakta, suç işlemekte, vatana ihanet konusunda arka arkaya delil üretmektedir.", demekteydi…
MHP Henüz seçim bildirgesini açıklamadı. Açıklanacak bildirgede asgari ücretin vergiden muaf tutulacağı ve 1500 Liraya yükseltileceği, çiftçiye ucuz mazot, devlet kurumlarında çalışan taşeron işçilerin devlet kadrolarına geçirileceği mutlaka yer almalıdır.
Kaçak Saray bir görgüsüzün kendini tatmin israfının sembolü olmuştur. Akıllarda da hep öyle kalacaktır. O binayı cumhurbaşkanlığı hizmetinden almak gerekmektedir. O bina Devlet Merkezi binası olarak hizmet vermeli ve bütün bakanlıklar o binada toplanmalıdır. Böylece bakanlıklar arası iletişim de hızlanır, devlet hizmeti de çabuklaşır. MHP bu binanın kullanımının Cumhurbaşkanlığından alınıp, devletin tüm bakanlıklarına tahsis edileceğini de açıklamalıdır. Böylece kaçak ve israfın sembolü olan binaya duyulan tepki MHP için oya dönüşebilir.
Bahçeli’nin sözünün eri bir lider olduğu dost düşman herkes tarafından bilinir. Kırşehir meydanında verdiği sözü yani Erdoğan’ı saraydan çıkartıp Yüce Divan’a yollayacağının sözünü vererek yürüteceği seçim kampanyası AKP iktidarını bitirir.
AKP gidici bu belli! Şimdi, Erdoğan’ı ve AKP’yi devirmek için sıra Bahçeli’nin iyi bir ‘püf’ demesine kaldı. AKP’ye ‘püf’ de Bahçeli, devir şunları, bitsin AKP’nin ‘haram’ devri… Zaman MHP zamanı olsun…
Bu yazı toplam 1990 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.