Doğan CEYLAN

Doğan CEYLAN

Maarif Müfettişi
Yazarın Tüm Yazıları >

KUR’AN-I KERİMİ Tercüme Sorunu

A+A-

Kur’anı Kerimin anlaşılması için farklı dillere tercümesine meal diyoruz. Bir mealde ayetlerin tercümelerinde eş anlamlı kelimeler kullanılması nedeniyle küçük farklılıklar olabilir ancak kullanılan kelime ve ifadelerin anlamı farklılaştıracak boyutta olması önemli bir sorundur.

Geçtiğimiz günlerde iki farklı meali inceleyerek tercümelerin ne derece benzer olduğunu araştırdım. Karşılaştığım tablo hiç iç açı değildi. Bazen bunlar aynı ayetin tercümesi olamaz diye tereddüt eder hale geliyorsunuz. Tespit ettiğim tercüme sorunlarından bazılarını paylaşayım.

Yunus Suresinin 70. Ayetinde geçen “Metâun fiddünya sümme ileyna türceun” ifadesi bir mealde “Dünyada azıcık zevk sefa sürün, sonra dönüşleri bizedir.” şeklindeyken diğer mealde “Onlar Dünyadan bir nasip alırlar, sonra dönüşleri bizedir.” şeklinde tercüme edilmiştir. Burada “Zevk,sefa sürmek” ile “nasip alma” arasındaki anlam farklılığı olduğunu takdir edersiniz.

Hud Suresinin 15. Ayeti “Kim değersiz dünya hayatını ve onun süsünü isterse biz onlara amellerinin karşılığını dünyada tamamen öderiz. Bu konuda kendilerine densizlik yapılmaz. şeklinde tercüme edilmiş. Diğer mealde “Dünya hayatını ve onun ziynetni isteyenlere amellerinin karşılığını dünyada iken tamamen öderiz. Dünya hayatında onların mükafatlarından hiçbir şey eksik kalmaz.şeklinde. Burada ikinci cümlelerin tercümesi arasındaki farkı görüyorsunuz. Özellikle “densizlik” ifadesinin kutsal bir kitabın mealinde yer alması rahatsız edicidir.

Hud Suresindeki tercüme sorunlarından bazıların şunlardır.

Hud Suresi 44. Ayette geçen “ ve gîle büğden” … ifadesi birinci mealde “… ‘defolun’ denilmişti” şeklinde tercüme edilmiş. Diğer mealde ise “Allah’ın rahmetinden uzak olsun denildi.” şeklinde.

Hud Suresi 65. Ayette geçen ”Onlar deveyi tepelediler” şeklindeki tercüme diğer mealde “Onlar deveyi kestiler” şeklinde tercüme farklılığı var. “Tepelemek” ve “kesmek” filleri ayın anlamı taşımaz.

Hud Suresi 68. Ayet “…Sanki orada hiç zevk ve sefa sürmemişlerdi.” Diğer mealde “…Sanki orada hiç yaşamamışlardı şeklinde tercüme edilmiş.

Ra’d Suresi 9. Ayet “O (Allah) …. Büyüktür, aşkındır.” Olarak tercüme edilirken diğer mealde “Herşeyden büyük odur, her şeyden yüce odur.” Şeklindedir. Burada “aşkındır” ifadesinin “yüce” kelimesi yerine kullanılması yersizdir.

Ra’d 26. Ayet iki mealde şöyle tercüme edilmiş “ Onlar değersiz dünya hayatıyla sevinip oyalanmaktadırlar. Oysa dünya hayatı ahretin yanında bir yol azığından ibarettir.” Diğer meal “Onlar ise dünya hayatıyla şımarmışlardır. Halbuki dünya hayatı ahretinin yanında pek az bir şeydir.”

Ra’d 41. Ayet Bizim yeryüzünün etrafından eksiltip durduğumuzu gömüyorlar mı?Diğer mealdeki tercüme “Onlar görmüyormu ki biz kudretimizle tecelli edip topraklarını dört bir yandan daraltıyoruz

Yeryüzünün etrafından eksiltilmesinin bilimsel açıdan anlamı ve değerlendirmesi ile toprakları daraltma oldukça farklı ifadelerdir.

Saffat Suresi 1,2. Ayetler “Yemin olsun o kuvvetlere saf halinde duranlara, o haykırıp da sürenlerediğer mealdeki tercümesi “Saf saf dizilenler hakkı için. İnsanlara iyiliği ilham edip şeytanları uzaklaştıranlar hakkı içinBurada ikinci mealde geçen birinci mealde olmayan “insanlara iyiliği ilham edip” ifadesinin yer aldığı, birinci mealdeki “süren” kelimesi yerine “ şeytanları uzaklaştıranlar” ifadesinin kullanıldığı görülmektedir.

Tercümeler arasında o kadar farklılık var ki bir süre sonra not almayı bıraktım. Burada az sayıda örnek verdim. Şimdi bir Müslüman olarak kendi kendime soruyorum: Gerçek manasıyla Kur’an-ı anlamak isteyen birisi hangi meali okumalı?

Bence tercümeler arasında bu kadar farklılık olması son derece yanlış. Birisi hangi meali okursa okusun aynı şekilde olmalı. Bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanlığı var. Başkanlık , dil uzmanlarından da yararlanarak piyasada bulunan yayınevlerinin meallerini incelemeli ve uygun olmayan tercümelerde gerekli düzeltmeleri yaptırmalıdır. Tüm meallerin birbiriyle örtüşük hale getirilmesini sağlamalıdır.

Bu yazı toplam 1432 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar