Mehmet KARATAŞ

Mehmet KARATAŞ

Emekli Öğretmen
Yazarın Tüm Yazıları >

KAZAKİSTAN NASIL DÜŞTÜ?

A+A-

Kazakistan 30 yıl aradan sonra yeniden Rus postalı gördü! Kazak halkı yeni bir döneme ve yeni bir sınava giriyor. Peki, bu nasıl oldu?

Özellikle Türk kamuoyunda sıklıkla dile getirilen o efsunlu söylemi hatırlayalım. Neydi o? Kazakistan Orta Asya’nın yükselen yıldızı olarak parlıyor, zenginleşiyor, güçleniyordu. Bunu da ulusun bilge babası Nazarbayev sayesinde gerçekleştiriyordu.

Kazakistan belki de Türk dünyasının asıl büyük lideriydi, hatta bir “abilik” yapılması gerekiyorsa onu da Kazakistan yapmalıydı. Kazak “elbaşı” Nazarbayev çok büyük bir demokratik refleks göstererek 2019’da koltuğu Tokayev’e bırakıyor ama Güvenlik Konseyi’nden ulu bir kartal gibi halkı yukarıdan izliyor, gözetiyordu.

İşte bu romantik anlatım 2022’nin ilk birkaç gününde paramparça oldu. Kazak halkı, 30 yılı aşkın süredir akbaba gibi başlarına tünemiş ve halen eski Sovyetik baskı mekanizmalarıyla çeşme başına çöreklenmiş Nazarbayev’e ve yağmacı çetesine “Yeter artık!” dedi. 2 Ocak’tan beri halen halk durulmuş değil.

Kazak ülkesine adeta çökmüş olan bu sülük kadro 30 yıldır doğal kaynakların yabancılara peşkeş edilmesini, halkın soyulmasını organize ediyor ve tek bir muhalif ses çıkmasın diye Rus derin devletiyle birlikte bir korku iklimini yönetiyor, bir yandan da kendi küçük derebeyliklerini inşa ediyordu.

Nazarbayev diktasının yabancıya “bırakınız yapsınlar”, muhalife “durdurun geçmesinler” politikası Kazakistan’ı aynı anda hem Batı’ya, hem Çin’e, hem Rusya’ya yem etti. Yabancı yatırımcının “Belarus gibi değil, dışa açık” övgüleri bundandı. Gördük dışa açılmayı! Şimdi Rus NATO’su Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü adına gelenlerin bir kısmı Belarus askerleri!

30 yıldır Kazak diktatörlüğü muhaliflere kan kusturuyor, uyduruk seçimlerle tiyatro oynayıp iktidarını sağlamlaştırıyor. Hiç rakipleri yok. Ağzının üstünde burnun var diyen yok. Muhalefet yok. Ama yoksulluk aldı başını gidiyor. Kazak tengesi Türk lirası kadar olmasa da sürekli değer kaybeden para birimleri arasında. Ülke, dünya yolsuzluk sıralamalarında Rusya, İran, Mısır’la yarış halinde. O konuda bizden bile kötüler.

Büyük enerji kaynakları var ama “doğal kaynak laneti” onları da yakaladı. Nasıl yakalamasın? Kazak halkının hakkı olan zenginlik Nazarbayevlerin, Tokayevlerin, oligarkların Avrupa’daki lüks gayrımenkullerine gömülüyor.

Ve Kazak halkının on yıllarını çalan bu ekip ilk zora düştüğü anda halkın üstüne askeri ve polisi sürerek gerçek yüzlerini ayan beyan gösterdiler. Tüm ülkede düzinelerce ölü var. Doğal olarak öfke arttı ve artık durumu kontrol edemiyorlar. Göstermelik kabinenin istifası 10 yaşındaki çocuğu bile tatmin etmedi. Yapılması gereken yönetimin tepeden tırnağa istifa etmesi ve en kısa zamanda seçimlere gitmekti.

Ama Cumhurbaşkanı Tokayev önce Nazarbayev’i tasfiye ederek kendi iktidarını sağlamlaştırdı. Sonra da vatanını satanın benzersiz korkusuyla Rus NATO’su Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü göreve çağırdı.

Bu, KGAÖ için bir ilk! Tamamen Moskova’nın güdümündeki bu askeri ittifak ilk defa “başarısız olmuş” bir üyenin yardımına (!) yetişecek. Ve bu “başarısız devlet” ne Ermenistan, ne Belarus, ne de diğer bir eski sovyet cumhuriyeti!

Bugün sabaha karşı ilk Rus birlikleri Orenburg tarafından Kazakistan’a giriş yaptı bile! Aynı saatlerde Nazarbayev diktasının semirttiği Kazak oligarkları özel uçaklarıyla Moskova’ya, Dubai’ye, Paris’e kaçmakla meşguldü…

Kazakların bilge babası (!) Nazarbayev’den ise, ses seda yok. Belki de KGAÖ’nün dönem başkanı Paşinyan’ın yanına gitmiştir. Hem Erivan’daki sözde soykırım anıtına çelenk de bırakır, fena mı? Uzun zaman oldu. Özlemiştir!

Şimdi herkes şaşırıyor. Hatta bazıları hızını alamıyor; Rusları işgale davet eden Kazak Damat Feritlerin, Kazak Anzavurların, Kazak Vahdettinlerin yerine sokaklarda örgütsüz ve sahipsiz kalmış Kazak halkını suçluyor. Yıllardır ŞİÖ’ye girelim diye bastıranlar bunlar. Eh, ŞİÖ dediğiniz bu işte kardeş!

Kazakistan’ın bugün tam bir “başarısız devlet” (failed state) görüntüsü vermesi şaşırtıcı değil. Kazakistan’da cumhuriyet de yok, demokrasi de… Herhangi bir hataya, yanlışa, hatta bu işgal davetine bile karşı çıkacak bir siyasi örgütlenme de yok.

Devletinizin sert olması mert olduğu anlamına gelmiyor. En “buz gibi bozkır” devlet, işte haftasını doldurmadan “Rus abisine” sarılıyor!

Kazakistan’ın düşüşü şunu bir kez daha gösterdi. İçeride özgürlük varsa dışarıya karşı güçlüsünüzdür. İçeride kölelik ve sefalet varsa, otoriterlik varsa, tek adam diktası varsa işgal her an kapıdadır.

İçeride demokrasi ve özgürlük mücadelesi, içeride hak aramak, içeride aykırı konuşabilmek dışarıya karşı dik durmanın ve bütün kalmanın zafiyeti değil, ön şartıdır. Haysiyetine, özgürlüğüne, itibarına sahip çıkanlar vatanı savunabilir. İstibdat ile ruhu sülükleşenler değil.

Başta belirttiğim gibi, şimdi Kazak halkını yeni bir sınav bekliyor. Hem işbirlikçilere, hem de işgalcilere karşı…

Bu yazı toplam 866 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.