Kadın Hakkı Nerede ?
8 Mart dünya Kadınlar günü kutlamasını hükümet engellemeye çalışsa da, yine de İstanbul’da kutlamalar yapıldı.
Hükümetin yaptığı engellemelere, bende karşıyım. Kimsenin gösteri ve toplantı yürüyüşü engellenmemeli.
Ancak, bu gösteri kadın hakları ve kadınların problemlerinin gündeme gelmesi için yapılması gerekirken. Adeta cinsel azınlıklar ve bölücülerin, toplumu kendilerine karşı kışkırtarak, olay çıkmasını ister bir hale dönüşmüş.
Ne demek ”göçmen kadınlarla mücadelemiz ortak” ifadesi. Şimdi köylü kadın ayrı, şehirli kadın ayrı, çalışan ayrı, çalışmayan ayrı, makyaj yapan ve yapmayan kadın ayrı ayrı mı kategorize (ayrıştırma) ediliyor ki göçmene ayrıca vurgu yapıyorsunuz.
“Erkek ve Devlet şiddetine son” ifadesinde, Erkek şiddetine son anlaşılabilir bir kavram, ama devlet sadece kadınlara mı şiddet gösteriyor ki, burada devlet sadece kadına şiddet uyguluyor gibi düşünüyorsunuz.
“Bedenimiz, hayatımız, kararımız bizim! Aileniz sizin olsun” ne demek. Dünyanın her yerinde düzenli, dürüst, namuslu aile kavramı özendirilir ve hangi ideolojik ve dini düşünceye sahip olursa olsun bütün topluluklarda, aile saygındır ve saygı duyulmalıdır. Aileniz sizin olsun derken sizler toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan ailelere hakaret etmeniz, nasıl bir kadın hareketinin mahsülüdür. Hayatınız ve kararınıza kimse karışamaz, ama bedenimiz bizim derken burada, afedersiniz bir taraftan fahişeliği meşrulaştırmaya çalışırken diğer taraftan topluma hakaret etmiyor musunuz?
Sizlerin görevi topluma hakaret etmek ve toplumu birbirine düşürmek midir? Sizlerin yaptığı veya yapmaya çalıştığı kadın hakları görüntüsü altında topluma kin ve nefret kusmaktır.
Bu arada gerçek kadın örgütleri ve kadın hakları savunucularının bu tür kutlamalara katılmaktan geri durmaları, bu tip art niyetli kişilerin eline kalmasına sebep oluyor. Özellikle üniversitelerde başörtüsüne özgürlük diyen, din bezirganlarının kadın hakları ile ilgili hiç mi sözleri yok. Şimdi anlaşılıyor ki bunların da derdi, bir zamanlar başörtüsü değil,bazı siyasilere yol açmak için yapmışlar.
Anlaşılıyor ki Türkiye’de kimsenin din’de umurunda değil, namus da.
Tamamen çıkarlar üzerine kurulmuş onun bunun maşası olmaya hazır, kendi kültüründen ve değer yargılarından kopmuş bir millet değil ,kalabalıklar yığını var.
Ne zaman millet bilincine erişirsek, işte o zaman kurtuluruz. Onun için bize dayatılan beynelminel (uluslararası) dinciliği de beynelminel ideojileri de terk edip, milli duygu ve düşüncelerimize, kültürümüze ve tarihimize sahip çıkmalıyız. Tabi önce bunları öğrenirsek sahip çıkarız.
Cehalet her türlü kötülüğün anasıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.