Hisse Kapıp Ders Alabilmek
"Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?.."
İstiklal şairimiz M. Akif Ersoy en veciz şekilde böyle diyor günümüzü görür gibi. Aslında tarih bunun gibi nice tekerrürlerle dolu. Bu tekerrür ediş tarihin normal seyrinden değil, bizlerin önceki olaylardan ibret alıp ders çıkarmamamızdandır.
İbret almama yüzünden tarihte ne devletler yıkılmış, ne krallar tahttan indirilmiş, ne tanrılık taslayan Nemrut’lar yerle yeksan olmuşlardır.
Firavuna uyanlar kuraklık ve kıtlık ile cezalandırılmış, bu olay Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun ki biz de Firavun’a uyanları, ders alsınlar diye kuraklık yılları ve ürün kıtlığı ile cezalandırdık.” Şeklinde ifade edilmiştir.(A’raf:130)
Firavun ve adamları başlarına gelen felâketler üzerinde düşünüp ders almaları, bu çektiklerinin kendi kötülük ve zulümleri yüzünden olduğunu kabul etmeleri gerekirken, tam aksine önceki düşüncesiz davranışlarına fazlasıyla devam etmişler, kendilerine gelen iyiliğin zaten kendi hakları olduğunu ileri sürmüş, uğradıkları kötülüğü Hz. Mûsâ ve ona inananlardan kaynaklanan bir uğursuzluk saymışlardı.
A’raf 131. Ayette “Onlara bir iyilik (bolluk, bereket) gelince "Bu bizim hakkımızdır" derler, eğer başlarına bir felâket gelirse bunu Mûsâ ve onunla beraber olanların uğursuzluğuna bağlarlardı. Bilesiniz ki başlarına gelenler Allah katındandır; fakat onların çoğu bunu bilmez.” Diye açıklanmaktadır.
Bu olaylardan ibret almayıp “dediler ki: "Bizi büyülemek için ne işaret getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz. (A’raf 132)”
Bunun üzerine ayetin devamında “Biz de açık seçik mûcizeler olmak üzere onların üzerine tûfan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.(A’raf 133)” diye yaşananları açıklar.
Tarih bunun gibi büyüklük taslayarak ibret alınmayan nice olaylarla doludur. En bariz bir örnek Birinci Dünya Savaşı'ndan ibret alınsa, İkincisi çıkar mıydı, acaba?.
Şimdi tüm dünyamızı kasıp kavuran bir virüs tehlikesi var. Adeta Üçüncü Dünya Savaşı içindeyiz. Karşımızda ne Ebrehe’nin filleri ne de haçlı orduları var. Gözle dahi gözükmeyen cansız bir Coranavirüs düşmanımız. Irk, dil, din demeden hepimizi sarsan Coronavirüs'ten ne gibi ders almamız gerek, başımızı ellerimiz arasına alıp iyice düşünmeli ve bundan kurtulduktan sonra aynı hataları, yanlışları bile bile yapmamalıyız.
Bu gece Berat Kandili. Camilerimiz ibadet etmek için dolup dulup taşacakken, maalesef evlerimizden çıkamıyor, değil camilere dolmak iki kişi bile yan yana duramıyor en az üç adım aralık koyuyoruz. Tam da zamanı şimdi. Yapılan hatalara tövbe deyip bizi yoktan var edene yalvarmalı, af dilemeliyiz. Naçizane ben şimdiden gönlüme düşenleri sıralamaya başladım bile…
YARDIMINI KESME BİZDEN
Rahman, Rahim olan Allah
Yardımını kesme bizden
Sensin Vehhab sensin Fettah
Yardımını kesme bizden
Hiç yok iken yaratan sen
Nefes verip yaşatan sen
Yeri, göğü donatan sen
Yardımını kesme bizden
Görmez gözler, tutmaz eller
Konuşamaz susar diller
Hazan vurur, eser yeller
Yardımını kesme bizden
Vara yoğa koptuğuma
Yanlış yola saptığıma
Tövbe, bunca yaptığıma
Yardımını kesme bizden
Nefesimiz tükenince
Yarın kabire girince
Hesap, kitap serilince
Yardımını kesme bizden
Sorgularken Münkir, Nekir
Olmaz ise dilde zikir
Ya Muktedir, Ya Musavvir
Yardımını kesme bizden
HALİL MANUŞ
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.