Hazır bolca zamanımız varken, yeni bir başlangıç yapmaya! Var mısınız? Öncelikle vicdanımızla baş başa kalarak kendimizle hesaplaşmaya! Var mısınız?

Kolayca, derin bir rahatlıkla yaptığımız eleştirilerin hedefine kendimizi oturtmaya! Var mısınız?

Boşa geçirdiğimiz zamanların hesabını kendimize ve sevdiklerimize vermeye! Var mısınız?

Yapmak isteyip de yapamadığımız, bir dokunuşumuzla çözülecek sorunlara eğilmeme nedenimizi sorgulamaya! Var mısınız?

Sevmek,

Gönül almak,

İnce düşünmek,

Güzel konuşmak,

Halden anlamak,

Bilgiyi paylaşmak,

Adaletli olmak,

Birlikte hareket etmek,

Düşeni kaldırmak,

İnsanların ayıbını örtmek,

Ağlayanı güldürmek,

Ahlaklı olabilmek,

Riyadan uzak durmak,

Yalan söylememek,

Dedikodu yapmamak,

Çalmamak,

Hakkına razı olmak,

…

Hep bedava biliyor musunuz?

Hiçbir maddi külfeti olmayan bu davranış özelliklerinin listesini uzatabiliriz.

Bu listede olanlar ya da olmayanlardan ne kadarını yapabildiğinizin, ya da neden yapamadığınızın nedenlerini, objektif olarak kendinize itiraf etmeye! Var mısınız?

Kendisine dürüst davranamayan birinin başkalarına dürüst davranabilmesi mümkün müdür?

Kesinlikle HAYIR.

Öyleyse kendimizden başlayalım insani olmaya! Var mısınız?

Doğduğumuz anda ki çocuksu saflığa, masumluğa geri dönüşün startını verelim! Var mısınız?

Aciz kullar olarak sınırlarımızı, haddimizi, hakkımızı bilerek yaşamaya! Var mısınız?

Yüreği nasır bağlamış bile olsa, insanlara sevgi dolu yaklaşmaya, onlarında karanlıkta kalan yanlarını aydınlatmaya! Var mısınız?

İnancımızda merhamet, cömertlik, dayanışma esastır! İnancımızın gereklerini hayatımıza hakim kılmaya! Var mısınız?

Bir garibanı sevindirme ye,

Bir yetimin, öksüzün ihtiyaçlarını gidermeye,

Küs olduklarınızla barışmaya,

Daldığımız gaflet uykusundan uyanmaya,

Nefsimizin kibrini kırmaya,

Gönlünü kırdıklarınızın gönlünü almaya,

Çoluğunuz çocuğunuza baktığınız gibi tüm canlılara bakmaya,

Çoluğunuza çocuğunuza hak olarak gördüklerinizi başkalarıyla da paylaşmaya,

VAR MISINIZ ?

2020 Yılında dünyayı saran virüs bana neleri çağrıştırıyor biliyor musunuz?

Yayılma hızına bakarak, aslında Dünyanın çok büyük olmadığını!

Bu dünyanın, bütün insanların ortak yaşam alanı olduğunu!

Paranın ve ya zenginliğin her şeyi satın alamadığını!

Sağlığın en değerli hazine olduğunu!

Teknolojinin, süper güç oluşun bile çaresizliğini?

Küresel olarak dünyayı sömürenlerin acizliğini!

Unutulmaya yüz tutan temizliğin, hijyenin yeniden hatırlanışını!

Aslında en büyük icadın sabun olduğunu!

Dünyanın bütün insanların ortak yaşam alanı olduğunu?

Yaratanın nelere kadir olduğunu?

Ramazan Bayramının, bütün insanlığa başta sağlık huzur getirmesini niyaz ediyorum.

Rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ’un Bayramlar bayram ola adlı şiiriyle okuyucularımıza esas mesajı vermek istiyorum.

Dinimizde yardımlaşma en yakınından başlayarak yapılır.

Güneş yükselmeden kuşluk yerine Bir adam camiden döndü evine Oturdu sessizce yer minderine

Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı...

Eli öpüldükçe içi burkuldu Konuşmak istedi, dili tutuldu Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu

Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı Adam “he ya” dedi, gözü kapalı...

Düşündü kış yakın, evde odun yok Tenekede yağ yok, çuvalda un yok Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok

Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını Adam “evet” dedi, sıktı dişini...

Çalışsa ne iş var, ne cepte para Dağ oldu içinde büyüyen yara Dikti gözlerini karşı duvara

Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı Adam “öyle” dedi, bağrında sızı...

Döndürse yönünü herhangi dosta Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta Yıllar, aylar, günler erirken yasta

Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı!..

Çok uzatmadan son sözü bir hadisle noktalayalım.

İki Günü Birbirine Eşit Olan Zarardadır” (Hadis)

Sağlıcakla kalın, Hoşçakalın, Ülkü ile kalın.