Gazetecilik ve internet haberciliği...
A+A-
10 Ocak çalışan gazeteciler günü kutlu olsun.
Gazeteciliğin sözlük anlamı şu : Gazeteci, gazetecilik mesleğini icra eden; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında bilgi toplayıp, olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir.
Diyor...
Diyor da...
Günümüzde gazetecilik yapan daha doğrusu yaptığını sanan bir çok kişi,bu mesleğin maliyetsiz olduğunu düşünen ''UYGUNSUZ '' kişiler balıklama atladı.
Günlük bir gazetede asla çalışamayacak ve meslekle yakından uzaktan ilgisi olmayan bu uygunsuz kişilerin son zamanlarda ( yaklaşık 5 yıldır ) internet haberciliğini ayaklar atına alan bir güruh peydahlandı ki sormayın gitsin.
Yasası olmadığı için internet haberciliğinin kolay yapılabiliyor olması bu meslekte inanılmaz sorunlar ve sıkıntıları da beraberinde getirdi.
Denetim yok...Dur diyen yok...
Hiç bir işte dikiş tutturamayanlar mı ararsınız, emekliler, daha düne kadar tostçuluk yapanlar, büfecilik yapanlar, girdiği her işten kovulanlar, kahveci çıraklığı yapanlar, girdiği yerel bir gazetede bir hafta çalışan ve ben bu işi yaparım deyip eşten dosttan 5 yüz lira bulup bir internet sitesi açanlar. Veee bu listeye daha yüzlerce kişi eklemek mümkün...
Bütün bunlara Belediyeler çanak tutuyor...
Eş dost ahbap çavuş ilişkisi ile yürüyen bu internet haberciliği ne yazık ki Denizli'de yerlerde sürünüyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Toplantılarda ve etkinliklerde laf olsun diye çektiği fotoğrakları uyduruk kaydırık site adını verdikleri yerlerde bile haberini yazmaktan bile aciz olan bunlara kim dur diyecek?
Akşam site açıyor sabah erkenden belediyeleri dolaşıyor ve malesef belediyelerde bunlara ''Senin site dediğini kim okuyor, günde kaç kişi takip ediyor, kimsin ? bu meslekte tecrüben nedir ? kaç yıldır bu mesleği yapıyorsun ? Maliyede kaydın kuydun var mı ? diye sorgulamadan az da olsa cebine üç beş kuruş kıstırıyor ve gönderiyor. Böyle bir muamele ile karşılaşınca da, o kişi hemen oturuyor hesap yapıyor. 5 belediye ve bir oda ile anlaştım mı bu iş oldu diyor ve ortalığa düşüyor. Adresi belli değil,yeri yurdu belli değil,çalışanı kim belli değil, kim olduğu belli değil...
Bu mesleği gerçekten yapanların haber sitelerine bakıyor, 2 haberi bir yerden 3 haberi de bir yerden kopyala yapıştır yapıyor ve bir hafta geçmeden gazeteci olup çıkıyor. Gittiği toplantılarda da sadece görüntü vermek için saçma sapan soru sormaya çalışıyor, ne sorduğunu kendisi de bilmiyor, saçmaladıkça saçmalıyor...
Gazetecilik mesleğine ömrünü veren, her türlü çilesini çeken, yazın sıcağında kışın ayazında karın da çamurunda 24 saat çalışan mesleğini namusu bilen gazeteciler bütün bu iğrençlikleri gördükleri zaman mahçup oluyorlar. Bu kadar virüs bu mesleğe ne zaman bulaştı da bu kadar ayaklar altına alındı diye bir birilerinin gözünün içine bakıp utanıyorlar. Tetikçilik yapanlar, 50 liraya haber yazıp kalemini satanlar, bir yemeğe kendisini değişenler, 3 biraya ruhunu teslim edenler, yalan haber yazıp şantaj yapanlar...Yapmaya çalıştığımız mesleğimizi ayaklar altına alanlar ne yazık ki itibar görüyorken mesleğini hakkı ile yapanlar, ortalarda fazla görünmeyen sadece yaptığı işe odaklanan ve 24 saat görev yapanlara selam olsun...
Bu yazı toplam 6133 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.