Elini Ayağını Bağladım Ama Sen Yinede Koşacaksın!
Öğrenci, öğretmen ve program. Eğitim olgusunun olmazsa olmazı olan bu üç temel öğenin herhangi birinde meydana gelecek bozukluk, zayıflık, verimsizlik veya yanlış bir işleyiş tüm eğitim sistemini etkileyecek ve de verimliliği düşürecektir.
Öğretmen; ülkeyi umut dolu yarınlara ulaştıracak sabır, sevgi, beceri ve incelikleri barındıran en özverili meslek grubudur. Ülkenin milli birlik ve beraberliğini sağlamak adına, öğrencileri iyi birer vatandaş olma yolunda yetiştiren ve topluma kazandırandır. Son yıllarda yönetimsel hatalar sonucunda, toplumda meydana gelen ötekileşme sorunu, ne yazık ki toplumdaki birlik bağlarını zedelemiş ve mutsuzluğa sebep olmuştur. Toplumun kaliteye ulaşması, herkesin ölçülü davranması ile ilgilidir. Topluma verdiğiniz ötekileştirme mesajları, zamanı gelince toplum tarafından da size de uygulanacaktır. Toplumda yaşayan her bireyin beklentisi, kaliteli bir yaşam sürmek ve ülke olarak refaha ulaşmaktır. Gelişmekte olan bir ülkenin en büyük değeri, içinde geçmiş değerleri ve geleceğe dair köprü görevi görmekte olan eğitim ortamları ve de bu ortamlarda yetişmiş olan eğitilmiş insan gücüdür. Gelişmiş ve çağdaş bir ülke, eşittir iyi bir eğitim sistemi anlamına gelir.
Ülkemiz eğitim sistemine baktığımız zaman, MEB’in eğitimdeki temel ilkelere zıt yönde atılımlar yaptığı fark edilmekte ve ne yazık ki bakanlık bu yanlış tutumunda ısrar etmektedir. Yapılmaya çalışılan her yenilik, temelsiz, kuralsız ve hedefsiz olduğu için, ülkenin gününe ve geleceğine ciddi zararlar vermektedir. En büyük zararı da eğitimin merkezi olan öğretmenler yaşamaktadır. Bakanlık ‘’ Elini ve ayağını bağladım ama sen yinede koşacaksın’’ şeklinde yanlış bir beklentiyle öğretmenine yaklaşmaktadır. Bu durumun en başta öğretmenler olmak üzere, bütün bir ülkeye vereceği zarar aşikârdır. Ülkelerin kaderlerinde doğrudan etkili olan öğretmenlerin, işlerini iyi yapabilmeleri için öncelikle iyi yetiştirilmeleri, sonra da çalışma şartlarının uygun hale getirilmesi lazımdır. Eğitimin tarihsel gelişini bilmeden ve anlamadan eğitim sistemini anlamak ve doğru atılımlar yapmak mümkün değildir. Her meslek grubu ayrı bir değere sahiptir. Öğretmenlik ise bir ülkenin temel değeridir. Öğretmenin ekonomik ve sosyal koşulları her geçen gün gerilemektedir. Öğretmen hak ediği değeri ve saygıyı görmeli, öğretmene kaybettirilen itibarı geri kazandırılmalıdır.
Malumunuz yeni bir seçim sürecinin içindeyiz. Siyasi adaylar her gün kendilerini anlatmakta, talip oldukları makama ulaşmak için vaatleri havada uçuşmaktadır. Ben bir vatandaş ve de bir eğitimci olarak, bireysel menfaat gözetmeksizin ülkeyi yönetmek için göreve talip olan tüm siyasilere soruyorum;
*Sözleşmeli ve ücretli çalışan haline getirilen öğretmenlere kadro hakkı verilecek mi?
*Emekli olunca neredeyse aldığı maaş yarıya inen öğretmenlere,3600 ek gösterge uygulanacak mı?
*Eğitim ortamını içinden çıkılmaz sorunlara boğacak olan performans sistemi kaldırılacak mı?
*Çalıştığı kurum ile öğretmen arasındaki bağı koparacak olan Rotasyon dayatması sonlanacak mı?
*Eş durumu tayinlerinin kaldırılması ile eşinden evladından ayrı düşen veya evlilik kurumuna dair hayallerini iptal etmek zorunda kalan öğretmenlerin sorunu çözülecek mi?
*KPSS engeli kaldırılacak mı?
* Okul yönetimlerine, yandaş mantığıyla yerleştirilen iş bilmezlerden, okullarımız kurtarılacak mı?
* Özlük haklarını korumaktan ziyade, çalışan arasında bölücülük görevi almış olan sendikal anlayış yok edilecek mi?
*Eğitimden anlayan, eğitim kökenli bir bakan göreve getirilecek mi?
*Eğitim adı altında yarış pistine dönmüş olan okullar ve yarış atı olarak görülen öğrenciler kurtarılacak mı?
*Lise ve üniversite haricindeki okul seviyelerindeki eziyet halini almış olan mezuniyet gecesi saçmalığı kaldırılacak mı?
*Eğitim her vatandaşın temel hakkıdır, eğitim paralı olmaktan çıkarılacak mı?
* Kaliteli ve doğru eğitim bir ülkenin menfaatinedir. Ülkemin menfaati için eğitim de reform niteliği taşıyacak doğru çalışmalara imza atılabilecek mi?
Boşluğa her bağırdığımızda, bize aynen geri dönen sesimizin yansıması gibidir hayat. Yaşam daima verdiklerimizi bize geri verir. Ülke olarak gelinen durum, vatandaşların ve ülke yöneticilerinin doğru ve yanlışlarının hayatımıza yansımasıdır.
Tülay GAZALCI
EĞİTİMCİ YAZAR
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.