Nagehan Taykurt

Nagehan Taykurt

Yazarın Tüm Yazıları >

Dünya’nın en eski soy ağacı ortaya çıkartıldı

A+A-

Dün okuduğum bilim makalesinde işlenen konu çok ilgimi çekti. Hemen sizlerle de paylaşmak istedim.

“ Dünya’nın en eski soy ağacı ortaya çıkartıldı. ”

Uluslararası Nature dergisinde yayınlanan makalede bilim insanları, İngiltere’nin Cotswords bölgesinde yer alan antik inceleme alanında 5 bin 700 yıllık bir mezarın içinde bulunan insana ait olduğu tespit edilen diş ve kemik kalıntılarından dünyanın en eski soy ağacını çıkartmayı başardılar.

Yapılan çalışmada 3700 ila 3600 yılları arasında yaşadıkları belirlenen 35 kişiden, 27’sinin aynı aileden dünyaya gelen 5 jenerasyona mensup olan yakın akrabalar olduğu bilgisi ortaya konmuş oldu.

İspanya’nın önemli üniversitelerinde birinde çalışan araştırmanın baş genetikçisi, mezarda mükemmel bir DNA koruması bulduklarını, yapılan çalışmalar sonucundaki analizin şu ana kadar yeniden oluşturulmuş en eski aile soy ağacını bizlere verdiğini ifade ediyor.

Araştırmanın daha da ilginç olan kısmı ise bu mezardaki buluntuların ataları incelendiğinde, birkaç bin yıl önce Anadolu’dan yani modern Türkiye’den, Ege’den, Avrupa’ya yayılan insanlar tarafından çiftçiliğin İngiltere’ye tanıtılması ile beraber oluşan insan topluluklarından oluştuğu bilgisiydi.

Peki bu insanla nasıl gömülmüşlerdi ?

Bu insanlar L şeklindeki, odacıkları olan bir alana gömülmüşlerdi. Araştırmacılar, söz konusu odaların yapının merkezi olma özelliği taşıdığını, erkeklerin genellikle babaları ve kardeşleriyle gömüldüklerini, kız çocuklarının ise aileden ayrıldılar ise giden diğer aileye doğru geçtiklerinin görüldüğünü ifade etmişler.

Mezardaki araştırmalar ile, Neolitik mezarların mimari düzenleri bizlere akrabalık ilişkilerinin nasıl işlediğini ve kültürlerin nasıl yayıldığını da anlatmış oluyor.

Buda demek oluyor ki insan ırkı atalarından miras kalan genetik özelliklerine ek olarak yaşam alışkanlıklarını da bu günlere taşımış durumda.

Bu araştırma bendeki, acaba insanlık ırkının kültürü ve genel yapısının geçmişinden günümüze başka neleri getirdiğinin ve yarınlarımıza da neleri taşıyacağının ayrıca genetik DNA yapısının sonuçları hakkındaki merakın daha da artmasına vesile oldu.

Amerika da çıkan bazı Start-Up şirketleri bu konuların üzerine araştırma yapıp, kişilere DNA yapıları ve geçmiş kültür yapıları ile ilgili bilgi vermeye başladılar bile. Kişilerin talebi doğrultusunda, şahısa uyguladıkları bazı testler ile ortalama 25 gün içerisinde kişiye binlerce yıl önceki atalarının kimler olduğunun sonucu gösterebiliyorlar.

Bu sonuç ile de şunu görüyoruz ki kendimizi ait hissettiğimiz kökenlerimiz aslından değişiklikte gösterebiliyor.

Bu alanda yapılan çalışmaları çok önemsiyorum. Çünkü sadece sözde değil bilimsel kanıtlar ile de insan ırklarının kök bağının varlığı netleşmiş oluyor. Ne olduğumuzu kim olduğumuz anlamamıza yardımı oluyor.

İnsan topluluklarının, milletlerin ve hatta birbirinden nefret edebilen etnik köken sahiplerinin belki de aynı DNA yapısından ve kökenden gelebiliyor olabilmeleri düşüncesinin gerçekliği hiç de mantıksız kalmıyor.

Dolayısı ile savaşların, çeşitli nefret söylemleri ve anlaşmazlıkların yerini birlik ve beraberlik duygusunun, saygı ve bağlılığın alması gerektiği fikri oraya konulabilir belki de insanlığın devamı için en önemli ve fayda sağlayacak atılımlar da bunlar olabilir.

Kim bilir …

Sonuç olarak bazılarımız kabul etmek istemesek de hepimizin kökeni bir noktada birleşiyor.

Bilime sırtını dönen birtakım vatandaşlarımızın aksine söylemek istiyorum ki gerçekleri görmemize olanak sağlayan araştırmacılar ve bilim iyi ki var. Ve umarım hep de var olur.

Hepinize mutluluk ve başarılarla donanmış, sağlık ve sevgi dolu güzel bir yıl diliyorum.

Unutmayalım ki; dünyayı akıl ve sevgi kurtaracak …

Bu yazı toplam 695 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum