DİNMEYEN ACI: HOCALI
“Körpelerin derisi soyuldu bıçak ile
Bıçak ağladı, ben ağladım.
Balaların başı ezildi taş ile
Taş ağladı, ben ağladım.
Kurt kışı atlatır amma yediği ayazı unutmaz…”
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı ele geçirmek için harekete geçti.
Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece, Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'nde bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı.
Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamını yaptı. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, tanıklar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan Türkü hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu, Ermeniler 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden hâlâ haber alınamıyor.
“Laylay dedim yatasan
Kızıl güle batasan
Gül yastığın içinde
Şirin yuxu tapasan
Gözel balam a lay lay” ninnisiyle uyutulan bebekler gecenin bir yarısı bomba ve silah sesleriyle uyandı. Köyde kalan çocuk, kadın ve yaşlılar tam da Ermenilerin istediği gibi savunmasızdı. Beyaz mendil sallayan yaşlı dedeyi kurşunladılar. Körpelerin başını taş ile ezdiler. Hamile kadının karnını yararak bebeğini çıkarıp onun yerine kediyi koyarak diktiler. Annesi kurşunlanan bir çocuk annesini uyandırmaya çalışırken kurşunlandı. Çocuklarının gözü önünde ana ve babasının başı kesildi. Ermeni “sırtlan” doktor Zori Balayan, katliam sırasında pencereye çivilenmiş bir erkek çocuk gördü. Aklına kendince dahiyane bir fikir geldi. Canlı bir Türk çocuğunun derisi yüzüldükten sonra kaç dakika yaşayacağını hesaplamak için kolları sıvadı. Küçük çocuğun çığlıklarına aldırmadan kafası dahil bütün derisini yüzdü… (Bu anlatılanlar Türk düşmanı hümanistlere abartı gelebilir ama yabancı gazeteciler tarafından çekilen fotoğraflarla belgelenmiştir. İçiniz kaldırıyorsa araştırabilirsiniz. Zaten “Zori Balayan da dahil” Ermeniler de anılarında zalimliklerinden gururla bahsederler.)
Vahşet sadece burada da kalmadı. 1250 kişi esir kamplarına götürülerek akla hayale gelmeyecek işkencelere maruz kaldılar. Bu vahşeti gören ve şubat ayının ayazında karlar içindeki ormanda kar üstünde yalın ayak bir şekilde kaçarak kurtulanların bir kısmı intihar etti. Hayatta kalanlar ise hâlâ o günün travmasını yaşamaya devam ediyor.
Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan bir mülakatında "Hocalı'ya kadar Azerbaycanlılar bizim sivilleri öldürmeyeceğimizi düşünüyordu fakat Hocalı ile birlikte biz bu algıyı kırdık." Şeklinde küstahça ve pişkince bir açıklama yapar. Amaç işe yaramayacağını bildikleri halde bölgenin asıl sahipleri Türkleri korkutarak vatanlarını terk etmeye zorlamaktı. Bu mülakat, Ermenilerin Hocalı'da yaşananları bilinçli şekilde yapmalarının kanıtıdır. Hocalı'da, insanlığa karşı en ağır suç olan soykırım suçu işlenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında, Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eşdeğer eylemler olarak görülüyor. Bugüne kadar 15 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 16 eyaletinin meclisi Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etti. 1949 Cenevre Sözleşmelerinin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.
Bütün bu delillere karşın dünya hala üç maymunu oynamaya devam ediyor ve sorumluları yargılamıyor. Bu olay Ermenilerin yaptığı ilk katliam değildir. 1915’te Iğdır’da, Erzurum’da Van’da yaptıklarının son halkasıdır Hocalı. Şımartılan, yaptıkları görmezden gelinden ve maşa olarak kullanılan Ermeniler hala mağdur edebiyatı yapmaya devam ediyor.
Millet olarak Türkler hiçbir zaman soykırım yapmamıştır ama bu demek değildir ki kendisine yapılan zulümleri görmezden gelecek, hesabını sormayacak. Hocalı’yı da unutmadık, Doğu Türkistan’ı da unutmayacağız. Atalarımızın da dediği gibi “Kurt kışı atlatır ama yediği ayazı unutmaz.”
…
Unuttum sanma,
Karabağ’da kıyım yapanları, yaptıranları,
Hocalı’da kolumu bacağımı kesenleri,
Türk balasının kulağını koparanları,
Diri diri derisini soyanları,
Sînem üstüne ateş yakanları,
Bedenim üzerinde harita çizenleri,
Arkamdan bıçaklayanları,
Dar günümde beni yalnız bırakanları,
Unutmam, unutturmam yitirdiklerimi.
…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.