‘’Mal varlığının tamamını devesinden kazanmış bir adam varmış. Gel zaman git zaman deve güçten düşmüş, yük çekemez olmuş. Hikâye bu ya; adam devesinden helallik almak istemiş.

-Yıllarca yükümü çektin, parama para gücüme güç kattın, bana hakkını helal et demiş.

-Hakkım helal olsun demiş deve, ama bir hakkım hariç

-Meraklanmış adam, nedir o çabuk söyle

-Bir ömür eşeğin ardından sürdün beni, bu hakkımı helal etmem demiş deve. ’’Neyse ki adam gidip de deveden helallik istemiş J)) ya eşekten isteseydi? Yuları kaptırmanın bedeli büyük olur elbette. Ya bir eşek olursun, ya da eşeğin ardında ömrünü heba eden bir deve’’.

Neyse ki siyasiler varda, artık güler olduk ağlanacak halimize. Kim ayarı fazla kaçırırsa, beyliği kuşanıyor kendince. Biri Hacivat oluyor diğeri ise karagöz. Başlıyor; itişmeler kakışmalar atışmalar. Büyüğü küçüğü, hâkimi savcısı, doktoru bilim adamı, eğitimcisi öğrencisi, televizyonlarımız sonses ön koltuktan izliyoruz bu unutulmaz sahneleri. Sosyal ağların diline yapışan bilgelik hikâyeleri beylik sözleri, siyasetin sokağından hiç geçmemiş belli ki. Tatsız espriler, argoya çığır açtıran hitabetler, yoz fikirler, ucuz hedefler ve daha neleeeeer neler…

Sözüm ona tarihimizden çıkardığımız dersler, gönlümüze kazıdığımız Yunus EMRELER- Mevlanalar- Hacı Bektaşi VELİLER, okuduğumuz kitaplar, dinlediğimiz bilimsel ağızlar, ha birde bu dolu geçmişten kendimizce çıkardığımız dersler siyasetin azizliğine uğradı azizim. Mühim olan koltuğu kapmak, sonrası daaaaa, sen orasını bana bırak.

‘’ Tövbe tövbe; hayra çıkar inşallah, başımıza bir gelecek mi var; ne çok gülüyoruz böyle ?’’ İçimiz küçük Emrah ama yüzlerimiz gülüyor sayenizde. Na Nira Nira Nirinom Sayenizde, kendimi kaybettim sayenizde J))

Öyleyse yüzümüzden tebessüm hiç eksik olmasın, çok güldüren bu yarışı kazansın !!!