Bilmediğimiz Gerçekler Var!
Ben komplo teorilerini sevmem. Ama biraz okumaya meraklı olunca, önünüze komplo teorisimi yoksa gerçekleri ihtiva ediyormu diye, sorguladığınız ve anlayamadığınız şeyler gelir. Bu seferde öyle oldu ama hiç yapmadığım bir şeyi yaparak bu kez sizinle bunu paylaşayım istedim.
Gazeteci – televizyoncu Gürkan Hacır’ın yeni bir kitabı çıkmış. Adı “Masal”, alt başlığı ise “Onlar Anlattı Biz İnandık” ve “Tarihin Gerçekleriyle Yüzleşmeye Hazırmısın?”...
Bunun “İlginç Bir Kasabamız: İbradı” diye bir bölümü var. Bunu okuduktan sonra, bunu okuyun diye takipçilerime tweet attım ve Gürkan Hacır’da beni takip etmeye başladı. Hala ediyormu, bilmiyorum...
Hacır, bu bölümde, Antalya’nın dağlık bölgelerinden biri olan İbradı ilçesinden bahsediyor. Ve 1990’da ilçe olan İbradı’ya halen 4 köyün bağlı olduğunu ve nüfusunun 13 bin olduğunu anlatıyor.
Bölümün girişi ise şöyle “Öncelikle bizim genlerimizde İbranilere yatkınlık vardır desem fazla abartmış mı olurum acaba? Sanmam... Çok içli dışlı olduk ibrani asıllılarla... Ticarette, sanatta, siyasette hayatın her alanında onlarla beraber olduk. İçiçe yaşadık. Ama bazı izah edilemeyen birlikteliklerimizde vardı”
Ve devamla “... bakın size “ yetenekliler kasabamızdan (İbradı’lıyı kast ediyor) bahsedeceğim” diye anlatıyor.
İbradı isminin İbraniden geldiği söyleniyormuş. Başka yorumlarda var ama yazarın bağlantı yapmak istediği nokta bu!
Gürkan Hacır; Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde “taşlık ve çalılık olduğu için ulaşamadım” dediği bu dağlık bölgeden, toplum hayatımızın bir çok tanınmış simasının çıkışını biraz manidar bulmuş.
Kimler mi var bu İbradı’dan çıkanlar arasında? Halit Nazmi Keşmir (Maliye Bakanı 1946), Prof. Dr. Tarık Minkari (Halil Bezmen’in ailesi Minkarilerle akraba), halen kimin katlettiği meçhul olan meşhur Prof. Dr. Muammer Aksoy’da İbradı doğumlu. Babası Numan Aksoy, amcası Prof. Dr. Muzaffer Aksoy (Tıp), diğer amcalarıda Kayseri Valiliği yapmış Halit Aksoy, Hakkı Süha Okay (CHP’nin bir dönem önemli ismi), Mekki Keskin ve Ziya Keskin (Konya Milletvekilleri), Suphi Okay Tekel Genel Müdürü, Saim Okay Yozgat Valiliği, Prof. Dr. Osman Sipahioğlu İslam Hukukçusu, Prof. Dr. Ali Himmet Beki, Hazım Türegün Danıştay Başkanı, torun Türegünlerden olan Ayşe Türegün bir vakit Nobel ödüllü Orhan Pamuk’un eski eşi, eski başbakan Sadi Irmak’ın annesi İbradılı Kadı Abdurrahman Paşa’nın torunu, meşhur Kasım Gülek’de İbralı’dan evli ve kızı DSP Milletvekiliği yapmış olan Tayyibe Gülek’in anneside İbradılı...
ANAP döneminin önemli ismi Ali Bozer, başbakan yardımcılığı ve bakanlık yaptı. Kardeşi Prof. Dr. Yüksel Bozer’de Hacettepe Üniversitesi rektörüydü. Babaları Mustafa Fevzi ise Yargıtay Başkanı, ANAP’ın meşhur Bayındırlık Bakanı Sefa Giray, Kamil Tayşi (Diyarbakır), Asım Eren (Niğde), Ahmet Esen ve Ali Esen (Bilecik), Reşit, Turgut ve Yusuf Ziya (Kayseri) milletvekili olarak TBMM’de bulunmuşlar.
Ünlü halk bilimcisi Pertev Naili Boratav, dolayısı ile ünlü iktisatçımız Korkut Boratav ve hali hazırda CNN Türk’ün yöneticisi Ferhat Boratav’da İbradılı...
Mayoları ile ünlü meşhur Zeki Başeskioğlu’da... Dahası da var!
Yoruldunuz ve başınız döndü değilmi? Banane bunlardan diyebilirsiniz ve ben de öyle dedim kitabı okuyup bir kenara koydum.
Ancak 01.Aralık.2015 Salı günlü Hürriyet Gazetesi’nde “Dev Mirasa 54 Talip” başlıklı haberi görüncüye kadar!
Bu haberde İbradılı Kadı Abdurrahman Paşa’nın mirasçılarından bahsediliyordu. Akp’li genel başkan yardımcısı Nükhet Hotar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen ve sanatçı Gülriz Sururi gibi...
Unutmuyorum TESEV’ci Can Paker, anı kitabında babasının Yılmaz Büyükerşen için kız istemeye gittiğini anlatıyordu. Kim bu Paker? Gazeteci Mehmet Barlas’ın karısı Canan Paker’in kardeşi... Pakerler ve Barlaslar kökleri, kökenleri konusunu kendileri açıklasınlar, bizde öğreniriz!
Söylemek istediğim şu; Türkiye’de özellikle Türklerden gizlenen ve saklanan bazı gerçekler var. Ve gizlenen gerçeklerin,Türk Milletine faydası yok ve olmayacakta! Öyleyse bunları hepimizin bilmesinde fayda var.
Bir de “Tat” meselesi var. Nedir bu “Tat” derseniz, Kafkasya’da ve özellikle Dağıstan’da yaşayan ama Müslüman olmayan bir kavim derim. Hatta yaşayan bir dostumuz, rahmetli Ebufeyz Elçibey’e bu “Tat” meselesini sorduğunda “Onlar dağ yahudisidir” cevabını almıştır. İsrail’in son dönemde “Tat”lara karşı izlediği politikada son derecede anlamlıdır.
Değişik kaynaklar, Türkiye’de 200.000 civarında “Tat” yaşadığını belirtmektedir. Ben daha da ileri giderek bu “Tat”ların, Türkiye’nin yönetimde etkisi nedir diye sizlere sorayım ve cevaplarınızı da beklediğimi ifade edeyim. Çünkü bu konu, gerçeklerin saklandığı ve Türkler açısından son derece can alıcı ve can sıkıcı bir konudur!
Ne yazık ki; Anadolu coğrafyasında bin yılı aşkın bir süredir hüküm süren Türk devletleri, birlikte yaşadığı kavimleri kazanmak adına,“menfaat birliği” yaratarak, vaziyeti idare etme stratejisi izlemiştir. Bu günümüzde de sürmektedir. Ben bir Türk olarak, enayi yerine konmama sebebiyet veren bu “menfaati bölüşme yoluyla bir arada yaşama stratejisi”nin, hep aleyhime sonuçlar ortaya çıkarması nedeni ile yanlış olduğuna inanıyorum.
Önümüzde gelişen siyaset, sanat, kültürel, ekonomik olaylarada komplo teorilerini sevmesemde, bizden saklanan gerçeklerin varlığı nedeni ile temkinli yaklaşıyorum.
Size de bunu tavsiye ederim. İnşallah her şeyin şeffaflaştığı ve Türk Milletinin gerçek hakimiyetini kurduğu günleri hep birlikte görürüz...
Özcan PEHLİVANOĞLU
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com
https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.