Bilgi Sahibi Olmasak da Fikir Sahibiyiz!..
BİLGİ SAHİBİ OLMASAK DA FİKİR SAHİBİYİZ. BUNUN ADI ÖN YARGI MI? ÖN GÖRÜ MÜ?
İlk bakışta çok normal gibi görünen bu durum, sabit katı ve değiştirilemez bir hal almaya başladığı zaman işin rengİ değişmektedir. Kendileri fikir yürütmek yerine, başkalarının fikirlerini sorgulamadan kabul eden sabit fikirli dar görüşlü insanlar ön yargılıdır. Hepimizin, hiç tanımıyor olmamıza rağmen birbirimiz hakkında mutlaka bir fikri vardır. Yeni iş arkadaşlarımız, yeni komşularımız, yeni ev sahibimiz, yeni flörtümüz veya yeni eğitim bakanımız gibi… Ülkemizdeki yönetim şekli değişti ve yeni bakanlarımız görevlerinin başında yerlerini aldılar. Şahsım eğitimci olunca ve elbette ki ülkenin tamamını en çok ilgilendiren kavram eğitim olunca yeni eğitim bakanımıza pür dikkat kesildik.
‘’Her çocuk farklı bir parmak izidir’’ diyor sayın bakanımız. Ve ‘’hayat denilen şey insana dokunabilmektir’’ diyerek dokuz kitapla taçlandırmış eğitim üzerine edindiği deneyimlerini.
-Rehber benim
-Çoklu zekâ uygulamaları
-Sınıf içi rehberlik uygulamaları
-Gelişim ve öğrenme
-Çocuklarımız için eğitim sohbetleri
-Dikkat eksikliği ve Hiperaktif çocuklar
-Eğitim psikolojisi
-Okul deneyimi ve uygulama
-Ebeveyn benim
Dokuz farklı mizaç olarak incelemiş insanları. Bilmek yapmak ve olmak mantık silsilesi ile şahsını eğitime adamış. Bu adanmışlığın yeni görevinde yaratacağı etki hepimizde merak konusu. Zaten olması gerekenden yana birçok beklentimiz var kendisinden. Sayın bakanımıza, beklentilerimizi hatırlatmak maksadı ile hemen kâğıdı kalemi elimize alıp bir çalışma tablosu hazırladık. Örneğin;
*Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması
*Eğitim sisteminde 1+5+3+4 uygulamasına dönülmesi
*Zorunlu hizmete af getirilmesi
*Eş durumu kolaylığının sağlanması
*Alo 147 benzeri uygulamaların kaldırılması
*Öğretmenlerin itibarının korunması
*Yöneticilerin kadrolu olarak sınavla atanması
*Görevlendirmelerde sınav ve liyakat düzeni
*Öğretmenlerin maaş karşılığı girdiği ders saatlerinin eşitlenmesi
*Nitelikli okul yanlışlığından dönülüp nitelikli ders kitapları hazırlanması
*Müfredat denilen paket programın öğrenci merkezli olarak elden geçirilmesi
*Herkesi sadece üniversite mezunu etmek yerine, herkesin yapabileceği yetenek ve ilgi alanlarına uygun üniversitelere yerleşmesinin sağlanması
*Üç saatlik sınav sisteminin kaldırılması ve öğrencilerin seçtikleri meslek yolunda doğru eğitimleri alarak kendi alanlarında sınavlardan geçmelerinin sağlanması
*Öğretmenlere uygulanacak performans uygulamasının kaldırılması
*3600 ek göstergenin gerçekleştirilmesi
*Öğretmenlere il ve ilçe emrinin getirilmesi…
Bu liste daha çok uzar ama ilerleyen süreçte bakanlık tarafından atılacak adımlara göre dile getireceğiz elbette. Bakanımız, hepimizin ortak derdi olan eğitim sorunlarında, öyle görünüyor ki bizlerle hem fikir. Bu durum hepimizde bir umut kabarmasına neden oldu. Akıllardaki tek soru işareti, sayın bakanımız Ziya SELÇUK karar alma ve uygulama noktasında ne kadar özgür iradesini kullanabilecek?
Bir ağacı gördüğümüz ilk mevsimde değerlendirmek ne kadar yanlış olacaksa, sayın bakanımızı da görevine gelir gelmez eleştirmek ön yargılara boğmak aynı ölçüde yanlış olacaktır. Eğitimden yana sorunlarımız ve beklentilerimiz ortada. Bakanımızın hali ruh iyesinin bizde uyandırdığı olumlu etkinin eğitime de yansıyacağını temenni ediyorum. Okuyarak öğrenmek ve anlamak ön yargılarımızı ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle sayın bakanımızın yazmış olduğu kitapları okur ve yapmış olduğu çalışmaları incelersek kendisi ve yapabilecekleri hakkında daha doğru bilgiler elde edebiliriz. Yeni bakanımız eğitim camiamıza ve ülkemize hayırlı olsun.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.