Celalettin MARZ

Celalettin MARZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Atatürk'e Borcunuzu Unutmayın...

A+A-

 

Her Türk’ün Atatürk’e Borcu Var, Benim de Var, Bu Memleketi Kurtaran Oydu!

 

Saltanatlarına son vermiş birisi hakkında bu sözleri sarf eden kimdir?

 

Ertuğrul Osman Osmanoğlu. II. Abdülhamid’in Öz Torunudur. Osmanlının Varisidir. Atatürk’e düşman olması gereken öncelikli kişidir.

 

Peki, içimizde barınan, yaşayan, Cumhuriyetin sağladığı özgürlükleri sınırsızca kullanan, bu özgürlüklerin sağladığı rahatlıkla Atatürk’e, kurduğu rejime düşmanca hisler besleyenler kimdir? Hangi hakla Atatürk’e ve getirdiği değerlere düşman olanlar da kim oluyorlar. Unutulan temel gerçek nedir biliyor musunuz, Atatürk bir Osmanlı paşasıydı. Osmanlının yetiştirdiği birikimli bir Osmanlı ferdiydi. Haneden mensuplarının övgüsüne mazhar olmuş bir liderin bazı kesimlerin düşmanlık hali için ancak “Kraldan çok Kralcılık yapmakla” ifade edilebilir.

 

Osmanlıyı Atatürk’e düşmanmış gibi göstererek, yalan senaryolarına kılıf arayışındalar.

 

Oysa Atatürk’ü tanıyan Osmanlı Hanedan mensuplarından hiçbiri kötü bir eleştiri yapmamış aksine takdir etmiştir.

 

Aklımıza hemen şu soru geliyor: Gerçek Osmanlı torunları Atatürk’e saygı duyup minnettar olurken, kendisini Osmanlı Torunu diye tanıtan şahısların amacı nedir? Madem Osmanlı’ya çok bağlısınız neden Osmanlı Atatürk’ü överken siz düşman olarak gösteriyorsunuz?

 

Bu duruma açıklık getirebilmek için Rahmetli Osman Ertuğrul’la Yapılan röportajdan alıntı yaparak devam edelim.

 

 

– Cumhuriyet’in gelişimini, Atatürk’ü nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Ertuğrul Osman Osmanoğlu: Atatürk efendim, her bir Türk’ün Atatürk‘e büyük bir borcu vardır, benim de. Çünkü bu memleketi kurtaran oydu, o gelmeseydi Allah bilir ne olurdu.

 

-Cumhuriyet yönetimi için ne düşünüyorsunuz?

 

Ertuğrul Osman Osmanoğlu: Bence Türkiye’de Cumhuriyet olması lazım, karışıklık olduğu zaman birisi çıkıp idareyi ele alması lazım. Fakat hanedanlar bunu başaramadı. Bizde de diğer hanedanlar da bitti. İngilizlerin Hanedanlığı bugün bir lüksten ibaret. Yani memleketi idare edenler onlar değil.

 

1999 Yılında yapılmış bu röportaj. Ertuğrul Osman’a Atatürk hakkında bu sorular soruluyor ve verdiği yanıtlar bugün sahte tarihçilerin anlattıklarından çok farklı.

 

Osmanlı, Atatürk’e hiçbir zaman düşman olmadı, aynı şekilde Atatürk’te Osmanlı’ya düşman olmadı.

Osmanlı’da başlayan yenilik hareketlerini ilerletti ve rejim değişikliğine gitti. Artık monarşiyle yönetilemeyeceğini gördü.

Osmanlı’nın gerçek torunları da bu durumun farkında ve her röportajlarında Atatürk’ü öven demeçler vermekteler.

Kendilerini Osmanlı Torunu diye lanse eden kitle neye dayanarak Osmanlı-Atatürk çatışması çıkartmayı hedefliyor esas bu durumu netleştirmek gerekiyor.

 

Buradan özetle şunu belirtmek gerekmektedir.

Her Türk’ün Atatürk’e Borcu Var. Galiba kendilerini borçlu hissetmeyenlerin Türklükle alakaları yok ki menfi hislerle dolular. Diğer bir ifadeyle kesinlikle Türklerle, Bu zümrenin, Türk Tarihiyle, Türk Devletiyle, Türk Bayrağıyla doğrudan ya da dolaylı da olsa alakaları da yoktur.

Bizim açımızdan da bu tür kişiler YOK HÜKMÜNDE olup, gözümüzde de gönlümüzde de bir yerleri bulunmamaktadır.

 

Geçmişe Özlem

Biz ergen falan olmadık. Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı. Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik.

Anamızdan dayak yerdik ancak aramızda ara sıra anasından dayak yiyip bu gün psikopat olan var mı?

Çocukluğumuzu sokaklarda, komşu bahçelerinde, komşu evlerinde koşulsuz, sınırsız yaşayabilen şanslı nesillerdik.

Yer sofralarında hep birlikte aynı kaplardan yemekler yerdik.

Divan'ın altındaki sepet giysilerimiz için yeterdi. Dolap dolap kıyafetimiz de yoktu. Sokak sokak gezerdik. Boş arsalarda ateş yakar, gece geç saatlere kadar mutlu bir şekilde koyu sohbetler yapardık.

 

İstediğimiz arkadaşa gider, evinde otururduk. İzin almak aklımıza dahi gelmezdi. Korkusuz, kuşkusuz yaşardık okulda, yolda…

Bazılarımız sınıfta kalırdı. Hiç birinin ailesi apar topar doktora götürüp bir dünya psikolojik destek almazdı.

Mutluluk dağıtırdık adeta mahalledeki herkese.

Her yerimiz yara olurdu, dişlerimiz kırık, ellerimiz toprakla oynadığımdan kirli olurdu. Kuru ekmek yerdik. Bazen de ekmeğin arasına domatesi koyar ve üstümüze fışkırta fışkırta yerdik ve titiz annelerimiz buna bile izin verirdi. Stressiz yaşam yüreklere merhamet, şevkat yüklerdi.

O küçük adımlarla gezdiğimiz dünya öyle büyüktü ki dolaş dolaş bitiremezdik.

Cep telefonu, İnternet, çoğu evde Televizyon, sabit telefon, marka ayakkabı, çeşitli oyuncaklar ve bilgisayarlarımız yoktu.

 

Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık.

Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap, bunu söyle demezdi. En büyük baskı annelerimizin kaşı gözünün oynamasıydı...

 

Savaş nedir, insanlar kaça ayrılır bilmezdik. Mahallenin hayvanları bile hep arkadaşımızdı... Kimse kediye, köpeğe zulüm etmezdi.

 

Fazla bir şeyimiz yoktu, kafamızı karıştıracak, insanlar neredeyse her anlamda eşitti. Her şeyi paylaşırdık. Mutluluğu, sevinci, derdi kederi...

Biz böyle mutlu çocuklardık işte…

 

Şimdi bütün bu yokluk döneminde yaşadığımız korkusuzca hayatımızda var olan her bir şeyi özler olduk.

Kısıtsız yaşamaktansa, yokluk içinde yaşamın hayalini kurar olduk.

Sahi biz bu dünyayı niye bu kadar yaşanmaz hale soktuk. Hadi hep beraber köyümüze geri dönelim, her şeye yeniden başlayalım, ne dersiniz?

 

 

Cumhuriyet Kadınına örnek!

 

İlk Kadın Muhtar,1933 yılında Türkiye’nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin, Aydın’ın Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı’nın muhtarlığını yaptığı dönemde Atatürk tarafından ödüllendirilmiştir. (Karpuzlu şimdi küçük bir ilçedir.)

 

1933 Yılında Aydın Karpuzlu İlçesinde Kadın Muhtar vardır.

 

Aradan 88 yıl geçmiş ve hala daha okuyamadığı için feryatları yükselen kızlarımızın, kadınlarımızın olması çok düşündürücüdür. Eğitim sisteminin ve sosyal yaşantının, insanlar arasında eşitlikten uzak yaşandığının göstergesidir. Oysaki sağlıklı nesilleri yetiştirebilmek için, eğitimli, görgülü, liyakatli anneler gereklidir…

 

Hakça bölüşüme, eşit adalete, huzurlu, sağlıklı günlere tüm insanlarımızın kavuşabilmesi duasıyla. Karanlıktan uzak, güneş yüklü gelecekte Ülküsüz kalmayın. Allaha emanet olun.

Bu yazı toplam 1120 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.