Asıl İş Sirkeden Helva Yapabilmekte!
Hayal kurmak insanın ruhunu, dünyasını, umutlarını zenginleştirir. Bir sonraki günü beklenir kılar. Vücut ve ruh direncini arttır. Hatta bir miktar gençlik iksiridir özünde, çünkü insanı hayata bağlar. Her insan hayal kurar elbette fakat en büyük hayalleri yetişkinler kurar. Çünkü bu hayallerin yüzde doksanı annelerin ve babaların evlatları üzerine kurduğu hayallerdir. Söz konusu evlat olunca hayallerde büyük oluyor elbette.
Hep en iyi yaşam şartları hedeflenir. Sıcak sudan soğuk suya değdirmeden, hatta elden gelse fanus içinde büyütülecek olan evlatların geleceği söz konusu olunca anne ve babaların hayalleri oluyor derya deniz. Hayal kurmak güzel ve en doğal olanı fakat mesele hayalleri gerçekleştirecek olan evlatların, bu büyük beklentiler altında ezilmeden, kendini ve gideceği doğru yönü bulmalarını sağlayabilmektir.
Gündemimiz de okul kayıtları var. Hepimizin de bildiği gibi ortaokuldan liseye geçiş, liseden üniversiteye geçiş süreci kadar kriz bir hal aldı. Ortaokul sürecinde oyun alanlarından kısıtlayıp, çocukluk evrelerinden çalıp, tüm zamanlarını derse yatırım yaptığımız evlatları hangi liseye yerleştireceğimize bir türlü karar veremiyoruz. Yine en sıkıntılı günleri yaşıyoruz. Okullardan okul, öğretmenlerden öğretmen beğenemiyoruz. Velinin ne okullara, ne öğretmenlere ne de bakanlığa bu konuda bir güveni kalmadı. Sistem değiştikçe kafalar karıştı. Kafalar karıştıkça eğitim karıştı. Herkes eğitim üzerine yorum yapar, akıl verir oldu. Fikrine başvurulmayanlar ise yine eğitimin mutfağında yer alan öğretmenler oluyor.
Öğrencilerin birçoğu anne ve babalarının tercihiyle başladığı okulları güç bela bitiriyor veya daha lise bir evresinde sınıfta kalıyor, okul değiştiriyor veya açığa geçiyor. Liseden mezun oluyor veya yarıda bırakıp geleceği belli olmayan bir yöne doğru savruluyor. Lisede istikrarlı olan öğrenciler dahi üniversite aşamasına geldiğinde sonunda işsiz kalacağını bile bile enerji dolu birkaç yılını daha okul sıralına terk ediyor. Mezun oluyor ve hayatın acı gerçekleri koşarak üzerine geliyor. Üniversite mezunu işsiz binlerce gençten biri olup çıkıyor. İşte hayatın hayal ve gerçek tarafı tam olarak bu noktada başlıyor. Bu ana gelinceye kadar öğrenci onlarca öğretmen elinden geçiyor. Ve birçok öğretmen veliye çocuğun geleceğine dair en doğru tespitleri sunuyor. Ayrıca öğretmenler her yıl eğitimdeki olumsuz gidişat üzerine hem veliye hem de yönetimlere mesajlar veriyor. Fakat öğretmeni ne veli duyuyor, nede bakanlık dinliyor. Bunca kopukluk arasında herkes kendince çabalıyor.
Mesele bunca zorluk içinde öğrencilerini hedefine ulaştırma yolunda emek harcayan öğretmen veli ve bakanlık olarak et tırnak olabilmekte. Hayal kurmak güzel de, asıl iş sirkeden helva yapabilmek de…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.