Akıl Vergisi Alınsa Hiç de Fena Olmazdı !!!
Dostlarından biri, Fransız kralı 15. Lui' ye, majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç kimse budalalığı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve seve öder. Kral, alaylı alaylı gülerek; hakikaten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum… Bu hikâyeyi okuyunca halimizi düşünmeden edemedim. Bizim her konuda ve her daim birbirimize dağıtacak o kadar çok aklımız ve fikrimiz var ki, üstelik akıl dağıttığımız onca konu hakkında hiçbir eğitimimiz ve çalışmamız olmadan.
Atatürk 10.Yıl Nutkunda ‘Türk milleti çalışkandır Türk milleti zekidir’derken eminim ki bu tutarsız ve desteksiz akıl yürütmelerimizi kastetmemiştir. Dünya’da 31 Aralık 2019 tarihinden ve ülkemiz de Mart 2020 tarihinden bu yana Covit-19 salgınıyla büyük bir savaş halindeyiz. Binlerce can kaybı verdiğimiz bu savaş ne yazık ki büyük hasarlar bırakarak devam ediyor. Bazı durumlarda yenilginin, zaferden daha öğretici olduğu kanısındayım. Çünkü yenilgi içinde bulunduğumuz koşulları, psikolojik ve kültürel durumumuzu, maddi gücümüzü ortaya çıkarır. Savaşa karşı hazır olduğumuzdan ne kadar emin olursak olalım beklenmedik durumlar bizi felakete sürükleyebilir. Akıldan ve bilimden uzak hareket ettiğimiz takdirde küçük ayrıntılar bizleri çaresiz bırakabilir. İçinde bulunduğumuz savaşın büyüklüğünü ve komutanımızın ön görüsünü tam olarak kavrayamamış oluşumuz harekete geçtiğimiz andan itibaren hazin sonumuzu hızlandıracaktır. Toplum olarak ‘’ Savaş Sisi ‘’ denilen belirsizliğin içinde kalmak önümüzü görmemize engel olacak ve yenilgiye uğramak artık an meselesi olacaktır. Bu yenilgi göz göre göre gelen bir yenilgi gibi görünse de akıl mantık dâhilinde içinde olduğumuz koşulları idrak ederek değerlendirmeyişimizin bir sonucu olacaktır.
Ülkemizce bilirkişi olarak kabul edilen bilim adamları son dokuz aydan bu yana her gün bıkmadan usanmadan içinde bulunduğumuz salgından korunmanın ve kurtulmanın yollarını ve bizlere düşen görevleri anlatıyorlar. Peki, bizler ne yapıyoruz? Bizim bildiğimiz biliminde üzerinde doğrudur diyerek bireysel doğrularımızdan vazgeçmiyoruz. Maske Mesafe ve Temizlik kurallarını, Görmedim, Duymadım Bilmiyorum üçlemesi ile karıştırıyoruz. Olağan üstü günler yaşıyor olmamıza rağmen, sosyal hayatımızdan taviz vermiyoruz. Bencilliğimizin faturasını ise kendi ellerimizle evlatlarımıza kesiyoruz. Eğitim Öğretim faaliyetlerinden, sosyal yaşamlarından yani en özgür olmaları gereken günlerinden çalıyoruz ve evlere hapsediyoruz. Bu durumun sorumlusu kim? Diye soracak olursam, eminim ki şahsımız dışında kalan herkes olacaktır. Pozitif vaka sayıları arttı ve bizler halen daha gerçek sayının söylenenden çok daha fazla olduğunu konuşmakla meşgulüz. Söz konusu can kaybı olduğunda sayının az ve ya çok olmasının kayıpların değerini değiştirmediğini idrak etmeliyiz. Can kaybında BİR ile BİN arasında sadece rakamsal farklılık var. İnanın bıraktığı acının büyüklüğü değişmiyor. Günlük Covit-19 tablosuna bakıldığında yürüttüğümüz akılların işe yaramadığı günlerdir defalarca kanıtlandı. Hepimiz biliyoruz ki maddi gidere bağlı olan her şeyi çok önemsiyoruz. Öyleyse bol kepçeden akıl yürütenlerden akıl vergisi alınmalı diye düşünüyorum. Belki bu vesileyle kendi aklımıza değil de bilimin aklına güvenmeyi öğreniriz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.