430 KADINDAN BİRİ EŞİNİZ KARDEŞİNİZ ANNENİZ OLABİLİR!

Ben senin Sevgilin, Eşin, Baban, Ağabeyin, Arkadaşınım… Biri bitse biri kalır. Diyerek Sevgiyi ne güzel anlatmış Cemal SÜREYYA.

Anlatımdaki güzellik ve incelik, kadın ve erkek ilişkilerinin geldiği boyuta bakılınca bizlere hayal kırıklığı yaşatıyor. Erkek kavramının içini dolduran sevgili, eş, ağabey, baba ve arkadaş kavramlarındaki yüceliğin yerini korkulacak, saldırgan, kadından uzak tutulması gereken bir varlığa bırakıyor. Kültürün; erkeğe verdiği kadından üstün olma bilinci, erkek evladını kıskanan kayınvalidelerin evliliklerdeki olumsuz rolü, toplumun insani yönden yozlaşması, ahlaki çöküş, kadınların ekonomik özgürlüğünün olmaması, işsizlik sorunu ve maddi imkânsızlıklar, kadına karşı uygulanan şiddetin namus kavramıyla ilişkilendirilmesi ve altında birçok farklı neden yatan psikolojik sorunlar. İşte bunların tümü hatta daha fazlası, toplumda kanayan yara halini almış kadına yönelik şiddetin altında yatan nedenlerden bazıları.

Geride bıraktığımız 2019 yılında 430 kadın erkekler tarafından hayatı kaybetti. Yeni yıla girerken duyduğum en güzel haberlerden biri oldu kadına yönelik şiddetin önüne geçmek adına alınan önlemler ve başlatılacak olan çalışmalar. Bu konuda yazılan yeni haberlerin çoğunu gözden geçirdim. Çünkü bu konu artık haddini aşan ve toplumu erkek cinsiyeti üzerinden tehdit eden çirkin bir hal aldı.

*Hizmet içi eğitimler verilecek ( Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından; polis merkezleri, asayiş birimleri ve karakollarda görev yapan kolluk kuvvetleri personelinin tamamı2021 yılına kadar kadına yönelik şiddetin önlenmesi konulu hizmet içi eğitime tabi tutulacaklar.)

*Komisyonlar kadına yönelik şiddeti kesintisiz takip edecek(valilikler kadına yönelik ve aile içi şiddetin önlenmesi adına illerdeki tüm kamu kurumlarının uygulamalarına yön verecek. Kadına yönelik şiddetle mücadele il koordinasyon, izleme, değerlendirme komisyonları valilerin başkanlığında 3 ayda bir toplanacak.)

*Şiddet önleme merkezlerine ihbar edilecek (şiddet olaylarının dada çok aile içinde kalıp kamu birimlerine yansımadığından dolayı; aile hekimleri, öğretmenler, rehber öğretmenler, din görevlileri, muhtarlar başta olmak üzere tüm kamu görevlilerine gerekli eğitimler verilerek etkin görev almaları sağlanacak.)

*Kades uygulaması yaygınlaştırılacak (İl düzeyinde vatandaşlara Kadın Acil Destek uygulamaları duyurularak, uygulamanın kullanımı konusunda bilgilendirmeler yapılacak. YAP Ulusal Yargı Sistemi, ŞONİM Şiddeti Önleme Merkezi, POLNET Polis Bilgi Sistemi ve JABS Jandarma Bilgi sistemi arasında hızlı bilgi paylaşımı için ortak bir ağ kurulacak)

*Elektronik kelepçe 81 ilde yaygınlaştırılacak (Ülke genelinde şiddet failleri için elektronik kelepçe uygulaması yaygınlaştırılacak.)

*Birimler kurulacak(Emniyet müdürlüğü ve Jandarma genel komutanlığı6284 sayılı Kanun kapsamında yürütülen işlemlerin il ve ilçeler düzeyinde takibinin tek elden yapılması için tek görevi kadına yönelik şiddetle mücadele olan idari birimler kurulacak.)

*Şiddet uygulayanın ruhsatlı silahı kolluk tarafından elinden alınacak (Kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için 6284 sayılı Kanun kapsamında hakkında tedbir kararı verilen kişilerin silahları kolluk kuvvetleri tarafından alınacak ve tedbir kararı kaldırılıncaya kadar geri verilmeyecek.)

*Cezaevi firarilerine sıkı takip ( Tutuklu ve hükümlü şahısların kadına yönelik şiddet kapsamında takibi için kurumlar koordineli olarak çalışacak ve bu konuda tutulan bilgi ve belgeler ve tüm deliller konu hakkında tutanak tutularak Cumhuriyet başsavcılıkları ve ŞÖNİM ile yazılı olarak paylaşılacak.)

Alınan önlemlere ve yürütülecek çalışmalara bakıldığında temelinde eğitimi merkez alan ve uzun sürede sonuç verebilecek çalışmalar olduğunu görüyoruz.. Bu durumda eğitim sistemimizde değiştirilmesi gereken pek çok uygulama olduğu gerçeği çıkıyor ortaya. Kişi hak ve sorumluluklarını, toplumsal yaşama bilincini, insan olma kavramının önemini öğrencilere aktaracak olan daha insana dair ders içeriklerine yer verilmelidir. Bir de uzun süren eğitim hayatının sonunda gençlerimize iş imkânının sunulması en mühim konu. Çünkü kadın cinayetlerinin çoğu, işsiz kalan erkeklerin psikolojik bunalımları sonucunda gerçekleşiyor. Yazıma son verirken tüm erkekleri bu hesaba katmadığımı belirterek, iyi örnek teşkil eden erkeklere de var oldukları için tüm kadınlar adına teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım başlatılacak olan çalışmalar beklentilerimizin karşılığı olabilir.