1 KASIM MHP’NİN VE BAHÇELİ’NİN SEÇİMİ OLACAK
“Saray-partisi-arkalarındaki emperyal güçler”, 1 Kasım 2015 seçimlerinde bir kurban seçtiler: MHP, Türk milliyetçiliği ve Bahçeli. 2011’de kasetlerle başaramadıklarını, 1 Kasım 2015 seçimlerinde Tuğrul Türkeş’le başarmaya çalışacaklar. Hedef, hem MHP’yi barajın altında bırakıp Türk siyasetinin gündeminden düşürmek, hem Saraylının ayaklar altına aldığı Türk milliyetçiliğini hezimete uğratmak ve hem de Devlet Bahçeli’nin MHP Genel Başkanlığından uzaklaşmasını sağlamak. Sizin anlayacağınız, hedef, başarırlarsa bir taşla üç kuş vurmaktır.
“Saray-partisi-arkalarındaki emperyal güçler”, 13 yıldır “Türkiye halkı, 36 etnik gruptan meydana gelmiştir” diyerek hem “Türk kimliği”ni 36 etnik gruptan biri sayarak sıradanlaştırmaya çalışmışlar, hem de“Kürt kimliği”nin inşasına ve güçlenmesine destek olmuşlardır. Kürt kimliğinin güçlenmesindeki başarı, kesinlikle PKK’nın veya BDP-HDP’nin değildir. “Kürt sorunu” ve “Çözüm, barış ve kardeşlik süreci” diye diye bu kimlik güçlendirilmiş ve öne çıkarılmıştır. Sonuçta 7 Haziran 2015 seçimlerinde, daha önceki seçimlerde PKK’nın eylemlerine karşı olan ve bu yüzden AKP’ye oy veren dindar Kürtlerin çoğu, kendi kimliğini taşıyan HDP’ye oy vermiştir. Bu oy, yüzde 4-5 (2-2,5 milyon) gibi Kürt seçmene tekabül etmektedir ve ne yapılırsa yapılsın AKP’ye dönmesi mümkün değildir. Bunun için, siyasi iktidarın 1 Kasım seçimlerindeki hedefi, HDP değildir.
7 Haziran 2015 seçimlerinde 13 yıllık tek başına iktidarını kaybeden“Saray-partisi-arkalarındaki emperyal güçler”, bu defa 1 Kasım 2015’te yapılacak erken seçimlerde, oy alabileceği tek kesim olarak MHP’li seçmeni görmüştür.Çünkü, 7 Haziran’da yüzde 3(1-1,5 milyon) civarında Orta Anadolulu ve Doğu Anadolulu seçmenini, MHP’ye kaptırdığını düşünmektedir. 1 Kasım’da bu seçmenleri geri alır, hatta başarabilir de MHP’yi barajın altında bırakırsa, bu partinin sert ve kendi tabanını da etkileyen muhalefetinden kurtulacaktır. Belki de, bundan sonra MHP seçmeninin tamamının AKP’ye oy vereceğini hesaplamaktadır.
Fakat, bu hesap, yanlış bir hesaptır. Çünkü, “Saray-partisi-arkalarındaki emperyal güçler”, MHP tabanını hiç tanımamaktadırlar. MHP’ye oy veren seçmenin en az yüzde 10’u, partinin lider ve kadrosunu değil, gönül verdiği “davayı ve ülküyü” baz almaktadır. Bu dava ve ülkünün özü, “Türk Milliyetçiliği, İslam imanı ve ahlâkı ile Atatürk ve Cumhuriyetin çağdaş değerleri”dir. MHP’nin kemikleşmiş seçmeni, bu “davayı ve ülküyü” yaşatmak ve millet hayatına hakim kılmak iddiasındadır. Bu seçmen Ahmet, Mehmet ve Tuğrul gibi isimlerin peşinde değil, “davasının ve ülküsünün” peşindedir. Hele bir de,“davasının ve ülküsünün” siyaset coğrafyasının dışına atılmak istendiğini, bir ihanet kumpasıyla karşı karşıya bulunduğunu hissederse, iç muhalefetini sonlandırarak, birden partisinin etrafında kenetlenir.Seçim hükümeti kurulurken sergilenen oyun, bu etkiyi yapmış ve MHP’nin seçmeni kenetlenmiştir.
Oyun açıktır, MHP, partisiyle genel başkanıyla ve davasıyla Türkiye’nin siyaset arenasından silinmek istenmektedir. Şimdi MHP seçmeni, parti yönetiminden bazı adımların atılmasını beklemektedir. Bu adımlar; parti içi tasfiyelerin hemen durdurulması, parti için bir değer ifade eden küskünlerin yeniden kazanılması, parti içi birlik ve beraberliğin sağlanması, tabanın görüşlerini öne çıkaran bir aday listesinin hazırlanması, çeşitli partilerde yeteri kadar gezinmiş ve hevesini almış kişilere teşekkür edilerek listelerde yer verilmemesi, gençlere ve hanımlara daha fazla şans tanınması gerekmektedir.Meclis Başkanlığı seçimi ve koalisyon ortağı olmama konusundaki tutum, halka çok iyi anlatılmalı ve halktaki “MHP, zor anlarında AKP’nin desteği” algısı, giderilmelidir.Bir de, 7 Haziran’a göre çok daha hızlı ve planlı bir seçim çalışması yapılmalı, bütün teşkilat topyekun bir seferberlik anlayışı içinde çalışmalıdır.
Ayrıca çok acele hareket edilerek BBP, SP, Yurt Partisi, HEPAR gibi partilerle bir seçim ittifakı yapılarak oyunların bozulması şarttır. Bugünlerde AKP’nin, Saadet ve BüyükBirlik Partisi ile ittifak yapacağı konuşulmaktadır. Saadet Partisi yetkilileri ittifaka hazır, BBP yetkilileri beklemede görünmektedir. MHP üst yönetimi, bu partilerle bir an önce yapacağı bir ittifakla tüm dengeleri değiştirebilir.
Parasal yönden güçlü, her türlü ayak oyunlarında becerikli Saray’ın planı, ancak bu şekilde davranarak ve çalışarak bozulacaktır.7 Haziran seçimleri öncesi yapılan hatalar tekrarlanırsa, belki MHP baraj altında kalmaz ama, mutlaka birkaç puan kaybeder. Bu da “Saray-partisi-arkalarındaki emperyalgüçler”i memnun eder, hedeflerine ulaştırır. Bu nedenlerle, 1Kasım 2015 seçimleri, MHP’nin, Bahçeli’nin ve siyaset arenasındaki Türk milliyetçiliğinin kader seçimidir. Bunu asla unutmayalım.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.