Kitap Yakmak!...

Kitap Yakmak!...

12 Eylül 1980 İhtilali sonrası devlet biz ülkücüleri inanılmaz bir baskı altına almıştı! Nefes almakta bile zorlanır olmuştuk...

A+A-

Evimde okuttuğum kayınbiraderim hiç ilgisi alakası olmayan gasp ve cinayet suçlarından sıkıyönetim cezaevine konulmuştu. Ziyaretine gittik. Bir kişi ile görüştürülebileceğini söylediler. Doğal olarak annesi ile görüşmesini istedik. O görüştü!

Görüşme devam ederken, bir üsteğmen işaret parmağıyla beni işaret ederek, az ötede bir yeri göstererek oraya gitmemi istedi. Gittim. "Hocam ben sizi kayınbiraderinizin verdiği ifadelerden tanıyorum. Ben de Ülkücüyüm. Siz bir daha buraya ziyarete gelmeyin başkalarını gönderin. Buradan alınabilirsiniz. Evinizde de ülkücülükle ilgili hiçbir kitap yazı bulundurmayın." dedi. Yanımdan uzaklaştı.

Bu arada görüşme süresi de bitmişti. Kayınvalidem, görüşmeyi bize de nakletti. Diyor ki; "Eniştem evde hiçbir kitap bulundurmasın." her sorguda eniştemle ilgili bilgi istiyorlar." Anlamıştık ki; İhtilalin kanunu, nizamı yoktur. Herhangi birisinin "alın" demesi içeri girmemiz için yeterlidir! Aileme belli etmiyordum ama tedirgindim. Ben içeri girersem eşimi, çocuklarımı nasıl gözetecektim, onlara eş, baba olarak yapmam gereken görevlerimi nasıl yerine getirecektim.

Bir müddet sonra yurtdışına çıkış yasağım olduğunu da öğrendim... Çember daralıyordu...

Rahmetli eşimle konuştuk, ona tutuklanma olursa düşmanı sevindirecek şekilde üzüntüsünü dışarı vurmamasını, metin olmasını tavsiye etmekten başka bir şey gelmedi elimden... Bu arada ekmeğimizden kesip para arttırarak almış olduğum kitaplarımı da yakmaya karar verdik! Sobayı yaktık yüzlerce kitabı sobanın yanına yığdık... Birisi 3, öteki 4 yaşındaki kızlarımı oynamaları için sokağa yolladık. Onların bu utanç verici işi yaptığıma şahit olmalarını istemiyordum. İlk kitabı yakmak için elime aldım, sobanın kapağını açtım. Sobaya atacağım, baktım "Dündar Taşer'in Büyük Türkiye'si", gözümün önüne Rahmetli Taşer geldi, kendisini tanımıştım, çok saygıdeğer bir kahramandı. Rol modellerimdendi. Kitabını yakmakla ona saygısızlık yapacağım gibi bir duyguya kapıldım. "Yakmayacağım" dedim. Buraya beni almaya gelen her halükarda alıp gidecek, kitapları yaksam da, yakmasam da!

Yakamadım! Yakmadım!

Kitap yakmak!

Onu yazana saygısızlıktır!

Özgür bir beynin kendi sahibine saygısızlıktır!

Muğla'da Fethullahçı bir Kolejde öğretmen ve yöneticiler, koleje ait bazı evrakları ve Fethullah Gülen'e ait kitapları yakarken yakalanmışlar. Haberi okuyunca çağrıştırdı...

Hatırladıklarımı bölük pörçük anlatmaya çalıştım...

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.