Kırım'da Hiçbir Şey Eskisi Gibi Değil
Rusya'nın, Kırım'ı işgalinin üstünden tam 6 sene geçti. Bu sürede yarımadada yaşayanlar için hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Rus yanlısı Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in 2013'ün sonlarında, Avrupa Birliği (AB) Ortaklık Anlaşmasını imzalamayacağını açıklamasıyla başkent Kiev’de Batı yanlılarının başlattığı protestolar, yönetimin devrilmesine neden oldu. Bundan hemen sonra Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde alışılmamış olaylar yaşanmaya başlandı.
Kırım sokaklarında, meydanlarında, üzerlerinde aidiyet işareti bulunmayan askeri kıyafetli, eli silahlı kişiler kol gezmeye başladı. "Yeşil adamlar" olarak adlandırılan bu silahlı kişiler, kamu binalarını işgal etti, yarımadanın yönetimini ele geçirmeye çalıştı. Rus yanlısı, eli silahlı grupların işgal ettiği yerlerden birisi de parlamento binasıydı.
Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu yarımadanın geleceğini kararlaştırmak üzere 6 Mart'ta toplantı yapma kararı aldı. "Yeşil adamlar"ın kontrolündeki parlamentodan, "Kırım, Ukrayna'nın bir parçası olarak mı kalsın yoksa Rusya'ya mı bağlansın" sorusunun yöneltileceği referandum kararı çıktı.
Referandum kararına uluslararası kuruluşlar tepki gösterdi. Liderler, Kırım'da referandum kararının "gayrimeşru, anayasaya ve uluslararası kanunlara aykırı" olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Ukrayna ve Kırım'daki gelişmeleri değerlendirmek için beş kez toplansa da çözüme yönelik bir adım atamaması, konseyin işlevsiz hale geldiği yorumlarını pekiştirdi.
Kırım Tatar Milli Meclisi'nin boykot kararı aldığı referandum, 16 Mart 2014'te yapıldı. Bu süreçte Rus yanlısı olmayanlara baskı uygulayan, binlerce Kırım Tatarı ve Ukraynalı'nın evlerini terketmesine neden olan "yeşil adamların kontrolündeki sözde referandumda, Kırım’ın Rusya'ya bağlanması yönünde karar çıktığı açıklandı.
Moskova yönetimi bu karardan hemen 5 gün sonra, Kırım yarımadasını Rusya'ya bağlayacak imzaların atılması için tören düzenledi.
Kırım'da Rus yönetimi
Rusya, yasa dışı ilhakın ardından artık üniformalarında armaları bulunan askerleriyle Kırım'daydı. Yeni dönemde, Kırım’ın yasa dışı ilhakına karşı çıkan ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunanlara baskılar arttı.
Kırım Tatar halkının lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve diğer bazı Kırım Tatar Milli Meclisi yetkililerine Kırım’a giriş yasağı getirildi. Kırım Tatarları’nın iradesini temsil eden Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) aşırıcı örgüt kapsamına alınarak faaliyetleri yasaklandı. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Kırım Tatarlarının evlerine, camilere, okullara baskınlar yaptı.
KTMM'nin verilerine göre, Rusların yönetimi ele almasından bu yana çoğunluğunu Kırım Tatarı 11 kişi ölü bulundu, kaybolan 15 kişiden ise haber alınamadı.
İnsan Hakları Bilgilendirme Merkezi, son üç yılda, Kırım’da 461 ifade özgürlüğü ihlali yaşandığını, 241 gazeteci ile 20 basın kuruluşuna baskı yapıldığını not etti.
Ukrayna Enformasyon Politikaları Bakanlığı’ndan edinilen bilgilere göre, Kırım’da aralarında önemli haber sitelerinin de bulunduğu 60’dan fazla web sayfasına ulaşım engellendi. Kırım yarımadasında bulunan Ukrayna ve Kırım Tatar basın kuruluşları ATR televizyon kanalı, Kırım Haber Ajansı (QHA), Azatlık Radyosu’nun projesi olan Krım.Realii (Kırım Gerçekler) sitesi, Çernomorskaya televizyon ve radyo şirketi, Lale çocuk televizyon kanalı, Meydan radyosu, Black Sea News haber sitesi, Sobıtiya Krıma (Kırım olayları) sitesi, 15 Dakika haber sitesi, Gazeteciler Araştırma Merkezi sitesinin ofisleri, baskılar karşısında Kırım'dan taşınmak zorunda kaldı.
Raporlara göre, Kırım’ı yasa dışı ilhak etmesinden bu yana Rusya, 403 uluslararası anlaşma ile Ukrayna'yla yaptığı ikili anlaşmaları ihlal etti.
Moskova yönetimi, Kırım konusunun artık tartışılmaması gerektiğini savunuyor ancak Kiev, yarımadanın bir gün mutlaka Ukrayna'ya geri döneceğini, bunun için zaman gerektiğini belirtiyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.