Mesajında 1926’da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabulle yürürlüğe giren ve Türk kadınlarına şeriat zincirinden kurtaran medeni kanunun Türk kadını için bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Yeşildağ, TBMM tarafından 1930’da kabul edilen bir yasayla belediye seçimlerine katılma hakkı tanındığını, 1931’de de Türk kadınının ilk defa tıp dünyasında varlığını gösterdiğini ve ilk kadın cerrahın çalışmaya başladığını, 1932 senesinde kabul edilen bir yasayla da Türk kadınına; Muhtar, Köy İhtiyar Kurulu üyeliği ve SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ tanındığını, akabinde de 1934 senesinde yürürlüğe giren bir yasayla da kadın erkek eşitliği anlamında bütün haklar “Kadınlara milletvekilli seçme ve seçilme “ hakkının tanınması ile verildiğini ifade etti.

Türk Kadınının 2 Görevi

Çağdaşlaşma yolunda Türk kadınına 2 türlü görev düştüğünü belirten Yeşildağ, bunların ilkinin kendi haklarını kullanmayı en iyi şekilde bilmesi ve kullanması olduğunu diğerininse bunları bilmeyenleri aydınlatması, bilgilendirerek haklarını kullanmalarını sağlamak olduğunu söyledi.

Yeşildağ sözlerine şöyle devam etti:

“Türk kadını kendisine sunulan hakları, kurtuluş savaşında ki başarısını unutmuştur. Dikkati başka yöne çekerek pasif hale getirilen Türk kadını dikkatini haklarına, hürriyetine, vatanına, bayrağına, kültürüne, temel değerlerine, Atatürk’e sahip çıkmaya vermelidir.

Kadınlarımızın kendi kaderi ile beraber ülke kaderinde de söz sahibi olmaları seçme ve seçilme haklarını layıkıyla kullanmaları ile mümkün olacaktır.

Kadınlarımız hakettiği değerlere ulaşabilmesi, kadına insan ve toplumların eşit vatandaşları olduğu bilincinin kazandırılması değerlerinin verilmesi ve tüm bu haklar için bir kadın hareketi olan biz İyi Parti mensupları olarak her türlü ortamda her platformda sonuna kadar bu hakların savunucu olacağımıza söz veriyoruz.

Bu hakkı biz Türk kadınlarına tanıyan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK Ü minnetle anıyoruz..

RABBİM BİZLERE BİSMİLLAH İLE BAŞLAYAN NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYE BİTEN SONUÇLAR NASİP ETSİN İNŞALLAH”