Kadın; sevginin, fedakârlığın, merhametin, hoşgörünün simgesidir
Yaşamımız boyunca her anımızda varlıklarıyla gurur duyduğumuz, desteklerini bizden hiçbir vakit esirgemeyen, yüreğindeki sevgi ve şefkati bizlere karşılıksız veren, bizleri eğiten, yetiştiren; her zaman diğer yarımız olan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadın
Kadın; sevginin, fedakârlığın, merhametin, hoşgörünün simgesidir. Kadın annelik gibi çok zor ve kutsal bir görevi üstlenen, bunun yanında hayatın pek çok zorluğunu omuzlarında taşıyan olağanüstü bir varlıktır. Dahası kadın, toplumun yapı taşı olan ailenin en önemli unsuru, değerlerimizin koruyucusu ve taşıyıcısı, geleceğimizin sahibi, çocuklarımızın karakterini şekillendirmesi açısından da yarınlarımızın mimarıdır. Bu bakımdan büyük bir aile olarak nitelendirebileceğimiz toplumun sağlıklı, mutlu ve müreffeh bireylerden oluşmasında en önemli faktör kadınlarımızdır. Bununla birlikte kadınlarımızın iş gücünde, sosyal ve akademik alanlar başta olmak üzere yaşamın her alanında aktif rol alarak gerek Denizli’mizde gerek ülkemiz genelinde oluşturdukları katma değer, bizleri gururlandırmakta, geleceğin Türkiye’si yolunda daha büyük başarılar elde etme inancımızı güçlendirmektedir. Nitekim Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk de nitelikli bir toplum oluşturma yolunda eşit haklarla donatılmış kadının önemini “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” sözleriyle ifade etmiştir.
Bizler kadını her zaman ve her yerde baş tacı eden, ona büyük değer veren bir geleneğin temsilcileriyiz. Çünkü kadınlarımız, bizi biz yapanımız: Annemiz, eşimiz, kardeşimiz, kızımızdır; bazen en sıkıntılı günümüzde dert ortağımız, neşe kaynağımız; bazen doğru adımı atmamızı sağlayan hayat rehberimiz, bazen kocaman bir kalabalık içinde yalnız kaldığımızda yegâne arkadaşımızdır. Hasılı kadınlarımız her şeyimizdir. Çok iyi biliyoruz ki toplumsal huzurun temini bir annenin, bir eşin kalbindeki huzurun sağlanması ile mümkündür. Köklü gelenek ve medeniyet tasavvurumuzda el üstünde tutulan kadınlarımızın layık olduğu yerlerde bulunmalarında hepimizin vazife ve sorumluluğunun olduğu aşikârdır. İnanıyorum ki “Yavrum vatansız yaşayamaz!” diyerek düşmana göğsünü siper eden Nene Hatun’a, yavrusunun donması pahasına üstündeki örtüyü alıp taşıdığı cephanesine saran Şerife Bacı’ya, Kurtuluş Savaşı destanının içinde ayrı bir destan yazan Kara Fatma’ya, Orta Asya bozkırlarında binleri peşinden sürükleyen ilk kadın hükümdar Tomris Hatun’a, hitabeti ve hizmetleriyle kurtuluş mücadelesini ateşleyen Halide Edip’e ve daha nicelerine saygıda kusur etmeyen bu millet; annesini, kız kardeşini, kız evladını ve tüm kadınları omuzlarının üstünde, göklere yükseltecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, vatanımızın birliği ve milletimizin selameti yolunda canlarını feda eden kahraman vatan evlatlarının anneleri ve eşleri başta olmak üzere millet ve devlet olarak hedeflediğimiz çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmamızda büyük emeği, katkısı ve duası bulunan, yaptıklarıyla insanlığın umudunu yeşerten, yüreklerindeki sevgi ve şefkati hiçbir karşılık beklemeden veren tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü bir kez daha kutluyor; hepsine ayrı ayrı sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.