Irak’taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı

Irak’taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı

Ali Kerküklü’nün IQ Kültür Sanat Yayıncılık’tan çıkan ve büyük yankı yaratacak “Irak'taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı”adlı 4. kitabı raflarda yerini aldı. Ali Kerküklü, tarihe not düşecek bir eser yazdı ,Irak’ta Türkmenlerin yaşadığı dram ve insanlık faci

A+A-

Irak’ta yaşanan savaşın tam ortasında kalan Türkmenler çok zor durumdadır. Buna mukabil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Irak’ta Türkmenlerin çıkarına izlediği hiçbir politika bulunmamakta ve Türkmenler kendi kaderlerine terk edilmiş durumdadır.Türkiye’de Ayn-el Arap (Kobani) için aylarca gündem oluşmuş iken yıllardır çok daha büyük acılar yaşayan Irak’taki Türkmenler bir gün bile Türkiye’nin gündeminde olmamıştır. 

Irak'ta,Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) terör saldırılarından en büyük yarayı Türkmenler aldı. Binlerce Türkmen katledildi. Türkmenlerintoprağı gasp edildi ve Türkmen coğrafyası Irak haritasından silindi.Ancak hem AKP hükümeti hem de dünya Türkmenlerin durumuna seyirci kaldı. IŞİD saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kalan Türkmenlerin sayısı 600 bini aştı.  Irak'ta saldırılar sürerken ne Türkiye'den ne de dünyadan Türkmenlere yönelik bir adım atıldı. AKP hükümetinin ısrarla Türkmenlere silah yardımı olduğunu söylediği MİT TIR’larında bulunan silah ve cephane sevkiyatının Türkmenlere değil AKP hükümetinin gizli ilişki kurduğu radikal gruplara gidiyordu, Ensar El İslam Örgütü de bu örgütlerden biriydi.Ensar El İslam Örgütü El Kaide'nin Suriye'deki koluNusra Cephesi ile ortak hareket eden bir örgüttür. Nusra Cephesi ise Suriye'de Beşşar Esad rejimini devirmekiçin savaşan silahlı örgütlerden biridir.Sizce Türkmenlere siyasi destek, koruma ve kendilerini korumak için silah yardımı yapılsaydı, Türkmenler bu hallere düşer miydi? Türkmenlere, radikal islamcı gruplar veKürt grupları gibi her türlü silah ve destek sağlansaydı, yüz binlerce Türkmen 50 dereceyi bulan cehennem sıcağında derme çatma çadırlarda, depolarda, mezarlarda, inşaatlarda, yol kenarlarında, çöl ortasında açlık, susuzluk, zehirli akrepler ve salgın hastalıklarla boğuşarak barınaksız ve korumasız yaşamaya çalışıp sahipsiz ve kimsesiz kalmazdı, ayrıca IŞİD teröründen de kendilerini çok iyi korurlardı!

 

Irak'tan Türkiye'ye gelen Yezidilere, Suriye’den gelen herkese sınır kapıları açıldı, Türkiye'de resmi rakamlara göre Türkiye’de yaklaşık 2 milyon 200 bin Suriyeli mülteci yaşıyor, ancak IŞİD teröründen dolayı göçmek zorunda kalan ve canını kurtaran 450 Irak’lı Türkmen aile "pasaportları olmadığı" gerekçesiyle Türkiye Habur Sınır Kapısı'ndan geri çevrildi.

IRAK’LI TÜRKMENLER PETROL KURBANIDIR

Ali Kerküklü diyor ki: “Dünya, Türkmenlerin çığlığına ve feryadına kulaklarını kapatmış durumda. Türkiye, neden bize sahip çıkmıyor? Kimseden ses yok, bunun anlamı şudur, ey Türkmenler, sessizbir şekildeölün!Türkiye'nin Türkmenlere karşı insani, ahlaki ve tarihi sorumluluğu nerde? Türk Hükümeti'nin, Türkmenlerin haklarını korumak gibi ciddi bir gayret gösterdi mi? Türkmenlerinyaşadığı dram ve insanlık faciasını,sorunlarını uluslararası platformlara ve Birleşmiş Milletler’e (BM)taşıdı mı? Türkmenlerinçığlığı veferyadınıduyan oldu mu?Hayır.BugünIrak'ta Türkmenler Sessizce Ölüyor.Gazze, Suriye, Rabia ve Kobaniiçinhüngür hüngür ağlayanların, katledilen, göçe zorlanan ve zulme uğrayan Türkmen'leriçinneden gözlerinin yaşı bile akmaz? Türkmenler herhalde insan sayılmıyor!İşte böyle iki yüzlü bir dünyada yaşıyoruz!Türkmenleri bu hallere düşürenler Allah’ından bulsun.”

Çoğunluğu gerçekte Türkmenlerin arazileri üzerinde bulunan ve 2003 işgalinden sonra Kürt Bölgesel Yönetimi’ne türlü ve çeşitli oyunlarla teslim edilen petrol yatakları ve Türkmen şehri Kerkük, Türkiye’nin Barzani yönetimine verdiği tavizler ve yaptığı gizli Petrol anlaşmaları, Türkmenlerin bölgede güçsüzleştirilmesi politikasının doğrudan nedenini oluşturdu. İngiliz Financial Times gazetesi 24 Ağustos 2015 tarihli yazısında, İsrail'in son aylarda petrolünün yaklaşık yüzde 77'sini Irak Kürtlerinden(Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’den) aldığını yazdı. İsrail'in petrol talebi ise günde yaklaşık 240 bin varil. Financial Times okurlarına, Irak’ın Kuzeyinden (kaçak) Irak petrolünün Ceyhan Limanı'ndan yani Türkiye’den ihraç edildiği hatırlattı. Yani aracı Türkiye’dir

Bugün Türkmenler, Türkmen şehri Kerkük, Türkmen köy ve kasabaları petrol kurbanıdır. Bunun faturasınıTürkmenler canları ile ödüyor. Türkmenler ve yurtları, petrol uğruna feda edildi. Bugünlerde Türkiye’nin petrol ortağı Kürt grupları, Kürt devletini (İkinci İsrail'i) kurmak için Türkmen şehri Kerkük’ü Kürt bölgesine bağlamaya çalışıyor, yine Türkiye’den ses yok!Türkiye’nin Musul ve Kerkük ile ilgili kırmızı çizgileri ne oldu?Hani Musul ve Kerkük Türkiye'nin milli meselesi, kırmızı çizgisi ve savaş nedeni idi. Türkiye, “Kırmızı Çizgiler” meselesinde samimiyet imtihanından geçti. Eğer, Türkiye kendi koyduğu çizgilerin ihlâlinde gereken tavrı göstermediyse, sizce Türkiye bölgede devlet olarak itibar kaybına uğramadı mı?Suriye rejimini devirme fiyaskosu konusuna girmek istemiyorum, ama bildiğim şey sözünü tutamayan ve İtibarını kaybeden bir ülkekimseye sözünü geçiremez.Türkiye'nin içine düştüğü ve düşürüldüğü bu vahim durumun müsebbibi ve sorumluları kimlerdir?

 

Haliç Kongre Merkezi'nde Kızılay Ödül ve iftar törenindeKürt grupları ile gizli petrol anlaşmaları yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni bir kırmızı çizgi belirledi,"Suriye'nin kuzeyinde bir (Kürt) devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız" diyor. Haklı olarak şu soruyu sormak gerekiyor, Musul ve Kerkük ile ilgili kırmızı çizgileriniz ne oldu? Aşıldı! Suriye Kürtleri,Irak'taki gibi Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırı boyunca bir Kürt koridoru oluşturuyor. Bu koridor Irak’taki Musul ve Kerkük gibi petrol bölgelerini Akdeniz'e bağlamak için hedeflenen bir koridordur. Bugün Suriye’nin kuzeyinde olup bitenler aslında, Musul ve Kerkük için (Kırmızı çizgilerin) AKP iktidarı döneminde alınmayan tedbirlerin bir sonucudur.Atı alan Üsküdar'ı geçti! Geç kaldınız.

Ali Kerküklü 2006’de yazdığı “Oyun İçinde Oyun Kerkük” kitabının arka kapağındaaçık ve net bir şekildebölgenin geleceğiyle ilgili olarak çok önemli sayılabilecek bir öngörüde bulunmuştu:

“Bölgede bir yangın var, bu yangın komşu ülkeleri ilgilendirmez denilirse, herkes bilsin ki, bu yangın bölgeye sıçrayacak ve uzandığı her yeri alev alev tutuşturacaktır. Eğer zamanında gerekli önlemler alınmazsa Kürt bayrağının Mahabad (İran), Kamışlı (Suriye) ve Diyarbakır'da (Türkiye) dalgalanmayacağını kim garanti edebilir? Dış güçler zaten bu yangını körüklüyorlar. Bölge ülkeleri, olup bitenleri çok iyi takip etmeli ve birbiriyle işbirliği içine girmelidir. Çünkü bu yangın her geçen gün tüm Ortadoğu’yu kapsayacak derecede hızla ilerliyor.” (Yıl 2006).

Bugün Türkiye, Barzani Yönetimi hariç tüm bölge ülkeleri ile kavgalı! Türkiye, bölge ülkeleri ile işbirliği yapacağı yerde onlarla kavga ediyor ve sözde Kürdistan’ı kurma çabasında olan ve Türkiye’nin topraklarında gözü olan Barzani ile gizli petrol anlaşmaları ve işbirliği yapıyor. Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğü bozulunca, Türkiye’nin toprakları ise muaf mı tutulacak?

TÜRKMENLERİN YÜZ YÜZE KALDIĞI OLAYLAR AÇIKÇA KIYIMDIR VE ETNİK TEMİZLİKTİR

Türkmenler, Araplar ve Kürtlerden sonra 3 milyon nüfusu ile Irak'ın 3 asli unsurlarından biridir. Türkmenler, bin yılı aşkın bir süredir Irak topraklarında yaşamaktadırlar. Petrol sebebiyle, bu topraklarda yaşayan Türkmenler için bir çile ve felâket ortamı haline getirilmiştir. Türkmenler, yıllardır türlü baskı, eziyet, işkence, katliamlar ve korku altında yaşadılar ve ne yazık ki bugün bile bu çileleri bitmedi.

Bugün Türkmenler, IŞİD ve Kürt peşmerge arasında kültürel soykırım ve kitlesel soykırım tercihleri arasında bırakılmış, yüz binlerce Irak Türk’ü, ölüm ve zorunlu göç arasında kalmıştır. Türkmenlerin yeri yurdu bu grupların işgali ve istilası altına girmiştir. Türkmenlerin yüz yüze kaldığı olaylar açıkça kıyımdır ve etnik temizliktir.

Petrol zengini Türkmen şehri Kerkük bölgesel ve uluslar arası öneme sahiptir. Resmi rakamlar bu kentin dünya petrol rezervinin yüzde 7,5’ine sahip olduğunu teyit ediyor.

Dış güçlerin hedefi bölgede bir Kürt devleti (ikinci bir İsrail) kurmaktır. Petrol zengini Türkmen şehri Kerkük olmadan Kürt devleti kurmak fikri bir anlam ifade etmiyor. Kerkük’ün Kürtleştirilmesi ise bu adımların en önemlisidir. Kerkük’ün Kürtleştirilmesinin kabul edilmesi halinde Kürt grupların “büyük Kürdistan”ının dört yöne (Irak, Türkiye, İran ve Suriye) genişlemesinin önündeki en zorlu engel ortadan kalkmış olacaktır. Irak’ta gelişecek ayrılıkçı bir Kürt hareketinin, hele bir Kürt devletinin bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü (Türkiye, İran ve Suriye’yi) etkilemeyeceğini düşünmek mümkün müdür? Zaten düşünmemek saflık olur!Türkmen şehri Kerkük Kürt gruplarına peşkeş çekildi( Türkiye’nin Türkmen şehri Kerkük ile ilgili kırmızı çizgileri ne oldu?). Türkmenler kendi ata topraklarından göçe zorlanıyor. Türkmen şehri Kerkük, Barzani ile yapılan gizli petrol anlaşmaları için mi kurban edildi?

Emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) en önemli adımı, tüm dünya petrol rezervlerinin, bulundukları ülke halklarının değil, emperyalizmin tekeli altına alınması, dağılımının yine aynı güç tarafından denetlenmesidir. Okyanus ötesinde hazırlanan ve ülkelerin sınırlarını değiştirmeyi öngören Büyük Ortadoğu Projesi bu coğrafyada adım adım uygulanıyor.

Bu kitapta, Türkmenlerin varlığı, coğrafyası, kimliği ve tarihi yok ediliyor, belgelerle Kerkük’ün kimliği ve tarihi gerçekler, Kerkük’te kanlı petrol savaşının kirli oyunları, Kerkük–Hayfa Boru Hattının yeniden hayata geçirilmesi projesi, Dış güçlerin desteği ile Kerkük’ü Kürtleştirmek için Kerkük’e yerleştirilen 700 bin ithal Kürt ve Kerkük’ün demografik yapısının hızla nasıl değiştirildiğinin belge ve fotoğrafları, Telafer’e susanlar Kobani’de neden feryat ediyor?,Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) niçin kuruldu, kim kurdu, amacı ne? Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hangi ülkeleri kapsıyor? ABD için önemli olan stratejik çıkarlarıdır, bölgede oyunun adı; petrol ve ülkeleri parçalamak, 50 sene önce Irak'takisenaryonun(kimlik tanıma, anadilde eğitim, özerklik veya federasyon) aynısı Türkiye'de sahneleniyor, sözde Kürdistan birleşince, Türkiye’nin birliğini devam ettirmek mümkün olur mu?,Sıra Türkiye’de!, İsrail, Ortadoğu da bir Kürt devleti kurulmasını isteyen ve kendisine bu yönde bir strateji belirleyen en önemli güçlerden biridir, gizli tarih: İsrail Kürt ilişkileri,Irak’ın Kuzeyinde görev yapan Mossad başkanları ve İsrailli subayların peşmergeleri nasıl eğittiğini fotoğraflarla bulacaksınız.

NE İŞİ VAR CIA VE MOSSAD’IN KÜRTLER ARASINDA?

1993'te bombalı suikasta kurban giden Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun ölüm fermanı olarak nitelendirilen, 7 Ocak 1993 tarihinde belgelere dayanarak Mossad ve Barzani isimli bir yazı yazdı. Mumcu, bu yazısında bugün AKP hükümetinin iş (petrol) ortağı ve Türk düşmanı olan Barzani’nin, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi: “Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?”


 

Sağ Başta Mesut Barzani ve Babası Molla Mustafa Barzani (Ortada), İsrail Gizli  Servisi MOSSAD’ın Subay ve Yetkilileri İle Birlikte -Irak’ın Kuzeyi

 

Dış güçlerin(ABD, İsrail ve Avrupa Ülkerleri) desteği olmasaydı Kürt grupları bölgede bu duruma gelebilir miydi? Kürt gruplarının kime hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkmıyor mu? Bu güçlerin desteği ile Kürtler neredeyse bölgede ikinci İsrail’i kuracak duruma getirildiler. Dış güçler bölgeyi dizayn etmek için IŞİD ve Kürt gruplarını sopa olarak kullanıyor.Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.

 

IŞİD BİR CİHAT ÖRGÜTÜ DEĞİL, DIŞ GÜÇLERİN BEŞİNCİ KOLUDUR

Bugün yeryüzünün farklı coğrafyalarına dağılmış terör örgütleri "ideolojilerinin" propagandasını daha etkin yapabilmek adına insanlık düşmanı eylemlere pervasızca imza atıyorlar. Terör örgütleri eğitimlerinden temel ihtiyaçlarına, kullandıkları silahların temininden diğer lojistik gereksinimlerine kadar, ancak belli bir ölçeğin üzerindeki devletlerin desteğiyle varlıklarını sürdürebiliyorlar. Kitapta ayrıca, Batılı gizli servislerin IŞİD'in palazlanması ve bugünkü varlığı üzerindeki rolünü anlatıyor. Terörizm birkaç kızgın adamın işi değil, tersine, "büyük" devletlerin organize suçudur. IŞİD bir cihat örgütü değil, emperyalizmin beşinci koludur.

AKP Hükümeti, rejimleri terör örgütlerini kullanarak değiştirmeye kalkmasaydı, dünyanın “kafa kesen teröristler” diyetereddütsüz terör örgütü sınıfına yerleştirdiği IŞİD’e sınırlarını, “Bunlar sinirli öfkeli çocuklar” diyerek sonuna kadar açmasaydı, Türkiye’nin hastanelerinde tedavi edilmeselerdi, acaba IŞİD kontrolsüz şekilde güçlenir miydi ve Türkiye’de de bu kadar rahat terör eylemleri yapabilir miydi?

 

Kan coğrafyasında doğup büyüyen Ali Kerküklü... Önemli bilgi ve belgeleri gözlemleriyle harmanlamış ve kitabı bir nefeste okunur hale getirmiş...

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.