-Yönetici, öğretmene not verecek

-Öğrenci, öğretmene not verecek.

-Veli, öğretmene not verecek.

-Öğretmenler, birbirine not verecek…

Peki ya sonra ne olacak, bu uygulama ile varılmak istenilen hedef nedir?

Milli eğitim bakanlığı, karar alma ve bozma konusunda sınır tanımıyor. Gün geçmiyor ki eğitim dünyasında yeni bir değişim yaşanmasın. Alınan karar uygulanmadan, aynı hafta yeni yeni kararlar alarak, toplum içinden çıkılmaz bir belirsizliğe sürükleniyor. Öğretmenler ne yapacağını bilemez bir hale gelmiş ve ne öğrenciye nede veliye yeterince faydalı olamamakta ve bunun sıkıntısını yaşamaktadır. Türkiye genelinde kamu sektöründe çalışanların çoğunluğunu eğitimciler oluşturmaktadır. Bu çoğunluğun moral ve motivasyonundaki bozulma toplumun genelini olumsuz etkilemektedir. Eğitim adına bir sorun varsa ve bu sorun düzeltme yoluna gidilecekse, bakanlığımızın sorunu çözme hareketine, gelinen son noktadan değil de, bu sorunu var eden temel unsurlardan başlaması gereklidir. Öğretmen bakanlığın aldığı kararları uygulamakla mükellef olan bir çalışandır. Bakanlığımız öncelikle kendini bir gözden geçirmeli ve eğitim sorunlarındaki payını bilmelidir. Öğretmenlik her önüne gelenin yapabileceği ve her önüne gelenin aşağılayabileceği bir meslek değildir. Öğretmenlik mesleğini toplum nezdinde basitleştirerek, itibarsızlaştırarak elde edeceğiniz tek şey mutsuz ve umutsuz bir gelecektir. Öğretmenden önce, öğretmen yetiştiren kurumları bir gözden geçirilmeli ve eğitim üzerinden prim yapmaya çalışan siyasi niyetlere bir göz atılmalıdır.

Öğretmen, toplumun sesi ve nefesidir

Öğretmen, ülkenin yüz akıdır

Öğretmen, sorgulayandır

Öğretmen, öğreten yol gösterendir

Öğretmen, cesarettir

Öğretmen, cehalete ve esarete çelme takandır

Öğretmen, toplumdaki huzurdur

Öğretmen, sevgi ve saygıdır…

Öğretmeni öğretmene, öğretmeni veliye, öğretmeni öğrenciye ve öğretmeni yöneticiye kırdırmak, toplumu yok etmektir. Performans değerlendirmesi yapılacaksa, bunu yapabilecek tek kişi öğretmendir. Bende birçok öğretmenin sesi olarak değerlendirmemi yaptım.

Sonuç olarak elde var, eğitimden anlamayan, çalışanlarını sahipsiz bırakan ve geleceğimiz olan öğrencilerimizi işin merkezine almadan sürekli siyasi baskılarla hareket etmeyi kabullenmiş olan, BAŞARISIZ BİR YÖNETİMDİR. Eğitime huzur verin.