Gülümser Gökçe Acar 'Eşleri' Yazdı

Gülümser Gökçe Acar 'Eşleri' Yazdı

A+A-

Meslek hayatımda uzun yılları geride bıraktım.

Sayısız aileye danışmanlık yaptım.

Hatalı evliliklerin hatalarını buldum, düzeltilmesi için yol gösterdim.

Düzelmeyenlere, zıt karakterlere, birbirini mutsuz eden ve bir türlü geri adım atmayan kişilere,bir çok hayat hikayesine de şahit oldum..

KARI KOCA BİRBİRİNDEN VAZGEÇMEYE BAŞLIYOR

Aile hayatındaki en ciddi sıkıntı, bireyler arasındaki iletişimin zamanla bitmesidir.

İLETİŞİM NE ZAMAN BİTER ?

Bu kavram çok önemli tabii ki. Onu da ayrıca anlatmakta fayda var.

İLETİŞİM İLGİNÇTİR

Birisiyle iletişim kurmak için illaki göz göze bakmanızı, diz dize oturmanızı, birbirinizin burnunun dibinden ayrılmamanızı gerektirmez!

Günümüzde yeni ileti

eşim anlayışı böyle!

En azından bazı mükemmeliyetçi kişiler için.

Fakat öyle bir iletişim yok!

 Adına sizin iletişim dediğiniz, benim “ bıkkınlık” diye baktığım bu süreç, aslında ilişkiyi zora sokar.

Israr edeni hayal kırıklığına uğrattığı gibi, karşı tarafı bıktırır.

İletişim,BİRBİRİNİZİ HİSETMENİZLE ilgilidir.

BİRBİRİNİZİN ÖNEMSENDİĞİNİ

  fark etmenize dayalı bir süreçtir.

Kişinin sizi önemsediğini bazı beden dili söylemlerine indirgerseniz, karşı tarafın size saygısızlık yaptığını düşünür durursunuz ki bu da evliliğinize zarar verir.

 Aile üyelerinin kendi arasındaki genel konuşma, günlük sohbet alışkanlıklarının zamanla bitmesi de başka bir sorun.

Özellikle konuşmaların keyiften uzaklaşması, yapılan konuşmaların zamanla işe yaramadığı düşüncesinin oluşmasına neden olmaya başlıyor.

Çünkü ağzınızı her açtığınızda karşılıklı birbirinizle ilgili yakaladığınız hatayı gözler önüne sermeniz, konuşma/sohbet değildir.

Günümüzde ilişkilerde hep,

“Aha yakaladım senii…! Benden kaçmaz…!!!” formatına oturmuş konuşmalar var.

 Oysa eski büyükler bilirler.

Bir kızı veya erkeği evlendireceklerinde;

“Yavrum… Artık evleniyorsun… Bundan sonra bazı şeyleri görmezden gel, Bazı şeyleri de duymazdan gel ,bir kulağın sağır, bir gözün kör olsun…” derlermiş.

Kulak ve göz durumunu örnek olarak düşünürseniz eğer işiniz kolaylaşır.

EŞİNİZİN HER YAPTIĞINI GÖRMEYİN,HER LAFINA ALINGANLIK YAPMAYIN ,

Sadece konuşun onunla, havadan sudan…

Oradan buradan sıradan konuşmalar yapın.

 Eşinizle veya çocuğunuzla yaptığınız her konuşmanın sonunda illaki bir uzlaşmaya varmaya çalışmayın.

Sallantıdaki ilişkiler için en ciddi risk bu çünkü.

Evlilik elden gidiyor…

Siz ev halkınızla uzlaşmaya çalışıyorsunuz!

Risk neden ?

KENDİ DOĞRULARIMIZI DAYATMAYALIM

Uzlaşabilmek için ona -kendi doğrularınızı- dayattığınızı fark etmezsiniz bile!

Siz uzlaşma gayreti içindeyken, sorun yaşadığınız kişi “Yine yapıyor yapacağını… kendi doğrularını bana kabul ettirmeye çalışıyor”diye düşünür normal olarak.

Niye normal olarak dedim?

ONUN DOĞRULARIZ ONA SAÇMA GELECEKTİR

 

EN ÖNEMLİSİ DE BAŞKASININ YERİNE DÜŞNMEYİN.

Pek çok insan farkında olmadan karşısındakinin ne düşündüğünü bildiğini farzederek yaşayıp gider.

Örneğin soru sorarsınız işten gelince eşinize.

Cevap vermez.

KİMSENİN AKLINI OKUMAYIN !

“Biliyorum… sabahtan evden çıkarken bana kızmıştı, intikam alıyor benden.” diye düşündüğünüz an, onun aklını okuduğunuzu sandığınız andır.

Ve kesin hata!

Belki trafik yoğundu yoruldu…

Belki ödeyemediği faturayı düşünüyor!

Belki iş arkadaşının hastalığı onu rahatsız etti!

Beyninden bin tane şey geçiyor olabilir.

Öyleyse akıl okumadığınız her pozisyon, kesin olarak iyi anlaşacağınız güzel günlere biletsiz yolculuk gibidir!

Akıl okumayın yeter!

BİRBİRİNİZLE KEYİFLİ ZAMAN GEÇİRİN

Birbirinizle keyifli ilişkiler kurmaya çalışın.

 Konuşun; ama problemlerinizi konuşmayın.

Önce aranızda bitmeye yüz tutmuş diyaloğu kurtarın!

Bence gerisi kendiliğinden gelir.

şunu unutmayın !

 DUYGULARINIZLA ALAY EDEN KARINIZLA KOCANIZLA DUYGULAR KONUŞULMAZ..

O zaman onun alay etmeyeceği konularda genel sohbetler yapmaya çalışın.

Sizi anlamayan insana kendinizi anlatmaya çalışmayın!

ÖNCE EŞİNİZE SİZİ DİNLEMEYİ ÖĞRETİN

 sizi dinlemeyi öğrenmesini sağlayın.

Çünkü sizi dinlemiyor!

Kulaklarını tıkıyor sizden gelen her şeye.

O zaman önce sizi dinlemeyi öğrenmeli.

O gün başınızdan geçen bir olayı anlatın

Fıkra dinlesin, markette olan komik bir olayı dinlesin…

Mahalleye gelen hırsızın oluşturduğu paniği dinlesin…

Yeter ki dinlemeyi öğrensin!

 Sevgili hanımlar, lütfen, erkekleri ve çocukları, evin annesiyle konuşmaktan alıkoyan en önemli neden, bayanların her ağzını açtığında sadece ve sadece sorunlardan bahsetmesi gibi görünüyor.

NEŞELİ OLUN ESPRİ YAPIN

Sonu neşeyle biten, gülmekten gözlerinizden yaşların geldiği, size yeniden hayran kaldığı konuşmaların ardından kavga çıkar mı dersiniz?

ŞUNU UNUTMAMALIYIZ HER AİLENİN BİRLİKTE KULLANACAĞI ORTAK BİR SEVGİ DİLİ OLMALI

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.