Maya Wang  (Araştırmacı Yazar  ve Çin Uzmanı)

Bu saldırıyı gerçekleştirdikleri iddia edilen 3 yerli Uygur’un 5 etnik Han Çinilisi göçmeni bir yerleşim biriminde katlettikleri ve 5 kişiyi yaraladıkları de öne sürüldü. Saldırganlar olarak tanımlanan 3 Uygur’un çok kısa zamanda olay yerine intikal eden Çinli polis memurları tarafından öldürülmesi çok dikkat çekici idi. Çin medyası bu olayı bir etnik Çin Milliyetçiliği temelli bir saldırı olarak tanımladı ve dönüştürdü. Bunlardan Jiangnan Büyükşehir Belediyesi resmi kurumsal sitesindeki bir haber çok ilgi çekici idi. Bu kurum Çin’de pek rastlanılmayan bir bir bakış açısı ile uydurduğu bir kurgu-hikaye ile Müsülüman Uygurlara karşı Çin şövenizmi içerikli söz ve cümleler ile büyük bir  kışkırtma amaçlı saldırıya geçtiği görüldü.

Çin’in resmi Yetkililerinin böyle kışkırtıcı bilgiler ve haberler vermesi ,  Çinli aşırı Milliyetçi görüşe sahip Han Militanlarını harekete geçirdi. Çinli Şövenist Militanlar ülkenin kuzey batısındaki Uygur bölgesinde yaşayan 10 milyon etnik Uygur Müslümanlara karşı toptan karalama ve hakaret kampanyası başlatmalarını tetikledi ve bu bölge’de yönetim tarafından yerleştirilen Etnit Han Çinlisi göçmenlerin savunucu haline getirdi. Çinli Aşırı Nasistler bölgede meydana gelen olayların esas sorumlusunun İslamcı teröristler olduğu ve bu saldırganların kurbanlarının de etnik Han Çinlileri olduğuna hemen karar verdiler. Çinli Nasistlerin söylemleri genellikle İslam’ı terörle eşitleyen “kötü kült” ve Uygur Müslümanları “köpekler” ve “sülükler” olarak nitelendirdiler. İslam’ı terörizmden ayırmak isteyen Müslümanlar yazar ve yorumcular ise,bu Nasistlerce ” Aklayıcı ” olarak suçlandılar.

Birçok Çinli aşırı Nasistler yetkililerin “azınlıklara yönelik tercihli muamele yapmamamaları” yönünde öğütler ve baskılar yapmaya başladılar. Hükümet sansürünün Müslümanları adil olmayan bir şekilde koruyor olmasından şikayet etti. Bulardan biri Müslüman Uygurlara karşı “toplu ceza^verilmesi çağrısında bulundu ve “Terörist Uygurların aileleri de öldürülmelidir.” Diye yazarken bir diğeri “tüm [Uygur] etnik grubunun” ortadan kaldırılmasını savundu. Uygur bölgesindeki bütün cami ve ibadet yerlerinin yıkılması gerektiğini iddia ederek yönetimin ve özellikle resmi Jiangnan sosyal medya platformunun kendi çağrılarını dikkate almadıkılarından ve düşük  ve önemsiz ve düzeyde tepki verdiklerinden şikayet ettiler.

Çinli yorumcu ve paylaşımcılardan hiç birisi hükümetin bölgede yaygın olarak şikayet edilen etnik ve dini ayrımcılıkla ilgili olarak doğruları dile getiren ve Uygurların da bir hak ve hukuku olduğunu hatırlatan bir paylaşım ve yorum yapmadıkları dikkatlerden kaçmadı. . Bu durumdan şu sonucu çıkarmamız mümükündür ; hiç bir Çinli okuyucu Hükümetin sonsüründen geçmeyen hiçbir bilgiye sahip değiller ve çoğunun hükümetten bağımsız bilgi kaynaklarına erişimi bulunmamaktadır.

Uygur bilim adamı  ve ekonomisti İlham Tohti gibi Uygur aydınlar  Çin yönetiminin söz konusu etnik ayırımcı uygulamalar hakkında şikayette bulunduğu ve bu konular üzerinde konuştukları için tutuklandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılarak tamaman susturuldu.

Çin hükümeti, “etnik uyum” sağlamak için azınlık bölgelerinde sansür uygulamasını uzun süredir kendilerince haklı gerekçeler  göstererek sürdürmeye devam etmektedir. Ancak ironik olan gerçek durum şudur ki ; Çin yönetiminin bölge üzerindeki uygulamalarına ve bölgede olup bitenlere karşı katı kısıtlama ve sansür bağnazlığı merkezi Çin’de yaşayan etnik Çinlilerin Uygur bölgesi konusundaki bilgisizliği ve cehaletini besliyor ve Uygurlara karşı etnik Han Çinlilerinin kin ve nefretini arttırıyor.Zaten gergin olan karşılıklı etnik ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor ve bunun şiddetini arttırıyor.

05 Temmuz 2009 Urumçi katliamında Uygur gençleri Çin bayrağı ile gösteriler yapmışsa da Çin İşgal  Ordusu  tarafından öldürülmekten kurtulamamışlardır. 

( ABD.merkezli HRW.ORG’da ingilizce olarak yayınlanan bu yazı   Uyghurnet.org için Tilmaç tarafından Türkçe’ye aktarılmıştır.)

https://www.hrw.org/news/2017/02/26/chinese-netizens-attack-minority-uyghur-muslims