Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayın yapan MBC4 kanalında yayınlanan ‘Turki Ekstra’ programında soruları yanıtlayan Nursel Köse, liseyi İstanbul’da bitirdiğini, üniversite okumak için gittiği Almanya’da 'Mimar-mühendis' olduğunu, diplomayı ailesine verdiğini söyledi. Yüksek öğretimini tamamladıktan sonra sanatçı olarak sinema, tiyatro, kabare, dizi oyunculuğuna sarıldığını belirten Köse, Almanya’nın ilk kadın tiyatrosunu kurduğunu kaydederek şöyle dedi:

"İlk kadın kabareyi ben yaptım, Benden sonra yapan olmadı. Hem kurdum, hem yazdım, hem oynadım. Türkçe, hem de farklı karakterlerde oynadım. Ama tamamen Türkiye’ye gelmedim. Hem orada, hem burada yaşıyorum."

"PARAMPARÇA', TÜRKİYE’DEKİ MİLADIM"

Nursel Köse, hem Türkiye hem de Almanya'da ünlü olduğu hatırlatılınca, "Sinemada enternasyonal bir platformda gidiyorsunuz. Oynadığım Fatih Akın’ın filmi bütün dünyayı dolaştı ve isim olmayı biraz da olsa becerdim. Almanya’da yapılmış bir film üzerinden Türkiye’ye geldim ve Altın Portakal’ı, ödüller aldım. Ama, ‘Paramparça’ benim Türkiye’deki miladım tamamen" dedi.

"KOMEDİ YANIMI KERİMAN’A HEDİYE ETTİM"

Oynadığı ‘Paramparça’ dizisinde canlandırdığı ‘Keriman’ın Türkiye’de artık bir şahsiyet haline geldiğini, herkesin onu tanıyı sevdiğini ifade eden Köse, "Tabii ki beni geçti. Herkes Keriman’dan söz ediyor. Nursel'i bir dönem bilen yoktu. Şimdi biraz fark ediliyor yavaş yavaş" diye espri yaptı.

Nursel Köse, dizi senaryosu geldiğinde 'Keriman’ın hiçbir komik yanının olmadığını, ortada ‘Durum komedisi’ bulunduğunu belirterek, "Bu kötü karakteri insanlara sevdirmek istedim. O durumunun bir komedisini, kara mizahını çıkarmak istedim. Ve çıkardım. O bakımdan Keriman’a iyi geldi. Bütün komedi yanımı Keriman’a hediye ettim. Hiçbir euro almadan" diye konuştu.

KERİMAN'IN BAĞIRMASINI SEVMİYOR

Köse, dizide canlandırdığı doymak bilmeyen Keriman’ın, hiçbir sınır tanımadığını, bu sınırsızlığını çok sevdiğini ancak, çok bağırdığı için bazen sesinin gittiğini, bunun kendisini yorduğunu söyledi. Nursel Köse, normal yaşamında kendisini görenlerin zayıf olduğunu fark edince çok şaşırdığını belirtirken, "Paramparça’dan başka yapacak bir şeyim yok. Haftalık programımız her hafta değişiyor. Almanya’da tatilim sırasında iki sinema filmim vardı. Onlarla çalışmak istiyordum ama zaman denk gelmedi. Çok yoğun başka bir şey yapmak mümkün değil. Belki tiyatro, kabare yapılabilirim. Ama Paramparça full time" dedi.

"EŞİM; ALMAN KALIBINDA 'TÜRK’ÜM' DİYEN BİR ADAM”

Nursel Köse, "Eşim” diye söz ettiği Hezarfen Ensemble topluluğunun kemancısı Ulrich Mertin’in, 7-8 yılda çok iyi Türkçe’yi öğrendiğini, müzik orkestrası kurduğunu anlatırken, "Çevresi var. Türk gibi yürüyor. Şimdi artık ‘Buyur ağabey’ diye çağırıyorlar. O da 'Alman kalıbında Türk'üm diyen bir adam. O bakımdan çok rahatız" dedi.