Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Olağanüstü günlerden geçtiğimiz şu zamanlarda durumun daha da kötü olmasının önüne geçen en büyük gücümüz sağlık çalışanlarının önünde saygı ile eğiliyoruz. Yine bu süreçte canla başla savaşırken hayatını kaybeden tüm sağlık mensuplarına Allah’tan rahmet diliyoruz.

Değerli basın mensupları;

COVID-19 sürecinde hayatını kaybeden değerli sağlık mensuplarını anmak ve toplumda farkındalık yaratmak adına 14-18 Eylül tarihleri arasında üniformalarımız üzerinde siyah kurdele taşıyacağız. Amacımız sosyal mesafeye uymak, maske takmak ve hijyen kurallarına uymak adına farkındalık yaratmak.

Bir Arada Hareket Edilmeli

Bu süreçte ağız ve diş sağlığı ile ilgili birkaç konuya da değinmek istiyoruz. COVID-19 salgını nedeniyle ötelenen ağız ve diş sağlığı sorunlarının çözümü için devlet ve özel sektörün bir arada hareket etmesini öneriyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği öncelikli diş tedavilerinin gerek devlet kurumlarından gerekse sevkleri ve ödemeleri devlet tarafından karşılanmak üzere özel muayenehanelerden, polikliniklerden ve merkezlerden temin edilmesini öneriyoruz. Sosyoekonomik gücü yeterli olmayan vatandaşlarımızın en azından acil tedaviye ulaşmaları ancak bu yolla temin edilebilir. Özel poliklinik, merkez ve muayenehaneler de kamusal hizmet vermektedir.  Özel-serbest dense de kamusal hizmettir, halkımıza hizmet ederler.

Özel işyerlerinde maliyetler çok yükseldi. Serbest çalışan diş hekimleri kur artışı, fiyat artışı vb. her türlü olumsuzluğa rağmen COVID ile ilgili gerekli tüm şartları yerine getirerek halkın tedaviye ulaşımı için hizmet vermektedir. Bu şartların devamlılığını sağlayabilmek adına KDV’nin %1’e indirilmesini talep ediyoruz.

Devlet diş hastanelerinin ve merkezlerinin altyapıları COVID-19 pandemi döneminde görülmüştür ki sorunludur. Yan yana hasta koltukları tasarımı sağlıksızdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu uygulanmazken ne yazık ki bizim ülkemizde var oldu.

Pandemi döneminde devlet hastanelerinde çalışan diş hekimlerimizin çoğu, yardımcı personelin yapabileceği, filyasyon ve PCR (sürüntü alma) çalışmaları için asli görevlerinden alınmıştır. Diş hekimi, hastalık halinde ağrı, acı çeken insanların ağrısını, ıstırabını dindiren kişidir. Halkımız, acılarına merhem olan hekimlerinden yoksun bırakılmıştır. Acısı olan bir insanın acısının dindirilmesi onun en temel hakkıdır ve bunu ağız ve diş hastalıkları söz konusu olduğunda diş hekimi yapar. Devlet kurumlarında çalışan ve filyasyon çalışmaları için sahada görevlendirilen diş hekimlerinin mümkünse kendi asli görevlerine dönmeleri gerektiğinin altını çizerek, özlük haklarının tekrar değerlendirilmesinin gerekliliğini hatırlatıyoruz. Devlet kurumlarında çalışan meslektaşlarımızın haklarını eskiden olduğu gibi savunmaya devam edeceğiz.

 Değerli basın mensupları;

 Ülkemizde özellikle son 10 yılda açılan ve bugün 97’ye ulaşan dişhekimliği fakülteleri ihtiyaçtan fazla mezun vermektedir. İnsan gücü planlamasının yapılmamasının yaratacağı en büyük sorun yetkinliği zayıf dişhekimleri mezun ederek kalitesiz hizmet vermektir. Bu nedenle ülkeyi yönetenlerin başta sağlıkla ilgili olmak üzere tüm eğitim politikalarını tekrar gözden geçirmelerini diliyoruz.

Mesleğini icra ederken hastalanan tüm sağlık hizmeti veren kişilerin meslek hastalığı tanımı ile, canını hiçe sayarak hastalarını iyileştirmek için kendi canından olan sağlık emekçilerinin şehitlik ile değerlendirilmesini talep ediyoruz.

COVID-19 sürecinde canla başla çalışan tüm sağlık emekçilerine saygılarımızı sunar ve en içten duygularımızla yanlarında olduğumuzu belirtir, bu dönemde hayatını kaybeden sağlık mensuplarımızı saygı ve rahmetle anarken başta şu an bu hastalıktan tedavi olan sağlıkçılarımız olmak üzere tüm hastalarımıza yürekten acil şifalar dileriz.