Emine Bulut Açıklaması

Bitmek tükenmek bilmeyen kadın cinayetleri ülkemizin yine gündeminde… Dün Kırıkkale'de hunharca eski eşi tarafından öldürülen Emine Bulut, bugün şehrimizde boşanma aşamasındayken kocası tarafından bıçaklanan Hafize …Hemen her gün duymak istemediğimiz haberler, görmek istemediğimiz görüntüler, tanık olmak istemediğimiz olaylar, Ayşe, Emine, Hafize isimler...

İsteklerine razı göstermeyip boyun eğmeyen, katlanmayı reddeden, barışmak istemeyen kadınlarımız (eski) eşleri tarafından canice katlediliyorlar. Ah vah dememiz, kınama mesajlarımız, dövünmelerimiz kadınlarımıza yapılan bu canice olayların önüne maalesef geçemiyor.

Kadına yönelik şiddetin boyutu artık kadının yaşam hakkının yok edilmesine varmıştır. Anayasamızın 90. Maddesi uyarınca kanun hükmünde olan 2014 yılında yürürlüğe giren  İstanbul Sözleşmesi gereğince, Devlet kadın cinayetlerini önlemek ve bu cinayetlere son vermek üzere her türlü tedbiri almak ve her tür düzenlemeyi yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirmesi için derhal, kalıcı çözüm gerektiren önlemler alınmalı, olan yasal düzenlemeler tekrar tekrar gözden geçirilmeli, olumsuzlukları düzeltilmelidir.

Denizli Barosu olarak, şehrimizdeki ve ülkemizdeki bu vahşet olaylara sessiz ve seyirci kalmayacağız, kadınlarımızın ve çocuklarımızın geleceklerini güvence altına almak için elimizden geleni yapacağız, faillerin cezalandırılması konusunda davalarının takipçisi olacağız ve kadınlarımız için her zaman bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ahmed Buğra Çelik Hakkındaki Açıklama

Meslektaşımız Av. Ahmed Buğra ÇELİK’e yönelik, Antalya ilinde24/08/2019 tarihinde kolluk personeli sıfatı taşıyan kişilerce gerçekleştirilen işkence sebebiyle mesleğimiz yine ağır bir saldırıya uğramıştır. Kolluk personeli sıfatı taşıyan ve hukuku çiğnemeyi maharet sayan, kabiliyet ve kapasite noksanlığını şiddet eğilimi göstererek kapattığını düşünen, devletin emanet ettiği silaha güvenerek kişisel egolarını tatmin eden bu şahıslar, yalnızca mesleğimize ya da meslektaşlarımıza değil, tüm vatandaşlara karşı tehdit unsuru olarak değerlendirilmelidir. Genelleme yapmamakla birlikte, suçla mücadele etmesini beklediğimiz personelin, suç işlemekten, suçla mücadeleye vakit bulamaması ve gün geçtikçe şiddet eğilimi gösteren personel sayısının artması tüm vatandaşlarımızın anayasal hak ve özgürlüklerini tehdit etmektedir.

Keza yakın geçmişte İstanbul Barosuna kayıtlı olarak mesleğini ifa eden Avukat Sertuğ Sürenoğlu’na yönelik Cumhurbaşkanlığı korumalarınca gerçekleştirilen işkence ve saldırı eylemlerine idari makamlarca soruşturma izni verilmemesi, gerek meslektaşımız Avukat Ahmet Buğra Çelik’e gerekse savunma makamı adına hak arama refleksi gösteren tüm meslektaşlarımızın karşılaşabileceği saldırıları tetiklemiştir.

Mezkur olayda fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan, hürriyeti tahdit edilen sayın meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletir,avukatlara şiddetin sistematik bir biçimde tekerrür ettiği bu dönemde, ilgili kolluk personeli hakkında yürütülecek adli tahkikata müdahil olacağımızı kamuoyuna bildiririz.