Açıklamaya Atatürk'ün 98 sene evvel çocuklara hediye ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun sözleri ile başlandı.

Dileklerinin, tüm çocuklarının 23 Nisan günü renkli bir ilkbahar sabahına uyanmaları; bayramın neşe ve coşkusunun tadını çıkarmaları olduğu ifade edilen açıklamada, bazılarının, bu mutlu günden haberi dahi olmadan; dünyanın dört bir yanında ağır endüstrilerde çalıştırıldığı, küçücük yaşta gelin olduğu veya satılmak; savaşla, açlıkla, istismarla ömürlerinin geri kalanında taşıyamayacakları ahlaksız yükler altında kalmak, terör kamplarında beyinleri yıkanarak canlı kalkan-bomba olmak ve medya kartellerinin dünyayı aldatan manipülasyonlarında figüran olarak kullanılmak zorunda bırakıldıkları dile getirildi.

Açıklamada bunlar gibi çocuklar ile alakalı her vahim olayda korkunç bir utanç içinde yaşadıkları belirtildi ve istemedikleri ve hak etmedikleri hayatlara zorlanan her çocuk için içlerinde bitmek tükenmek bilmeyen bir öfke hissettikleri dile getirildi. Keşke hesapsız kitapsız çocukların kalplerindeki gibi temiz bir dünya yaratmak mümkün olsa ve açıklama Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün dünya çocuklarına 'bayram'  olarak armağan ettiği bu günde tüm çocukların yaralarına merhem olabilsek sözleri ile devam etti…

23 Nisan’ın aynı zamanda 'Egemenliğin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu' gerçeği olduğu vurgulanan açıklamada, atalarımızın kanla, acıyla, zulüm ile mücadele ederek sömürgecilere karşı kazandığı bağımsızlığın, hiçbir kişi ya da zümrenin eline bırakılamayacağı, Gazi meclisin badireli yollarda elde ettiği kazanımların, toplumu kul olmaktan birey olmaya geçiren iradenin, ulus devletin ve çağdaş demokrasinin yolunu açtığını ve onu yüceltmenin ve yükseltmenin her bireyin görevi olduğu ifade edildi.

Açıklamada seçim kararının alındığı şu günlerde; hakkaniyetli bir seçim talep etmenin, adil bir ortamda yönetimde görev almak isteyen tüm bireylerin önünü açmanın, seçim sonuçlarına gölge düşürecek güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmanın, oyun sırasında kural değiştirmemenin ülkede yaşayan her bireyin ortak istek ve talebi olduğu söylendi.

İktidar sahibi olabilmek için 'haklı' olmayı değil 'güçlü olmayı' seçmek ileride onarılmaz yaraların oluşmasının önünü açacağı belirtilen açıklamada, sorumlulara düşenin, hiçbir şaibeye mahal vermeksizin demokratik bir ortamda millet egemenliğinin sandığa yansımasını sağlamak olduğu,  1921 senesinden beri kutlanan millet egemenliğinin temel kuralının da bu olduğu, milletin yetkisinin OHAL ile KHK ile elinden alınması olmadığı dile getirildi.

Açıklamanın devamında Şer ve karanlık içerisinde bile ayağa kalkabilen, aydınlık bir Türkiye'nin önünü açan, ilk adımı tereddütsüz ve kaygı duymadan kendisi atan, milleti, yönetenin kulu olmaktan çıkaran, birey olmaya geçiren, millet egemenliği, ulus devlet ve çağdaş demokrasinin yolunu açan başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Olmak üzere tüm silah arkadaşları ve tüm şehitler bir kez daha rahmetle, şükranla ve minnetle anıldı.

23 Nisan'ın hem çocuklar hem de ülke için güzelliklerin ve aydınlık bir geleceğin habercisi olmasını dilekleri ile açıklama tamamlandı.