CUMHURİYETİN KAZANIMLARI HİÇ”LEŞTİRİLEMEZ, “DEĞER”SİZLEŞTİRİLEMEZ
YOKSUL BIRAKILAN HALKIN ÇOCUKLARI PİYASAYA, CEMAATLERE “EMANET” EDİLEMEZ
Kuşaklararası yoksulluğu devralmak zorunda bırakılan, kronik işsizlikle sınanan genç nesil yaratan, nitelikli beyin “gücü”nü beyin “göçü”ne çeviren bir siyasal iktidarın yarattığı sistem krizinin mağdurları haline getirilen gençleri, çürümüş bir eğitim sisteminin tüm çıkmazlarına rağmen üniversite sınavında başarılı olmalarından dolayı tebrik ediyorum. Bunca haksızlığa, adaletsizliğe rağmen, eğitimli olmanın ve bilimin rehberliğinden yana olup sınava katılan tüm gençlerimizi de kutluyorum. Toplumsal ve bireysel sorunların dağ gibi büyüdüğü bir ülkede, geleceksizlik ve kaygıyla başbaşa bırakılan gençlerimiz; hayallerini hedef haline getirerek emek vermiş, özverili ailelerinin katkılarıyla bu ticarileştirilmiş, cemaatlere teslim edilmiş ve sınava indirgenmiş çarpık eğitim sisteminde fırsat eşitsizliğiyle çaresizleştirilmişlerdir.
SORUN YUMAĞI DEĞİL POTANSİYEL GÜÇ
Ne yazık ki gençlerimizin potansiyelini açığa çıkarıp nitelikli insan kaynağı olarak değerlendirmek yerine “sorun yumağı” gibi görerek haklarından yoksun bırakmak ancak bilim yerine cehaletten, eleştirel bilinç yerine biattan, özgürlükler yerine baskı ve yasaklamadan medet uman bir siyasi iktidarın işbilmezliği olabilirdi.
YOKSUL BIRAKILAN HALKIN ÇOCUKLARI PİYASAYA, CEMAATLERE “EMANET” EDİLEMEZ
Üniversiteye yerleşebilen gençlerimizi bekleyen sorunların başında hayat pahalılığının yanısıra barınma ilk sıralarda geliyor. Her Eylül ayına eğitim çağındaki öğrenci ve ailelerinin yaşadığı ciddi problemlerle başlanan ülkemizde sosyal devletin gerekliliklerini hiç üzerine almayan partili Cumhurbaşkanı ve Gölge Bakanları, izleyici locasından bir neslin nasıl eğitimsiz bırakıldığını izlemekle yetiniyor. Eğitimi de yandaşlara, cemaatlere, özel şirketlere, piyasaya “emanet” eden iktidarın bu ülkeye verdiği zararların başında yoksul ailelerin çocuklarını göz göre göre cemaatlere ve merdiven altı yurtlara mecbur bırakması geliyor.
CUMHURİYETİN KAZANIMLARI HİÇ”LEŞTİRİLEMEZ, “DEĞER”SİZLEŞTİRİLEMEZ
Laik, çağdaş, bilimsel eğitimin anlamını özümseyememiş olanlar; kendi üzerindeki sorumlulukları yerine getirmeden yük gördüklerini üzerinden atacağım diye gençleri cemaat yurtlarına, fahiş kiralarla insan onuruna uygun olmayan koşullara mecbur bırakıyor. Cumhuriyetin kazanımlarını, eğitim ve kültür devriminin getirilerini hiçleştirme telaşına giren basiretsiz yöneticiler ile eğitim de toplum da ilerleyemez, muassır medeniyet seviyesine yükselemez.
BARINMA HAKKI YOK SAYILIYOR
İktidar, barınma hakkını yok sayıyor. Nitelikli eğitimi bilinçli olarak niteliksizleştiriyor. Ailelerin ve çocukların hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçmek zorunda kalma tehlikelerini göz önünde bulundurmuyor. KYK yurt kapasite ve yeterliliklerini artırmıyor. Tüm bu sorunları çözmekle mükellef olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler bütçeyi halk için, sosyal devlet için sosyal devletin gerekleri için değil yandaşlar için “harcayan” bir siyasi tercihi ortaya koyuyor. Üniversiteyi kazanan gençler, barınma sorununun yanısıra illerinden okuyacakları ile gidecek yol parası bulmakta, ulaşım konusunda dahi zorlanıyor.
EĞİTİM VE ÖĞRETİM YOKSULLUĞU
Üniversiteyi kazanan öğrencilerin kayıttan, yurt başvuruları ve sonuçlarının açıklanmasına dek geçecek süre de dahil olacak şekilde sürdürülebilir bir eğitim öğretim hayatına sağlıklı başlayabilmeleri için acil tedbirler ve kolaylaştırıcı önerilerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Öğrencilerin okumak, araştırmak, kültür, bilim ve sanat alanında ilerlemek yerine çalışarak ayakta kalmaya çalışmak zorunda olduğu örneklerle ortada iken akademilerde öğrenciler ve akademisyenleri hedef göstererek politika yapmaktan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu ülkede eğitim yoksulluğu kadar bir politik körlük ve politik yoksulluk da çözüm bekliyor.
YEMEKHANE VE YURTLARDA ERİŞİLEBİLİR ÜCRETLER REVİZE EDİLMELİ
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi tarafından yayınlanan “Türkiye’de Öğrenme Yoksulluğu” raporunun sonuçları Türkiye’de “öğrenme yoksulluğu”nun yani 10 yaşına kadar kısa bir metni okuyamayan ve anlayamayan çocuk oranının yüzde 15’e çıktığı, bunun başlıca nedeninin ise yetersiz beslenme olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz. Sağlıksız ve eşitsiz koşullarda ilköğretim ve ortaöğretimden yetişen çocuklardan üniversite hayatlarında daha da derinleşen imkansızlıklar nedeniyle bir verim beklemek mümkün görünmüyor. Toplum için gelecek için sağlıklı nesiller için yemekhane ücretleri asgari seviyede düzenlenmeli, beslenme temel hak olarak YÖK eliyle ele alınmalı, yurtlar sosyal konut ve barınma ekseninde erişilebilir ve ödenebilir rakamlarla öğrencilerin yaşam merkezleri haline getirilmelidir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.