Açıklamada son günlerde Türkiye’nin 4 bir tarafından gelen haberler ile en ağır çocuk hakkı ihlallerinden olan çocuk istismarı ve cinsel istismarı haberleriyle kanları dondurduğunu, duyulanlara, okunanlara ve izlenenlere inanamadıklarını belirtildi.

Açıklama şöyle sürdü:

Gelen haberlere bakıldığında ahlarla vahlar ile zaman geçirilmeyerek, bir an evvel yetkililer, psikologlar, sosyologlar, psikiyatristler, hukukçular buluşup konuyu masaya yatırıp, caniliklere engel olucu önlemler almak için çareler bulup, çözüm yolları üretmeli. Çocukların hayatı, politikaların çok üzerindedir, üretilecek çözümler de toplumsal ayrışmadan uzak olmalı.

Çözüm yolları içerisinde “münferit, sapık, hasta, idam, hadım” sözcükleriyle adeta çözümsüzlük üretmemeli, evrensel değerler ile uygun, bilimsel, çocuk hak ve özgürlüklerini temel almış olan, devletin yükümlülüklerinin tespit edildiği, hukuk güvenliğinin ve toplumsal değer yargılarının sağlandığı koruyucu yollar olmalı.

Kamuoyunda, çocuk istismarı olayları tartışılırken, konunun temelinden uzak, anlık öfkeyle dolu söylemler görülmekte. Ama zaman, birlik zamanı olup, ayrışma zamanı asla değildir.

Cinsiyetçi Söylemler Kaldırılmalı

Çocuğa karşı şiddet engellenmeli, üniversitelerde, bilimsel akademik çalışmalar ortaya konmalı, saha araştırmalarıyla veri toplama ve değerlendirme çalışmaları yapılmalı, riskler ve sebepler tespit edilmeli, cinsiyetçi söylemler ortadan kaldırılmalı, çocukların cinsel bir obje şeklinde değerlendirmesinin önüne geçilmeli ve hukukun güvenliği sağlanmalı. Çocukları korumak bir toplum görevidir, sorumluluğudur.  Çocuğun korunmasıyla alakalı idari kurumsal yapı kurulmalı, sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının dernek ve vakıfların konu ile alakalı çalışma yapmasına olanak tanınmalı.

Problemin çözümlenmesi için evvela daha önce kurulması kabul edilmeyen daimi TBMM Çocuk İstismarı Komisyonu’nun hemen kurulması, yıllardır bekletilen Çocuğa Yönelik Şiddeti Önleme Ulusal Eylem Planı'nın çıkarılması ve uygulanmaya başlanması gerekmekte.