Çırıl Çıplak Kılınan Namaz Kabul Olur Mu?

Çırıl Çıplak Kılınan Namaz Kabul Olur Mu?

Ülkücü Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşamış olduğu bu olay kanınızı donduracak...

A+A-

Koğuşun kapısına gelen gardiyanların ayak sesleri duyulmuyordu artık. Koğuşa genç bir mahkumu bırakıp gittiler. Genç diğer mahkumlara selam verdi ve kendine gösterilmiş olan boş yere oturdu. Diğer mahkumlar gence, geçmiş olsun, dediler. Mahkumlardan en yaşlı ve olgunu gencin yanına gidip onunla  ilgilendi ve onu sahiplendi. Çünkü selam vermesinde ve görünüşünden bu gencin nasıl biri olduğunu ilk görüşte anladı.

Yorgun ve bitkin olan genç bir süre  sessiz kaldı ardından yaşlı adamdan bir seccade istedi ve kıbleyi sordu.  Daha sonrada yavaşça ikindi namazını eda  etti. Yaşlı adam genç ile tanışmak için namazını bitirmesini bekledi.  Ama gencin ikindi namazını bitirdiği halde daha namaz kılmayı sürdürüyordu. Gencin namazını tamamlaması ile yaşlı mahkum biraz daha yanına yaklaştı ve kıldığı fazla namazların ne olduğunu sordu. Genç sakince:

-Kaza namazıydı dedi.

Yaşlı, gence ne zaman kazaya bıraktığını sordu. Genç ise ona:

-Gözaltında iken, dedi. Ama bunu yavaşça söylemişti, ardından da gözleri daldı.

Yaşlı mahkum, gence kendisini Ne kadar gözaltında tuttuklarını sordu ve 29 gün olduğunu öğrendi.

Yaşlı adam şaşırdı ve genç ise, O yirmi dokuz günlük namazını kaza edeceğini ifade etti.

Yaşlı adamın “Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde?” dediği genç cevaben aslında namazlarını kıldığını ve bir tek vaktini bile kaçırmadığını belirtti ama namazın şartlarını yerine getiremediğini ve hep eksik olduğunu, çoğunda ise abdest alamayıp, teyemmüm ettiğini belirtti.

Yaşlı mahkum  teyemmümle de olsa kabul edileceğini söyleyince genç, ama teyemmüm için toprak bulamadığını, ara sıra beton duvara, bazense demir kapıya ellerini sürerek teyemmüm ettiğini ve kabul olup olmayacağını sordu.

Yaşlı mahkum kabul olacağını söyledi.

Buna karşılık genç kıbleyi de bilmediğini,  ve söylemediklerini,  hem bu arada namazın diğer rükünlerini de yerine getiremediğini, askıda olduğunu, hem elleri hem ayaklarının bağlı olduğunu, çoğu zaman zorla rükuya gidebildiğini ve hiç secde yapamadığını söyledi.

Yaşlık mahkum tüm bunlara rağmen yine de kabul olacağını söyledi ama ses tonu değişmiş ve ağlamaklı bir hal almıştı.

Genç yaşlı mahkuma kendisine hep kabul olur dediğini, ama gözaltındaki 29 günün 15 günü anadan üryan, çırılçıplak olduğunu, yalvardığını, “ne olur Allah için bir tek külotumu bana verin” dediğini, hiç olmazsa namaz kılacağı vakit verin dediğini, ama vermediklerini, İşte öylece namaz kıldığını, mümkün olduğunca toparlanarak avret yerlerini örtmeye çalıştığını,  ama bazen onu da yapamadığını ve böylece namaz kıldığını söyledi.

Bir anda ortalıkta bir ölüm sessizliği oluştu. Genç, yaşlı mahkumdan yanıt bekliyordu, bu namazları da kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı mahkum ise gözyaşlarına boğulmuştu durmaksızın ağlıyordu. Sonra aniden doğruldu ve delikanlının omuzlarından kuvvetli bir şekilde tutarak kendine çekti ve:

 

O namazları kesinlikle kaza etmeyeceksin delikanlı. O namazları alarak Allah’ın huzuruna ulaşacaksın ve “ Allah’ım, sana bunları getirdim.” Diyeceğini, belki hayatında kılmış olduğu en önemli namazların, bunlar olacağını ifade etti.

Daha sonra yaşlı mahkum, gence adının ne olduğunu ve ne suç işlediğini sordu. Genç ise cevaben:

Adım Muhsin YAZICIOĞLU


Suçum Ülkücü olmak....!!!” dedi.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum