''Bu Koalisyon Değil,Kaos Çağrısıdır''
''Bu Koalisyon Değil,Kaos Çağrısıdır''
Bu bir siyasi yağma operasyonudur. 16 Nisan referandumu öncesinde “partili Cumhurbaşkanlığı modeli koalisyon getirmez, istikrar getirir” diyenler, daha ilk seçim gelmeden koalisyona saplanıp kalmıştır. Daha seçim gelmeden pazarlığa takılanların oy pusulası şekli bir ittifak değil, adeta koalisyonun itiraf belgesidir: Bunlar, seçim kaybetse de gitmeyeceğini, iktidardan düşmemek için her türlü hukuk dışı yolu deneyeceklerini göstermiştir. Bu nedenle demokratik yarışlar bir kenara bırakılıp fırsatçılık yapılıyor.
BU KOALİSYON DEĞİL, KAOS ÇAĞRISIDIR
Bu yasa teklifi, koalisyon değil, kaos çağrısıdır, nereye varacağı, neyi getireceği ve neyi götüreceği belli değildir. Yasa teklifi, pusulanın şeklinden polisin sandık başına çağırılmasına kadar, sandık bölgelerinin taşınmasından aynı apartmandaki iki seçmenin farklı sandıklara yollanmasına kadar demokrasiyi uçuruma atacak maddelerle yüklüdür.
Bu teklif, pusuladaki 1 milimlik taşmaları dahi oy avcılığına dönüştürmüştür. Bu teklif, sandık başkanının kamu görevlisi olma zorunluluğundan tutun da %1 oy alan koalisyon partisini Meclis’e katmasına, ama yüzde 9 oy alan ve tek başına seçime giren partiyi Meclis dışı bırakan cin fikrine kadar temsili iradeyi çöpe atmaktadır. Milletvekili ve cumhurbaşkanı oy pusulalarını ayrı ayrı değil, tek zarfa koydurmaya kalkan bu algı oyununun bir parçası olmayacağız. Bu oyun, böylece aynı kişiye oy verme zorunluluğunu da ortaya koymaktadır.
SANDIK İRADESİ MECLİS’E YANSIMAYACAK
Hukuk ve anayasa tanımayanlar, şimdi bu seçim yasası değişikliğiyle sandık iradesini baştan hiçe sayacaklarını itiraf etmiştir. Partisine oy veren ancak ittifaka hayır diyen seçmenin iradesi yok sayılacaktır. AKP’nin ülkeyi uçuruma sürüklemiş politikasına karşı çıkıp kendi partisine oy vermek isteyen bir ittifak partisi seçmeni, mecburen AKP’ye de oy vermiş sayılacaktır. Yüzde 10 seçim barajını düşürmemeyi kendisine kâr sayanlar, ittifak yapmadan yüzde 9 oy alabilecek bir partiyi Meclis dışına atacak, milli iradeyi dışarıda bırakacak ama kendisiyle ittifak kuracak yüzde 1’lik bir partiyi Meclis’e sokmaya kalkacaktır.
BU TEKLİF, SANDIKTA KAÇAK GÜREŞMENİN ADIDIR
Bu yasa teklifi sandıkta kaçak güreşmektir. İttifak demek ortak adaylarla ve tek isimle sandığa gitmek demektir. Oysa bu ittifak korkaktır, demokrasiden uzaktır. Bir ittifak düşünün, hem partilerin adını koruyacak, hem vekil listesini ayrı ayrı yazacak, fakat verilen oylar öncelikle partiye değil ittifaka yazacak. Bu ittifak zırhı partileri yarıştırmaz, sandığı göstermelik hale dönüştürür. Açıkcası bu düzenleme iktidarı “zırhlı bir iktidar”a dönüştürme gayretidir.
BU TEKLİF DEMOKRASİYE DARBEDİR
Demokrasiye darbe olan bu teklif, kendi başına barajı aşamayacağını ya da yüzde 50+1’i yakalayamayacağını bilenleri dünyada görülmemiş bir oyuna başvurtmuştur. Ancak iktidar bu oyunun altında kalacaktır.
Verdiğiniz oyun Meclise doğrudan yansımaması için elinden gelen her şeyi bu yasa teklifine yazanlar, ilinizdeki partilerin oy sıralamasını da ittifak dalaveresiyle değiştirecektir, illerde sandıkta çıkan sonuç ittifak oyunuyla tanınmayacaktır.
Şehrinizde partiniz ikinci sıraya gelse ve o ilden vekil çıkaracak olsanız dahi, oylar öncelikle ittifak hanesinde toplanacak, oradan partilere bölünerek dağıtılacak, partiniz ikinci sıradan da geriye düşecektir.
OY VERMEDİĞİNİZ PARTİNİN VEKİLİ MECLİSE GİRECEK
Şehrinizde binbir emekle vekil çıkaracağınız sayıya ulaştığınız halde, oylarda önce hangi partinin ne kadar aldığına bakılmayacak, ittifak toplamına başvurulacaktır. Bu model, hiç oy vermediğiniz, sıralamada normalde partinizin altına düşecek bir ismin Meclise gitmesi üzerine kuruludur. Her şey sandık ve oy hesabı üzerine kurgulanmıştır.
Bu model bir irade kandırmacasıdır, vatandaşı aldatmadır. Mühürsüz pusula ve zarfı geçerli saymayı kafasına koyanlar, daha bugünden 16 Nisan referandumundaki şaibeyi itiraf etmiş, en yakın seçimde dışarıda hazırlanıp içeri sokulacak sahte oyların haberini vermiştir. Bu sistemde şaibe tam anlamıyla ortaya çıkacaktır.
SEÇİM GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE GİRMİŞTİR
Seçim güvenliği seçim başlamadan tehlikeye girmiştir. Tarihimizde ilk defa seçim güvenliği bir kanun yazılarak tehlikeye sokulmaktadır. 16 Nisan öncesi kanun tanımayanlar, şimdi de “AKP-MHP-YSK” ittifakıyla kanunu kendilerine uydurmaya kalkmıştır. İhtiyaçtan fazla basılacak her pusula ve zarfın mühürsüzce kabinde kullanılabileceğini kanuna yazmak, önceden verilen oy pusulasını ve zarfını sandığa atılmasına olanak sağlamak için “16 Nisan’da yaptığımı şimdi yazıya geçiriyorum, şaibeli bir ittifak yaratıyorum” demektir.
REFERANDUM KANUNSUZLUĞU İTİRAF EDİLMİŞTİR
Biz unutmadık, unutmayacağız… 16 Nisan referandumu için başvurduğum AİHM, Yargıtay ve Danıştay bu yeni yasa teklifini tekrar tekrar okumalı. YSK’nın kanunun emredici hükmüne rağmen yaptığı suiistimal aklımızda… Şimdi de YSK’ya yeni imkanlar veren, seçim güvenliğini yok eden bir teklifle karşı karşıyayız. Bu, YSK’nın referandumda yaptığı kanunsuzluğu meşrulaştırmak için yapılan bir düzenlemedir.
Demokrasiyi amaç değil araç sayanların kirli tuzağına karşı Meclisteki hukuki direnişimiz devam edecektir. Bu dikta ittifakına karşı seçim barajı olmayan bir demokrasinin Meclis’e yansıması için mücadelemiz sürecek. Demokrasimizi yaralayacak bu düzenlemenin yanlışlarını söylemeye, düzeltilmesi için eleştirilerimizi ve önerilerimizi anlatmaya devam edeceğiz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.