Bostancı Baba’nın İlginç Hikayesi Dilden Dile Dolaşıyor
Denizli’nin Pamukkale ilçesine bağlı Tekkeköy Mahallesi mezarlığı içinde bulunan ‘Bostancı Baba’ türbesi derviş aracılığıyla Allah’a dua etmek isteyenlerin sık sık uğradığı türbe oldu.
Denizli bölgesinde haramilik yapan 99 kişiyi öldürdükten sonra 100 kişiyi de öldürüp dervişliğe yükselen Bostancı Baba’nın hikayesi de dilden dile dolaşıyor.
Denizli’nin mahalleye ismini verdiği Tekkeköy Mezarlığı’nda türbesi bulunan Bostan Baba’nın gerçek ismi Şemseddin Sultandır. 1250-1330 tarihleri arasında yaşadığı bilinen Hacı Bektâş-ı Velî Vilayetnamesi’ne göre Şemseddin Sultan veya Bostancı Baba, bir Hacı Bektâş-ı Velî dervişidir. Bölgede haramilik yapan, eşkıyalık yapan ve 99 kişiyi öldüren, 100 kişiyi de öldürdükten sonra dervişlik mertebesine yükselen Bostancı Baba ile ilgili uzun yıllar araştırma yapan ve kitap yazan araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu, rivayete göre Şemseddin Sultan’ın, Denizli bölgesinde yol kesen, soygun yapan ve adam öldüren harami, namında “Karakesici Eşkıya” olarak bilindiğini söyledi. Yöre halkı arasında “Haşam Baba” olarak ta bilinen Bostancı Baba’nın zenginden alıp fakire veren, yol kesen, adam öldüren halka zulüm yapan beyede haddini bildiren biri olarak bilindiğine dikkat çeken araştırmacı yazar Afatoğlu, “Bostancı Baba tarihi kaynaklarda yazdığına göre Hacı Bektaş-ı Veli zamanında yaşamış, Hacı Bektaş-ı Veli ile bizzat görüşmüş. Hacı Bektaş-ı Veli’nin önemli halifelerinden biridir. Bostancı Baba Denizli bölgesinde haramilik yapan baş kesen, yol kesen, insan öldüren birisiymiş. Epey insan öldürmüş. 99 insan öldürmüş ama bir gün gelmiş yüreğine yumuşaklık gelmiş. Bu öldürme olayına ne kadar devam edeceğim ben, demiş bu işi bırakayım demiş. Ama bu işi bıraktıktan sonra Allah’ın bu güne kadar yaptığı günahları affedip affetmeyeceğini bilmediği için bir erene danışma ihtiyacı duymuş, bu tavsiye üzerine Hacı Bektaş-ı Veli’ye Nevşehir’e gitmiş. Durumunu anlatmış ben yıllardır Denizli bölgesinde haramilik yaptım, yol kestim adam kestim haramilik yaptım ama bundan sonra yapmak istemiyorum Allah HÜ Teâlâ bu yaptığım günahları affeder mi Allah yoluna girersem diye sormuş. O da demiş ki şimdi geldiğin yere git. Dört yol ağzına bostan dik, bu bostanda yetiştirdiğin elma, armut, karpuz, kavun ne yarsa yoldan gelen geçen herkese yedir doyur. Eline de bir değnek vermiş. Bu değneği de kuru bir dal parçası bostanın bir kenarına dik ne zaman bu kuru dal parçası yaprak açar ise bil ki Allah HÜ Teâlâ senin günahlarını affetmiştir demiş” dedi
Yedi yıl dört yol ağzında bostan tarlası kurmuş
Hacı Bektaş-ı Veli ile Nevşehir’de görüştükten sonra tekrar Denizli’ye gelen Bostancı Baba’nın yedi yıl boyunca dört yol ağzındaki tarlada, bostan, karpuz sebze meyve dikerek yoldan geçenlere ikram ettiğini, karınlarını doyurduğunu anlatan Afatoğlu, “Denizli’ye yeniden göndermiş. Buraya Bostancı Baba gelmiş, bu bölgeye bostan ekmiş. Burada yetiştirdiği sebze ve meyvelerden yoldan gelen ve geçenlere dağıtıyormuş. Epey dağıtmış, bir yıl geçmiş iki yıl geçmiş, bostanı bozmuş fakat kuru dal parçasının dal budak saldığını görmemiş. Tabi herhalde birazda ümitsizliğe kapılmaya başlamış Allah benim günahlarımı affetmeyecek diye. Bir gün bostanın önünden hızlı bir şekilde bir vatandaş geçiyor. Dur demiş nereye gidiyorsun bu şekilde bostan ye kelek, karpuz keseyim sana ye öyle git demiş. Yok demiş benim işim var acele Denizli kadısına gidiyorum. Birisini şikayet edeceğim demiş. Gitmeden önce bir şeyler ye dediği halde bu yoldan geçen vatandaş dinlememiş. Gitmeye devam etmiş. Bakmış dal parçası da yetişmemiş. Allah’ın affetmeyeceğine inanmış, 99 kişi öldürdüm nasılsa, bir daha öldüreyim bundan sonra artık bostandan feragat edeyim eşkıyalığa devam edeyim dişe düşünmüş tutmuş adamı öldürmüş” dedi.
Kuru dal yeşermiş, dervişliğe yükseldi
100 adamı da öldüre Bostancı Baba’nın merak edip baktığında diktiği kuru dal parçasının filiz verdiğini yeşerdiğini gördüğüne dikkat çeken Afatoğlu, “Bostanı bozmuş sonra kuru dal parçasının yanına gitmiş acaba ne oldu diye merak etmiş bakmış kuru dal parçası dal budak salmış. Yaprak salmış, çiçeklenmiş, yeşillenmiş. Tabi şaşırmış, bu sefer dal parçasını almış doğru Hacı Bektaş-ı Veli’ye tekrar gitmiş. Durumu anlatmış. Böyle böyle oldu diye. Hacı Bektaş-ı Veli demiş ki o adam bizim canlarımızı, bizim insanlarımızı şikayete gidiyordu haksız yere Denizli kadısına sen onu öldürmekle çok büyük bir iyilik yaptın. Ondan dolayı da Allah HÜ Teâlâ senin bütün günahlarını affetti bundan sonra da benim halifem olarak Denizli’ye git bir tekke kur oradaki insanlara irşat et. İnsanlara İslamiyet yolunda Müslümanlık yoluna döndürmeye çalış diye Denizli’ye tekrar geriye döndürmüş. Bostancı Baba buraya gelmiş, tekke kurmuş zaten bu tekkenin ismini almış bu köyde. Köyün ismi de zaten Tekkeköyüdür. O dönemden beri bu kişi kutsal kişidir. Bunların kerametleri var. İnsanlar genelde buraya gelip, bazen adak adarlar. Hastalıkları varsa hastalıklardan kurtulması için Bostancı baba vesilesiyle Allah’a dua ederler bu hastalıklardan kurtulmaya çalışırlar” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.