“Biz, hiçbir zaman kadınsız bir siyaset düşünmedik”
“Biz, hiçbir zaman kadınsız bir siyaset düşünmedik”
Ülkemizde kadınların siyasi haklarla ilgili mücadelelerinin çok eskilere, II. Meşrutiyet'e kadar dayandığını görüyoruz. Bu dönemde bir grup aydın kadın, meclis çalışmalarını izlemek ve dinlemek için talepte bulunmuşlardır ve ilk mücadele Meclis-i Mebusan'da dinleyici olabilmek için verilmiştir. Keza Millî Mücadele döneminde de milletimizin bütün fertleri gibi kadınlar da bu mücadelede aktif olarak çalışmışlar ve bağımsızlığımızın kazanılmasında büyük pay sahibi olmuşlardır.
Bundan sonraki süreçte kadınlar 1930 yılında belediye ve muhtar seçimlerinde, 1934 yılında ise milletvekili seçimlerinde ilk defa oy kullanabilmiş ve aynı zamanda seçilebilme haklarını kazanmışlardır. Bu, uzun bir mücadelenin sonunda elde edilmiş bir haktır. 1934'den AK Parti'nin kurulduğu 2001 yılına kadar Türk siyasi hayatında kadın varlığı çok azdır. Siyasi partiler bu süreçte kadınları yönetime dâhil etme gayreti göstermemişlerdir. 1994 yerel seçimlerinde Refah Partili kadınlar etkin ev ziyaretleri ile ilk defa siyasette varlıklarını hissettirip seçim sonuçlarını Refah Partisi lehine etkilemişlerdir. Bu seçimlerde kadın dinamizmini harekete geçiren de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır.
14 Ağustos 2001'de Adalet ve Kalkınma Partisi kurulurken -benim de aralarında bulduğum- 13 kadın, parti kurucuları arasında yer almıştır. Ayrıca bu kadınların yarıya yakını başörtülü olup ifade ve inanç özgürlüğü için mücadele etmiş ve bu mücadelesini cesurca sürdüren kadınlardır. Türk siyaset tarihinde ilk defa kadınlar siyasetin temsil makamında değil direkt kurucu kadrosu ile beraber kurulumunda yer alıp çalışmışlardır. 2012 yılında ilk olarak bazı milletvekili arkadaşlarımızın başörtüleriyle meclise girmesi ve daha sonra şahsımın 15 Kasım 2015’te kurulan 64. Hükûmette Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevine getirilerek kabinenin ilk başörtülü bakanı olması, ülkemizin siyasi-sosyal alanlarında normalleşme adına atılan çok önemli adımları olarak görülmelidir.
Burada kadınlara düşen görev; kendilerini daha çok geliştirmeleri, daha cesur davranmaları ve göreve talip olmalarıdır. Kadınların ve gençlerin siyasette figüran değil oyuncu konumuna gelmesi ülkemiz adına çok önemsenmeli, bu mücadele sabır ve azimle devam ettirilmelidir. Biz, hiçbir zaman kadınsız bir siyaset düşünmedik. Partimizin ülke siyasetine kazandırdığı en önemli değerlerden biri de kadınlarımızın aktif siyasetle entegre edilmiş olmasıdır. Politikalarımızı bu doğrultuda sürdüreceğiz ve kadınlarımızı toplumun her alanında olduğu gibi siyasette de görünür kılmaya teşvik edeceğiz.
Tarih boyunca bu mücadeleyi vermiş ve bu doğrultuda yürümeye devam eden tüm kadın siyasetçilerimizi saygıyla selamlıyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.