Bingöl Katliamında Şehit Edilen Erlerimizi Rahmetle Anıyoruz

Bingöl Katliamında Şehit Edilen Erlerimizi Rahmetle Anıyoruz

24 Mayıs 1993'te Bingöl'de 33 erimizin canice şehit edilmesinin üzerinden tam 26 sene geçti. Tüm şehitlerimizi Rahmetle anıyoruz.

A+A-

Hiçbiri 24 Mayıs 1993'ü ağzına almıyor. Onun yerine hepsi “O gün” diyor. O gün saat 12.55’te, Malatya İl Jandarma Komutanlığı’ndan iki midibüse sivil kıyafetlerle bindirilen, acemilikleri bitmiş 50 vatan evladı... Üstlerinde değil silah, bir çakı bile yok. Silahlı refakatçileri de yok...

Yurdun çeşitli bölgelerinden davul ve zurnalarla uğurlanmışlardı. Vatan borcunu ödeyeceklerdi. Dağıtım için Bingöl İl Jandarma Komutanlığı’na gidiyorlardı. 20 yaşında, nişanlı, sözlüydüler. Şoförler o kadar çok mola vermişti ki, üç saatlik yol bir türlü bitmemişti. “Bingöl 15 km” tabelasını gördüklerinde saat 18.00’di. İşte o saatte yollarını PKK kesti. 50 ana kuzusundan 33’ünü, tam 7 bin 500 kurşunla katlettiler. 

Dehşet Veren İfadeler

Trabzonlu Osman Partal: Ben öndeki midibüsteydim. Parmaksız Zeki dedikleri Şemdin Sakık kapıyı açıp şoföre “Diğer midibüs nerede” diye sordu. Her şeyin sonuydu. Kurt kuzuyu kapmıştı. PKK’lılar gayet rahattı. Köye vardıktan sonra bir kamyonla çantalarımız geldi. Üzerimizdeki her şeyi aldılar. Bünyamin’in spor ayakkabıları güzeldi. Bir PKK’lı alıp kendi plastik ayakkabılarını verdi. Sakık, benim de içinde bulunduğum grup için “kampa gidecek” emrini verdi. Cebimdeki paketten bir sigara aldı, nereli olduğumu sordu. Trabzonluyum, dediğimde “Trabzon’u başkent yapacağız” dedi. Zifiri karanlıkta yürüyorduk. Kayalıklarda fenerleri yakıp söndürerek anlaşıyorlardı. Kamp yerine geldiğimizde benimle birlikte 36 Mehmetçiği arkadaşlarımızdan ayırıp götürdüler. Çobanlardan ip bulamadıkları için ellerimiz serbestti. Yan yana tek sıra dizdiler. Kalaşnikof’larla taradılar bizi. G3, Kanas, Bixi de vardı bazılarında. Olay yeri tutanağında gördüm sonradan. Üzerimize 7500 mermi boşaltmışlar. Yaralanmıştım ama ölmedim. Çünkü şehit olan arkadaşlarım üzerime düşmüşlerdi. İkinci gün yapılan operasyonda 67 PKK’lı öldürüldü. Birinin cebinden benim cüzdanım çıktı. Künyelerimizi takmışlardı. Şimdi gazı bitmiş çakmak gibiyim. Devlet bir “pardon” bile demedi. Kaçakçı kadar değerimiz yok mu? İki çocuğuma babalık yapamıyorum. Askere giderken sağlamdım, elimde sanatım vardı. Gümüş ustasıydım. Şimdi işsiz ve hastayım. 1993’te GATA’da bir hafta kaldıktan sonra, “Sağlıklıdır, askerliğe elverişlidir” raporu verdiler. Terörle mücadele 30 yıldır var. Ama GATA’da Harp Psikiyatrisi 2009’da açıldı. İki yıl tedavi oldum, yeni çıktım. Travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete var. Dişlerimi yiyorum. Bana gazilik rütbesini çok görenlere soruyorum: Suçum vatanımı sevmem, asker olmam mı? Kaçakçılar için kurduğunuz komisyonlar gibi bizim için de komisyon kurun. Evlatlarımın karşısına utanç içinde çıkmayayım, şehit kardeşlerimin hatırasına da saygısızlık etmeyeyim.

Hataylı Mehmet Kebapçıoğlu: Katliamdan sonra gelen askeri yetkililer, “Sizin için öldüler, siz taşıyacaksınız arkadaşlarınızı” dediler. PKK’nın elinde iki gün esir kaldıktan sonra gecenin 3’ünde yağmur, şimşek altında arkadaşlarımın cesetlerini taşıdım. Bunca yıl geçti, askeri yetkililerden hiç kimse aramadı. Arkadaşlarım aradı, 2011’de beraber GATA’ya gittik. Psikiyatr bize iki gün test yaptırdıktan sonra “Tedavi olmanız gerekiyor” dedi. Bir albayın karşısına çıktık. Öyle asık suratlıydı ki, kendimi iyi ifade edemedim. “Tedaviye ihtiyaç yoktur” dedi, ilgilenmedi. Başbakanlık’a dilekçe yazıp şikâyet ettim ama cevap gelmedi. İki yıl önce İstanbul’daki Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz, Terörle Mücadele’den iki polisi yollayıp ifademi aldırdı ama bir şey çıkmadı. Evliyim, iki çocuğum var. Ayakkabı işçisiyim, yılın yarısı boştayım. Psikolojim bozuk.

Konyalı Adnan Gebeş: Ertesi gece PKK’nın mermisi bittiği için bizim grubu öldüremedi. Polis sandıklarını da kafalarına kadar toprağa gömüp işkence yaptılar. Kendileri sipere geçtiler. Askerlik öncesi kadın terzisiydim. Bu olaydan sonra ruhen, bedenen eskisi gibi olamadım. Dükkânımı kaybettim. Şimdi asgari ücretli işçiyim. Evimi, iki çocuğumu geçindiremiyorum. O günden beri uykularım düzensiz. Kırıcı biri olup çıktım. Yakınlarımı incitmemeye çalışıyorum.

Denizlili Mustafa Özçelik: PKK’lılar bizi 15 gündür beklediklerini söyledi. Midibüsü durdurduklarında şoför onlara, “Bunların hepsi asker” dedi. Yolda sık sık mola vererek bizi oyalamıştı zaten. GATA’ya parasızlıktan gidemedim.  Siz hiç bilir misiniz, insanın çenesiyle toprağı nasıl kazdığını? PKK o gece bizi yem olarak attığında, bombalardan, mermilerden korunmak için çenemle çamuru kazarak birkaç santim daha alçalmaya çalışmıştım açık arazide.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.