"Bu derin okyanus balığı daha önceden gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor. Hatta bildiğimiz hiçbir şeye benzemiyor! Son derece kırılgan bir canlı ve kanat benzeri yüzgeçleri var. Adeta bir karikatürden fırlamış bir köpeğe benziyor."

Dr. Jamieson ve arkadaşları, deniz yüzeyinini 5000-10600 metre arası derinlikte uzanan Mariana Çukuru'ndan örnekler toplamak için 100'e yakın robot dalışı yaptı. Bu dalışlar sırasında süper-dev bir amfipod da görüntülemişlerdi. 2012 yılında Yeni Zelanda'da kurulan tuzaklara yakalanması sonucu görüntülenen bu canlı, devasa büyüklüklerde bir deniz kabuklusuydu. Dr. Jamieson şöyle diyor:

"Bu canlıların var olduğunu bilmek bir şeydir, onları doğal yaşamalanlarında canlı olarak ve diğer canlılarla etkileşim halindeyken izlemek ise bambaşka ve çok etkileyici bir şeydir. Bu sayede çok fazla şey öğrendik."

Schmidt Okyanus Enstitüsü'nden Dr. Wendy Schmidt ise şöyle söylüyor:

"Nadiren okyanusun eşsiz derin çevresini tam olarak görüntüleme imkanı bulabiliyoruz. Bu araştırmalar sonucunda bilim insanlarının yanıtlayabilecekleri sorular, derin okyanusları daha iyi anlamamızı sağlayacak. Çünkü bu okyanuslar, insanın olumsuz etkisinden muaf değiller."

30 günlük araştırmanın amacı, bu Dünya'nın en derin okyanusundaki çevreleri, hayvanları, ekolojik ve jeolojik olayları karakterize etmek. Hawaii Üniversitesi'nden Dr. Jeff Drazen şöyle diyor:

"Birçok araştırma Mariana Çukuru'nun hemen derine ulaşmayı hedefliyordu. Ancak ekolojik bir açıdan bu son derece kısıtlayıcıdır. Bu tıpkı, bir dağ ekolojisini anlamaya çalışırken sadece zirvesine bakmaya benziyor."

En derinde yaşayan balıkların ve süper-dev canlıların gözlemleri yanısıra biyologlar birçok tür balığı gözlemeyi başardı. Bu gözlemler, 3 ayrı balık ailesi içerisinde derinlik rekoru kırılmasına neden oldu. Dr. Jamieson sözlerini şöyle tamamlıyor:

"Bu dalış aracından özellikle gurur duyuyoruz. Çünkü bu alet, Kuzey İskoçya'nın Aberdeenshire köylerinde tasarlandı ve neredeyse tamamen orada üretildi."