AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla 6 kentin belediye başkanını istifa ettirilmişti. Sebep olarak da, “metal yorgunluğu” gösterilmişti. “Metal yorgunluğu”, atalet ve yorulma emareleri olarak kullanılır. Oysa Erdoğan’ın, “metal yorgunluğu” tarifi; “Bazı başkanlar görevden alındı. Kimse ‘Bu değişimler bitti’ diye düşünmesin, denetimimiz sürecek. Halkla irtibatını koparan, halkın beklentilerine cevap vermeyen, vatandaşın desteğini kaybedenlerle yola devam edemeyiz. Bunun için 2019’u da beklemeyeceğiz. Verdiği sözü tutmayan, hizmetleri aksatan, vatandaşı sıkıntıya sokan uygulama yapanlarla yola devam etmeyeceğiz. Kusura bakmasınlar. Kimseyi başıboş bırakacak değiliz.”, şeklinde! Bunlara bir de, yurtdışına ‘inceleme araştırma!’ kılıfını kullanarak eş dost, yandaş medya mensuplarından oluşan heyetlerle turistik gezi düzenleyen başkanlar da dâhil edildi!

Teşhis doğru, halktan kopuk, vatandaşın ihtiyaçlarını karşılamak yerine, kendilerinin ve ailelerinin geleceklerine yatırım yapan, vatandaşı sıkıntıya sokan, bazen de zulmeden başkanlara yol gözüküyor! Erdoğan bu değişimin adını da “Kutlu değişim!”, “Kutlu dönüşüm!” olarak koymuş! Aslında, değişimlere, ‘genel temizlik!” adını koysa, daha iyi anlatırdı durumu!

Erdoğan’a göre, “seçimlerin en önemlisi yerel seçimlerdir.”, haklı. Çünkü yerel seçimler, genel seçimlerin de, cumhurbaşkanlığı seçiminin de gerçek anketleri olacaktır!

2019 seçimleri öncesi Erdoğan, MHP Genel Başkanı ve Genel Merkezi’nin; “2019 yılına (yani seçimlere) kadar bu iktidarın yanında olacağını ve destek vereceğini” açıklamasına rağmen rahat değil. Çünkü MHP’nin vereceğini söylediği destek sözü o taahhüdü yapanların kendileri ve yakın çevrelerinden ibaret! Daha bir iki yıl öncesine kadar Erdoğan ve Bahçeli birbirlerine demediklerini bırakmamışlardı! Hakaretler havalarda uçuşmuştu! N’olduysa oldu, Bahçeli ve Genel Merkezi, karşısında olduklarını söyledikleri Erdoğan ve AKP’nin yanına geçti. Hatta daha önce başkanlığa şiddetle karşı çıkan Bahçeli ve Genel Merkezi, Başkanlık referandumunda da “evet!” oyu verdiler! Referandum sonuçlarındaki oy yüzdeleri gösterdi ki, MHP’li ülkücülerin büyük çoğunluğu, Genel Başkanlarına rağmen “hayır!” oyu vermişlerdir… MHP’nin bu keskin dönüşü, savrulması, Genel Başkan ve Genel Merkezinin, MHP’nin seçmeninin büyük bölümüyle, karşı karşıya gelmelerine sebep oldu! Türk siyasetinde yeni bir oluşumun, “İyi Parti”nin doğmasını hızlandırdı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kutlu Dönüşüm!” sloganıyla, önce MHP’nin temsil ettiği seçmene ulaşmak için “Milliyetçi!” söylemlere, CHP’nin Ulusalcı kanadına hitabedecek “Atatürkçü!” söylemlere start vermiştir… O, AKP seçmenin kendisi ne derse desin rahatsız olmayacağından, yerinden kıpırdamayacağından emin! Biat etmiş topluluklardan, bireysel düşünerek karar vermesi beklenemez. Ancak anketler,  “Milliyetçi” söylemlerden veya “Atatürkçü!” söylemlerden vazgeçmenin %50+1’i sağlayacağını söylerlerse, şimdi sarıldığı söylemlerden ossaat vazgeçer, her 2 kavramı da daha önce olduğu gibi karşısına almakta tereddüt etmez!

Bahçeli’yi de, Atatürk’ü de yarı yolda bırakır! Ne bekaa meselesi, ne de FETÖ’nün ihanet tehditi için ‘birlikte hareket’ mecburiyeti kalır!

Değişimlerin, dönüşümlerin “Metal yorgunluğu” bahane edilerek yapılmasının sebebi, %50+1 hedefine, AKP’nin vitrinine yeni yüzler koyarak, oy alacak yeni bir vizyonla varmaktan başka bir şey değildir! %50+1’i bulmak, 2019 veya erken seçimin kutsal kâsesidir… Gerisi ise teferruat!

19.11.2017

Dursun Berkok