Baysal açıklamasında; 2021 yılının ikinci altı ayı için verilen % 3’lük sefalet artışın dönemin bitmesine 3 ay kala eridiğini, memur ve emeklilerinin alacaklı hale geldiğini, yoksullaşmanın hızlandığını  söyledi.

BAYSAL, basın açıklamasında şu hususlara yer verdi:

“TÜİK tarafından açıklanan ancak vatandaşın ciddiye almadığı ısmarlama rakamlara göre, Eylül ayında enflasyon (TÜFE)  % 1.25 artmıştır.

Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı enflasyonlarının kümülatif toplamı ise % 4.23 olmuştur. Bu durumda, Temmuz ayında memur ve emeklilerine yılın ikinci altı ayı için reva görülen % 3’lük sadaka miktarı artışın tamamı erimiş ve % 1.23 oranında alacak doğmuştur. 

TÜİK tüm çabalarına rağmen Eylül ayı enflasyonunu masa başında ancak % 1,25’e indirebilmiştir.

Ve TÜİK onca gizleme çabalarına rağmen tüm memur ve emeklilerinin Eylül ayında % 1.23 yoksullaştığını itiraf ve ilan etmek zorunda kalmıştır.

Sokaktaki vatandaştan Cumhurbaşkanına kadar herkesin pahalılıktan şikayet ettiği bir ülkede TÜİK’in verilerini nereden ve nasıl topladığı gerçekten muammaya dönüşmüştür.

Ve TÜİK verilerine göre Ekim ayı kira artış oranının da % 16.42 açıklanması kiracıların korkulu rüyasıdır.

Yukarıda sıralanan oranlar TÜİK’in itiraf edebildikleri, gözden kaçırmayı beceremedikleridir.

Vatandaşın yaşadığı pahalılık ve yoksulluk giderek feryada dönüşmektedir.

“MERDİVENALTI SÖZLEŞME” İLE GELECEĞİMİZ DE KARARTILDI.

İmzanın mürekkebi kurumadan “merdivenaltı” VI. Dönem (2022-2023) toplu sözleşmenin neyin karşılığında imzalandığı da açığa çıktı:

İşçi sendikaları kamu işçilerinin kayıplarını taban maaşlarına yapılan artış ve refah payı ile karşılama başarısın gösterilirken, sözde yetkili memur sendikalarının aynı Hükumetin aynı Bakanı ile işçi sendikalarından 12 gün sonra imzaladıkları “merdivenaltı toplu sözleşme” ile tüm taleplerinden vaz geçme karşılığında Anayasanın, Uluslararası Sözleşmelerin  ve Yasaların güvence altına aldığı örgütlenme özgürlüğünü ortadan kaldıran bir teklifin altına imza atma onursuzluğunu kabullenilebilmiştir.

Ne yazık ki; tüm memurların ve emeklilerinin maaşlarına yansıyacak seyyanen artış da bütçeye peşkeş çekilmiştir.

Böylece,

Tüm memurların maaşlarına her ay yapılacak 94,35 TL tutarındaki artış,

Memurların emeklilik tazminatlarındaki 3,333 TL’den başlayan fark,

2.175.000 memur emeklisinin aylıklarına her ay yapılacak 104,00-110,93 TL tutarındaki artış bütçeye iade edilmiştir.

Memur ve emeklilerine yapılacak bu ödemeleri “ekonomik bir sorun” olarak gören ve bu sorunun önlenmesi için “başka bir öneride” bulunduklarını kamuoyuna açıklayan bir Bakan karşısında,  verilen yetkiyi kötüye kullanarak kendi üyelerinin hak ve taleplerini bile peşkeş çekebilen bir konfederasyonun varlığı da Türkiye’nin ayıbı olarak tarihe geçecektir.

MEMUR VE EMEKLİLERİNİN EYLÜL AYI KAYIP VE ALACAKLARI NE KADAR?

BASK/AR-GE Birimi tarafından yapılan araştırmaya göre; TÜİK’in açıkladığı Eylül ayı enflasyonu ile (aile yardımı hariç) bazı unvanlardaki memurların aylıklarındaki erimenin özeti şudur:

12/1 derece ve kadrodaki bir hizmetlinin Temmuz ayında aylığındaki 120,00 TL’lik artışın tamamı erimiş, dönemin bitmesine 3 ay kala 54,27 TL enflasyon alacağı doğmuştur.

Aynı şekilde;

9/1 derece ve kadrodaki bir memurun doğan alacağı 58,16 TL,

7/1 derece ve kadrodaki bir öğretmenin doğan alacağı 65,96 TL,

 8/3 derece ve kadrodaki bir pratisyen doktorun doğan alacağı 95,12 TL,,

12/3 derece ve kadrodaki bir hemşirenin doğan alacağı 63,81 TL,

12/3 derece ve kadrodaki bir teknisyenin doğan alacağı 60,98 TL,

1/4 derece ve kadrodaki bir mühendisin (büro) doğan alacağı 101,03 TL’dir.

Hülasa tüm unvanlardaki kamu görevlilerinin aylıklarına Temmuz ayında yapılan % 3’lük sefalet artışı dönemin bitmesine 3 ay kala tamamen erimiştir. Kamu görevlileri ve emeklileri yıl başına kadar enflasyon kayıplarını sineye çekeceklerdir.

Bu kayıplara vergi dilimi kayıplarının da eklenmesi “karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşan” sahte ve sarı sendikaların  memurlara neleri kaybettirdiklerinin de bir göstergesidir”.