Başkan Doğan: Olayın Aslı Astarı Yok

Başkan Doğan: Olayın Aslı Astarı Yok

Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, belediyede görev yapan Havva Acarol’un 24 Kasım tarihinde koronavirüsten vefatının ardından çıkan iddialara çok sert tepkide bulundu.

A+A-

Merkezefendi Belediye Meclisi Aralık ayı oturumunda iki meclis üyesini olayın aslını araştırmadan, iftiraya varan mesnetsiz iddialarını kınayan Başkan Doğan, “Olayın aslı yok, astarı yok, kesin bir belgesi yok. Cinayetten bahsediliyor. Gerçekten inanamadım. Hangi vicdana sığar bu! Bazıları mesleği bırakıp hakim, avukat olmaya karar vermiş. Hadi bana siyaseten yükleniyorsunuz bunu anlayabiliriz. Ama, böylesi bir söylemle vurma çabası siyasetin çirkin yüzüdür. Üslup çok yanlış. Tarz çok yanlış” dedi. İki meclis üyesinin suçladığı Kültür Müdürü Zeynep Elif Çeşme’de ‘Abla’ olarak nitelendirdiği ve uzun yıllardır birlikte çalıştığı Acarol’un vefat süreci öncesini tüm detaylarıyla paylaşıp,  kendisine ve kuruma iftira atan ve yayanlarla yargıda hesaplaşacağını belirtti.

Merkezefendi Belediye Meclisi Aralık ayı 2. Oturumu Belediye Kültür Merkezi Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Koronavirüse yakalandığı için karantinada olan ve ilk toplantıya katılamayan Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, ikinci toplantıya başkanlık etti. Başkan Doğan ilk olarak,  Kültür Müdürlüğünde görev yapan koronavirüse yakalanmasının ardından 24 Kasım’da vefat eden Havva Acarol’a Allah’tan rahmet dilerken, bu yürek yakan vefat üzerinden yapılan suçlamalar ve iddialara cevap verdi.

“ÖLÜM ÜZERİNDEN SİYASİ PRİM YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

MHP’li Meclis Üyesi Leman Kalkan ve Ak Partili Meclis Üyesi Ayhan Mazıoğlu’nun sosyal medya da ve verdikleri demeçlerde Acarol’un kronik şeker hastası olması nedeniyle idari izinde olması gerekirken belediye de çalışmak zorunda bırakıldığı ve ölümünün cinayet olduğu iddialarını değerlendiren Başkan Şeniz Doğan, her iki isme de sert yanıt çıktı, durumu şu sözlerle kınadı, “Bazı arkadaşlarımız bir vefat üzerinden, bir ölünün üzerinden prim yapmaya çalışmış, bu meclis üzerinden şov yapmaya çalışmış. Üzülerek medyadan izledim. Beklerdim ki Merkezefendi Belediye Meclis Üyesinin bu konuyla ilgili, bir kez olsun bu işin ne olduğunu, aile tarafından böyle ithamlar varsa eğer, bizim tarafımızdan nasıl cevaplanacağını sorulmasını isterdik. Burada her gruptan meclis üyesi arkadaşım var. Kapımız sonuna kadar açık. Birlikte istişare ederek kararları alıyoruz. Tabi ki de muhalefetsiniz. Tabii ki de eleştiriniz olacak ama bunun bir üslubunun olmasının gerektiğini düşünüyorum. Ben Cuma günü medyadan baktım çok şaşırdım. 17 yıllık avukatım birçok dosyaya girdim. Daha olayın aslı yok, astarı yok kesin bir belgesi yok. Bazıları mesleği bırakıp hakim olmaya karar vermiş. Cinayetten bahsediyor. Gerçekten inanamadım. Ya da avukatlığa soyunmuş. Hadi bana siyaseten yükleniyorsunuz. Bu söylem ve iddialarla yüklenmek siyasetin açıkça çirkin yüzüdür. Üslup, tarz çok yanlış. Sizlerle birlikte kararları veriyoruz. Alnımızın akıyla 20 aydır bu görevi yapıyoruz. Hiçbir şeyimiz çıkmadı. Hiçbir şey çıkmayınca böyle şeylerden insanlar siyaset yaptığını sanıyor ama yanılıyor. Siyaset bu şekilde yapılmaz. Bir meclis üyesi bilmeden anlamadan, somut bir delil yokken sadece kirli siyaset yapmak adına burada bunun şovunu yapamaz. Hadi beni siyaseten yıpratmaya çalışıyorsunuz. Kültür Müdürümüz Elif hanıma, 3 çocuk annesi bir kadına, hangi vicdana, hangi belgeye dayanarak iftira atıyorsunuz? Pes doğrusu. Eğer varsa bir şey konuşursunuz ya da bu işin sorma üslubu farklıdır. Biz de cevaplarız. İş yargıya gider, yargı karar verir.”

MÜDÜR ÇEŞME SÜRECİN DETAYLARINI ANLATI

Başkan Şeniz Doğan daha sonra iddialarla ilgili  kendisine yöneltilen suçlamalara cevap vermesi için Kültür Müdürü Zeynep Elif Çeşme’ye söz verdi. ‘Abla’ olarak nitelendirdiği ve uzun yıllardır birlikte çalıştığı Havva Acarol’un kaybının derin üzüntüsü içindeyken kendisine yöneltilen suçlamaların acısını artırdığını belirten Çeşme şunları söyledi, “Rahmetli Havva Acarel, belediyemiz Kültür Müdürlüğünde memurdu. Havva hanımın şeker hastalığı bulunmaktaydı. Pandemi başladığı günlerde çıkan cumhurbaşkanlığı genelgeleri uyarınca 01.06.2020 tarihine kadar idari izinliydi. 29.05.2020 tarihinde önceki genelgeleri kaldıran 2020/8 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayımlandı. Havva hanım müdürlüğümüz bünyesinde, ihale evraklarını, hak ediş evraklarını, mali hizmetlere gidecek ödeme evraklarını hazırlayan ve bu teknik işi bilen tek isimdi. Bu nedenle 2020/8 sayılı cumhurbaşkanlığı genelgesinin ikinci paragrafında personel amiri olarak tarafıma verilen yetki uyarınca ihtiyaç duyulan günlerde ara ara çağırmam üzerine gelip evrak düzenleme ve imza işlerini yaptı. Kendisine ise,  hep yardımcı olundu. Havva hanım bu arada yıllık izninde de kullandı. 19/10/2020 tarihi itibariyle Havva hanımın yıllık izni bitiyordu. Ben de 19 gün boyunca yıllık izinde olması nedeniyle biriken işleri olduğu için yapacağı işe ve atacağı imzaya ihtiyacım olduğumdan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi uyarınca bana verilen yetkiye istinaden ‘gel işe başla’ dedim. 27 Ekim akşamı bana ertesi günü yani 28 Ekim’de annesini hastaneye götüreceğini, annesine endoskopi ve kolonoskopi tetkikleri yapılacağını kendisinin de refakatçi olacağını belirten mesaj attı. Ben de kendisine Pazartesi’ye kadar kendisine ihtiyacım olmayacağı anlamına gelen bir mesaj attım ve 27 Ekim’den sonra ben Havva hanımı belediyede hiç görmedim. Bunun öncesinde yüz yüze geldiğimiz günlerde diş tedavisi dişçiye ve babasının tedavisi için hastanelere gidip geldiğini de söylüyordu. 02.11.2020 tarihinde bana Whatsapp’tan 1 Kasım tarihinde kızı Ayşe’nin test olduğunu ve kızı Ayşen’in koronavirüs testinin pozitif çıktığını gösteren ve ailecek karantinada olduklarını belirten mesaj attı. Yani aynı evde yaşadıkları kızı Ayşe, bana attığı mesajdaki belgeyle de sabit olduğu üzere 1 Kasım tarihi itibariyle Kovid-19 hastası. Daha sonra 6 Kasım tarihinde yani kızından 5 gün sonra Havva hanımın koronavirüs testi pozitif çıkıyor. Bana attığı mesajında da belirttiği üzere 28.10.2020 tarihinde annesinin tetkiklerini ve tedavisini yaptırmak üzere hastaneye götürüyor muhtemelen. 1 Kasım’dan birkaç gün öncesinden itibaren koronavirüs hastası olan kızı Ayşe ile aynı evde kalıyor. Kızı Ayşe’nin koronavirüs testi 1 Kasım’da pozitif çıkıyor. Ailecek karantinaya giriyorlar. Yine aynı evde kalıyorlar. 6 Kasım’da da Havva hanımın koronavirüs testi pozitif çıkıyor. Yani Havva hanım koronavirüs hastası kızıyla günlerce aynı evde yaşıyor Kovid-19 olmuyor, annesini hastaneye götürüyor Kovid-19 olmuyor, dişçiye ve babasının tedavisi için hastaneye gidiyor Kovid-19 olmuyor. Ben medyaya verilen 18 Ekim tarihli yani Havva hanımın Kovid-19 olmadan 19 gün önce ‘gel abla’ dediğim için kusurlu oluyorum. Bu durumu en başta sizlerin aklına ve vicdanına bırakıyorum. Hangi akla ve vicdana hangi somut delile ve belgeye dayanarak bu iftira atılmıştır. Bu olayı meclisin takdirine bırakıyorum. Bana iftira atan bu kişiler hakkında da yargı yoluna başvurup gerekli şikayetleri yapacağım.”