Bahçeli : Sözlerimin arkasındayım
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Geçmişte yaptığı terör örgütü PKK lideri Öcalan çıkışını yineleyen Bahçeli "sözlerimin arkasındayım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, geçen grup toplantısında terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a 'örgüte silah bıraktır, umut hakkından istifade et' çağrısını yineleyerek, "Sözümün arkasındayım" dedi.
Bahçeli, Esenyurt, Mardin, Halfeti ve Batman belediyelerine atanan kayyımlara ilişkin ilk yorumunu da yaptı. Bahçeli konuya ilişkin açıklamasında, "Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atananlar kayyım demokrasisinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkin değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgüt ile irtibat bağlarından dolayıdır. Türkiye'de hukukun üstünlüğü hakimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Dereyi görmeden paçayı sıvayanlara, geçeceği köprüyü yıkanlara, deniz dibinde sincap araştıranlara benzeyemeyiz. Biz MHP’yiz. Biz Cumhur ile Cumhuriyeti buluşturan, geçmişle geleceği buluşturan partiyiz.
Hilale tutkunuz birliğe vurgunuz. Ne yaparlarsa yapsınlar ayrılmaz kardeşlikten kopmayız. Türkiye demekten vazgeçmeyiz. Bayrak çekildiği gönderden inmeyecek.
Önemli olan akıl sahibi olmak değil aklın doğru zamanda ve doğru yerde kullanılmasıdır. Akıl hazır olmayınca gözün görmesi mümkün değildir. Ortak aklı çalıştıramamış ortak payda kuramamış toplumların çözülüp dağılmaları muhtemel neticedir.
Milletin hiçbir ferdini anasının dili, kökeni ne olursa olsun hiç kimseyi ayrıştırmıyor öteki görmüyorum.
Osmanlı İmparatorluğu yerel topluluk ve kültürleri nasıl bir arada tutup muhafaza etmişse, Türk milleti barış döneminde de aynısı olacaktır. Türk milleti hiçbir dönemde asimilasyoncu olmamıştır.
Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e kırdırmaya, milleti etnik kabilelere ayırmaya Anadolu'yu mozaik cehennemine dönüştürmek için fırsat kollayan alçaklara sesimiz çıkmasın mı? Bağımsızlığımızın çiğnenmesine tepkisiz mi kalalım?
BİR ÖCALAN ÇAĞRISI DAHA
Geçen hafta açıkladım, herkes konuştu. Daha da konuşuyorlar. Türkiye Yüzyılı'nda terörün kökü kazınacaktır. Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan terörist başı terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, "Haydi DEM grubuna gelsin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın" Umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır.
Analitik, ahlaki, akli ve empatik kavrayışla basiretsiz ve isabetsiz telkinlere yuvarlak ve yıkıcı ifadelere, olay ve olgularla bağdaşmayan aşırı isteklere kapalı durarak, 1000 yıllık kardeşliğimizi pekiştirmeliyiz.
Sefaletin doruk noktası bir başkasının iradesine bağımlı olmaktır. Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır. Silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramızda hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletimizden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin provokasyonu kafi gelemez.
23 Ekim TUSAŞ saldırısı Türkiye’ye yapılmıştır. Türk milletini hedef almıştır. 5 şehidimizin ve 2’si ağır 19 yaralımızın acısı Hakkari’den Edirne’ye Şırnak’tan Balıkesir’e Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş tamamını sarsmıştır.
Kürtler başka terör örgütü başkadır. İkisini birbirine karıştırmak en vahim cinayet, ülkemize ve milletimize yapılacak büyük kötülüktür. Kürtler kardeşimizdir. Milletimizin eşit ve onurlu vatandaşlarıdır. DEM Parti de kararını netleştirmeli, silahla siyaset arasında gelgitli tutumundan uzatmalı, nerede durduğunu terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır.
TBMM'nin milli iradenin tecellihagıdır ve adresi bellidir. TBMM gazidir, Türk milletinin kalbidir. İmralı adası neresidir? Hangi ülkenin toprağına bağlıdır? Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı. Bazı siyasetçilerimizin eğer varsa, düşünme melekelerini harekete geçirmelerini tavsiye ediyorum. Terörist başının TBMM DEM Parti grubuna itiraz ediyorlar da İmralı'da kalmasına niye tepki göstermiyorlar. Bu ne yaman bir çelişkidir. TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklıktır. Terörist başının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olamaz.
Cesedini ezmedikten sonra Meclis'e gelemezmiş. Türkiye'nin her yerinde geziyorlar. Ya siz cesetsizsiniz ya ruhsuzsunuz. Siz necisiniz. Diyorlar ki yeni anayasa süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz. Bizim evvela hedefimiz terör kamburundan kurtulmaktır.
'CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BİR KEZ DAHA SEÇİLSİN'
Terör hayatımızdan sökülüp atılırsa enflasyon canavarına darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik olarak zirveye çıkarsa, Cumhurbaşkanımızın bir kez daha seçilmesi doğal olan değil midir? Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılı'nın güvencesi için Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tek seçenektir."
KAYYIM AÇIKLAMASI
Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atananlar kayyım demokrasisinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkin değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgüt ile irtibat bağlarından dolayıdır. Türkiye'de hukukun üstünlüğü hakimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler.
Anayasa ve ilgili yasalar açıktır. Ancak CHP'nin uzlaşmaz ve provokatif hamleleri, sayın Cumhurbaşkanımızın ve bizim grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır.
Özellikle ciddi sağlık sorunları olan yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup, Kürt ağası sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi İmralı’ya, DEM Parti arasına çomak sokmak silsilesi CHP’nin kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş.
CHP Genel Başkanı şaşırmış su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM’i ayırt etmekte çok zorlandığımızı hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı buradan söylemek abartılı olmayacaktır. CHP kaynağından kopan yatağına küskün dere gibidir. Kuruması ve derin çatlaklar yaşaması mutlaktır. Özgür beyin Esenyurt’ta adalet müessesesine saldırması, savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması, normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına milletimizin sinir uçlarıyla oynatması su katılmamış edepsizliktir.
Özgür beyin 'Söz bitmek üzere' sözlerine binaen diyorum ki ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın! Ucuz numaraları bırakmalı, ayağını denk almalısın.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.